- Katılım
- 1 May 2020
- Mesajlar
- 15,737
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 42,755
- Puanları
- 113
Mucize nedir?
Bir mucize eseri olarak kurtuldu." "Hayırdır, ne oldu?" "Araba
hurdahaş oldu, pestile döndü ama içindekiler sapasağlam çıktılar,
burunları bile kanamamış. Bir mucize bu, mucize!"
Oysa arabanın içindekiler, kazadan önce de bir mucize eseri olarak
yaşıyorlardı. Bir mucize eseri olarak gün geçiriyorlardı. Bir
aksilik, bir kaza, bir anormallik olacak ki, hayatın bir mucize
olduğu anlaşılsın. Oysa asıl mucize normal hayatın kendisi. Sıradan
ve basit gördüğümüz hayat... Bir insanın hayatta kalabilmesi için
binlerce şart lazımken, ölümcül bir kazadan kurtulması için bir tek
şart yeterli... Gözümüzün görmesi bir mucize, kulağımızın işitmesi
bir mucize, kan dolaşımımız bir mucize, sindirim sistemimiz bir
mucize; bütün bedenimiz ve işlevi her şeyiyle bir mucize... Ama
sıradan bakınca, sıradan görünce, üzerinde durmayınca, nasıl oluyor,
nasıl bitiyor diye sorgulamayınca o kadar mucize sıradanlaşıyor,
gizleniyor, gözden kayboluyor.
Şâh-ı Nakşibend ra. asırlardır hizmetleri devam eden, milyonlarca
insanın izini takip ettiği bir ilim ve hikmet deryasıdır. Bir gün
kendisine sormuşlar: "Efendim, sizden niçin bu kadar az keramet
görülüyor?"
Allah dostu şöyle cevap vermiş: "Bizim kerametimiz açıktır.
Omuzlarımızdaki bunca günah yüküne rağmen ayakta durabiliyor ve
yeryüzünde yürüyebiliyoruz. Bundan daha büyük keramet mi olur?"
Ayakta durmak, yürümek, oturup kalkmak, bu kadar haksızlıkların ve
yolsuzlukların yaşandığı bir dünyada ayakta kalabilmek gerçekten bir
keramet. Yani Allah'ın bir ikramı, lütfu ve bereketi...
Bir mucize eseri olarak kurtuldu." "Hayırdır, ne oldu?" "Araba
hurdahaş oldu, pestile döndü ama içindekiler sapasağlam çıktılar,
burunları bile kanamamış. Bir mucize bu, mucize!"
Oysa arabanın içindekiler, kazadan önce de bir mucize eseri olarak
yaşıyorlardı. Bir mucize eseri olarak gün geçiriyorlardı. Bir
aksilik, bir kaza, bir anormallik olacak ki, hayatın bir mucize
olduğu anlaşılsın. Oysa asıl mucize normal hayatın kendisi. Sıradan
ve basit gördüğümüz hayat... Bir insanın hayatta kalabilmesi için
binlerce şart lazımken, ölümcül bir kazadan kurtulması için bir tek
şart yeterli... Gözümüzün görmesi bir mucize, kulağımızın işitmesi
bir mucize, kan dolaşımımız bir mucize, sindirim sistemimiz bir
mucize; bütün bedenimiz ve işlevi her şeyiyle bir mucize... Ama
sıradan bakınca, sıradan görünce, üzerinde durmayınca, nasıl oluyor,
nasıl bitiyor diye sorgulamayınca o kadar mucize sıradanlaşıyor,
gizleniyor, gözden kayboluyor.
Şâh-ı Nakşibend ra. asırlardır hizmetleri devam eden, milyonlarca
insanın izini takip ettiği bir ilim ve hikmet deryasıdır. Bir gün
kendisine sormuşlar: "Efendim, sizden niçin bu kadar az keramet
görülüyor?"
Allah dostu şöyle cevap vermiş: "Bizim kerametimiz açıktır.
Omuzlarımızdaki bunca günah yüküne rağmen ayakta durabiliyor ve
yeryüzünde yürüyebiliyoruz. Bundan daha büyük keramet mi olur?"
Ayakta durmak, yürümek, oturup kalkmak, bu kadar haksızlıkların ve
yolsuzlukların yaşandığı bir dünyada ayakta kalabilmek gerçekten bir
keramet. Yani Allah'ın bir ikramı, lütfu ve bereketi...