kervan
Aktif Üye
- Katılım
- 2 Haz 2020
- Mesajlar
- 916
- Tepkime puanı
- 2,374
- Puanları
- 93
- Cinsiyet
Misafir Gider, Komşu Kalır
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“…Anaya, babaya, akrabâya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve mâliki bulunduğunuz kimselere ihsân ile muâmele edin, iyi davranın…” (Nisâ, 36)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Cebrâîl bana, dâimâ komşu hakkını tavsiye ederdi. Öyle ki ben, komşuları birbirine mîrasçı kılacak zannetmiştim!” (Buhârî, Edeb, 28; Müslim, Birr, 140)
Müslim bin Sa’d’ın yeğeni Abdullah şöyle anlatır:
Hacca gitmeye niyetlenmiştim. Dayım Müslim bana on bin dirhem verdi ve:
“–Medîne’ye vardığında araştır ve bunları en fakir âileye ver!” dedi.
Medîne-i Münevvere’ye vardığımda en fakir âilenin hangisi olduğunu sordum, bana bir ev gösterdiler. Varıp kapılarını çaldım. İçerden bir kadın:
“–Kim o?” dedi.
“–Ben Bağdat’tan gelen bir kişiyim. Gelirken bana on bin dirhem verildi ve Medîne’nin en fakir âilesine vermem emredildi. Buraya gelip sorduğumda
sizi gösterdiler, lütfen bu paraları kabul buyurunuz.” dedim. Kadın:
“–Sana paraları veren kimse -en fakir âileye vermeni- şart koşmuş. Şu bizim hizâmızdaki âile bizden daha muhtaç durumda.” dedi.
Oradan ayrılıp diğer eve gittim. Kapılarını çaldım. Bana cevap veren kadına öncekine söylediklerimin aynısını söyledim. Kadın bana şöyle dedi:
“–Biz ve komşularımız ihtiyaç husûsunda aynı seviyedeyiz. O parayı aramızda taksim et!” (İbnü’l-Cevzî, Sıfatü’s-Safve, II, 206)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
et-Tevvâb:
Kendisine yönelen kullarının günahlarını affeden, tövbelerini kabul eden demektir.
Kısa Günün Kârı
Komşunla kavga etme, misâfir gider, o kalır. Hazret-i Ebu Bekir (ra)
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“…Anaya, babaya, akrabâya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve mâliki bulunduğunuz kimselere ihsân ile muâmele edin, iyi davranın…” (Nisâ, 36)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Cebrâîl bana, dâimâ komşu hakkını tavsiye ederdi. Öyle ki ben, komşuları birbirine mîrasçı kılacak zannetmiştim!” (Buhârî, Edeb, 28; Müslim, Birr, 140)
Müslim bin Sa’d’ın yeğeni Abdullah şöyle anlatır:
Hacca gitmeye niyetlenmiştim. Dayım Müslim bana on bin dirhem verdi ve:
“–Medîne’ye vardığında araştır ve bunları en fakir âileye ver!” dedi.
Medîne-i Münevvere’ye vardığımda en fakir âilenin hangisi olduğunu sordum, bana bir ev gösterdiler. Varıp kapılarını çaldım. İçerden bir kadın:
“–Kim o?” dedi.
“–Ben Bağdat’tan gelen bir kişiyim. Gelirken bana on bin dirhem verildi ve Medîne’nin en fakir âilesine vermem emredildi. Buraya gelip sorduğumda
sizi gösterdiler, lütfen bu paraları kabul buyurunuz.” dedim. Kadın:
“–Sana paraları veren kimse -en fakir âileye vermeni- şart koşmuş. Şu bizim hizâmızdaki âile bizden daha muhtaç durumda.” dedi.
Oradan ayrılıp diğer eve gittim. Kapılarını çaldım. Bana cevap veren kadına öncekine söylediklerimin aynısını söyledim. Kadın bana şöyle dedi:
“–Biz ve komşularımız ihtiyaç husûsunda aynı seviyedeyiz. O parayı aramızda taksim et!” (İbnü’l-Cevzî, Sıfatü’s-Safve, II, 206)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
et-Tevvâb:
Kendisine yönelen kullarının günahlarını affeden, tövbelerini kabul eden demektir.
Kısa Günün Kârı
Komşunla kavga etme, misâfir gider, o kalır. Hazret-i Ebu Bekir (ra)