kervan
Aktif Üye
- Katılım
- 2 Haz 2020
- Mesajlar
- 945
- Tepkime puanı
- 2,388
- Puanları
- 93
- Cinsiyet
Muhabbetin Nihâî Meyvesi
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“...Allâh onlardan râzıdır, onlar da Allâh’dan râzıdır.” (Beyyine, 8)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
"Cennete girecek bir kısım insanlar vardır ki, onların kalpleri kuş kalbi gibi (rakîk ve güven içinde)dir." (Müslim, Cennet 27. Ahmed İbni Hanbel, Müsned, II, 331)
Rivâyete göre Hazret-i Peygamber (sav) Hârise (ra)‘e sordular:
“-Yâ Hârise! Nasıl sabâhladın?” Hârise:
“-Hakîkî bir mü’min olarak!” cevâbını verdi.
Bu defâ Hazret-i Peygamber (sav):
“-Yâ Hârise! Senin îmânının hakîkatinin delîli nedir?” dedi.
Hârise (ra):
“-Yâ Rasûlallâh! Nefsimi dünyâdan çektim. O kadar ki, dünyânın taşı ile altını, çamuru ile gümüşü, (gam ile sürûru) bana müsâvî oldu. Gecelerimi
uykusuz, gündüzlerimi susuz geçiriyorum. O hâle geldim ki, şimdi Rabbimin arşını âşikâr bir şekilde görür gibiyim…” dedi.
Bunun üzerine Allâh Rasûlü (sav):
“-Tamam yâ Hârise! Gönlünü bu hâliyle muhâfaza et! İşte istikâmet budur!..” buyurdular.
Hakk yolunda insanın varabileceği en yüce makâm, Allâh Teâlâ’nın kulundan râzı olmasıdır ki, bu da kulun Allâh’dan râzılığı ve O’na teslîmiyyetinin bir mükâfâtıdır.
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Hamîd:
Bütün isim ve sıfatlarıyla övgüye, hamde tek lâyık olan, yaptıklarında, söylediklerinde, dininde ve takdirinde hamdolunan, bütün varlığın diliyle övülen ve ancak kendisine şükredilen demektir.
Kısa Günün Kârı
Rızâ, muhabbetin nihâî meyvasıdır. Gönlü aşk ile dolu olan kul, Rabbinden gelen her şeyi sevgisi nisbetinde kucaklar. Hattâ âşık, elemin acısını duysa
bile buna o kadar râzıdır ki, ızdırâba rağbet ve heves dahî edebilir. Bu, ilerde alacağı mükâfât için şimdiki geçici eleme râzı olmaktır.
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“...Allâh onlardan râzıdır, onlar da Allâh’dan râzıdır.” (Beyyine, 8)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
"Cennete girecek bir kısım insanlar vardır ki, onların kalpleri kuş kalbi gibi (rakîk ve güven içinde)dir." (Müslim, Cennet 27. Ahmed İbni Hanbel, Müsned, II, 331)
Rivâyete göre Hazret-i Peygamber (sav) Hârise (ra)‘e sordular:
“-Yâ Hârise! Nasıl sabâhladın?” Hârise:
“-Hakîkî bir mü’min olarak!” cevâbını verdi.
Bu defâ Hazret-i Peygamber (sav):
“-Yâ Hârise! Senin îmânının hakîkatinin delîli nedir?” dedi.
Hârise (ra):
“-Yâ Rasûlallâh! Nefsimi dünyâdan çektim. O kadar ki, dünyânın taşı ile altını, çamuru ile gümüşü, (gam ile sürûru) bana müsâvî oldu. Gecelerimi
uykusuz, gündüzlerimi susuz geçiriyorum. O hâle geldim ki, şimdi Rabbimin arşını âşikâr bir şekilde görür gibiyim…” dedi.
Bunun üzerine Allâh Rasûlü (sav):
“-Tamam yâ Hârise! Gönlünü bu hâliyle muhâfaza et! İşte istikâmet budur!..” buyurdular.
Hakk yolunda insanın varabileceği en yüce makâm, Allâh Teâlâ’nın kulundan râzı olmasıdır ki, bu da kulun Allâh’dan râzılığı ve O’na teslîmiyyetinin bir mükâfâtıdır.
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Hamîd:
Bütün isim ve sıfatlarıyla övgüye, hamde tek lâyık olan, yaptıklarında, söylediklerinde, dininde ve takdirinde hamdolunan, bütün varlığın diliyle övülen ve ancak kendisine şükredilen demektir.
Kısa Günün Kârı
Rızâ, muhabbetin nihâî meyvasıdır. Gönlü aşk ile dolu olan kul, Rabbinden gelen her şeyi sevgisi nisbetinde kucaklar. Hattâ âşık, elemin acısını duysa
bile buna o kadar râzıdır ki, ızdırâba rağbet ve heves dahî edebilir. Bu, ilerde alacağı mükâfât için şimdiki geçici eleme râzı olmaktır.