- Katılım
- 3 Mar 2021
- Mesajlar
- 7,634
- Tepkime puanı
- 24,606
- Puanları
- 113
- Konum
- Siirt
- Burç
- Akrep
- Memleket
- Siirt
- Cinsiyet
- Takım
Mehmed Göktaş altılı masadaki muhafazakarların hal-i pürmelalini değerlendiriyor.
Mehmed Göktaş / Doğruhaber
Marş marş, istikamet tıpış tıpış Altıok!
Her biriniz çok büyük iddialarla ortaya çıkacaksınız, seksen bir vilayette ve yüzlerce ilçede örgütleneceksiniz, parti binaları tutup donatacaksınız, ışıklı levhalarla göstereceksiniz, her örgüt için bilmem ne kadar insan görevlendireceksiniz, kurullar oluşturacaksınız ve iktidarı devralmaya, en azından ciddi bir ortak olma iddiasıyla meydanlara ineceksiniz…
Sonra? Sonra size denilecek ki; Hoop ne oluyor öyle, sizden sadece birkaç kişi alabiliriz, hem de kendi namınıza değil, kendi adınızla değil, kendi ambleminizle değil, onlar da altı okun altında.
Ve bütün bunları İslâmî bir kimlikle yapacaksınız.
Biliyorum, başkalarına hakaret etmek, alay etmek ne insanidir ve ne de İslâmîdir. Fakat birileri kendilerini bizim şu tanımlamamızdan çok daha rezilce tanımlamış durumdalar.
Aslında gelinen şu son noktada Kılıçdaroğlu diyor ki bu üç partiye;
“Artık siz yoksunuz, sizin bir kimliğiniz, sizin bir işaretiniz ve alâmetiniz yok, siz birkaç CHP milletvekilinden ibaretsiniz. Şu anda size düşen görev bizi cumhurbaşkanı makamına getirmektir, şimdi gidin ve beraber olduğunuz kim varsa hepsine söyleyin, tıpış tıpış sandıklara gitsinler ve altı okun altına mührü bassınlar, haydi marş marş!
“Siz kendinizi tanımlayamazsınız, sizin kim olduğunuzu ben karar verir ben tanımlarım; Siz şu anda birer CHP’lisiniz, CHP listelerinde birkaç isimsiniz, hepsi bu kadar.
Aman Allah’ım, insanoğluna kibirleri, gururları, enaniyetleri neler de yaptırırmış, nerelere savururmuş. Bu insanlar hiç aynaya bakmaz mı acaba, kaç kuruş ettiklerini az çok tahmin etmeye çalışmazlar mı?
İşin asıl üzücü yanı bu üç partinin az çok İslâmî bir kimliğe sahip olmalarıdır.
Mehmed Göktaş / Doğruhaber
Marş marş, istikamet tıpış tıpış Altıok!
Her biriniz çok büyük iddialarla ortaya çıkacaksınız, seksen bir vilayette ve yüzlerce ilçede örgütleneceksiniz, parti binaları tutup donatacaksınız, ışıklı levhalarla göstereceksiniz, her örgüt için bilmem ne kadar insan görevlendireceksiniz, kurullar oluşturacaksınız ve iktidarı devralmaya, en azından ciddi bir ortak olma iddiasıyla meydanlara ineceksiniz…
Sonra? Sonra size denilecek ki; Hoop ne oluyor öyle, sizden sadece birkaç kişi alabiliriz, hem de kendi namınıza değil, kendi adınızla değil, kendi ambleminizle değil, onlar da altı okun altında.
Ve bütün bunları İslâmî bir kimlikle yapacaksınız.
Biliyorum, başkalarına hakaret etmek, alay etmek ne insanidir ve ne de İslâmîdir. Fakat birileri kendilerini bizim şu tanımlamamızdan çok daha rezilce tanımlamış durumdalar.
Aslında gelinen şu son noktada Kılıçdaroğlu diyor ki bu üç partiye;
“Artık siz yoksunuz, sizin bir kimliğiniz, sizin bir işaretiniz ve alâmetiniz yok, siz birkaç CHP milletvekilinden ibaretsiniz. Şu anda size düşen görev bizi cumhurbaşkanı makamına getirmektir, şimdi gidin ve beraber olduğunuz kim varsa hepsine söyleyin, tıpış tıpış sandıklara gitsinler ve altı okun altına mührü bassınlar, haydi marş marş!
“Siz kendinizi tanımlayamazsınız, sizin kim olduğunuzu ben karar verir ben tanımlarım; Siz şu anda birer CHP’lisiniz, CHP listelerinde birkaç isimsiniz, hepsi bu kadar.
Aman Allah’ım, insanoğluna kibirleri, gururları, enaniyetleri neler de yaptırırmış, nerelere savururmuş. Bu insanlar hiç aynaya bakmaz mı acaba, kaç kuruş ettiklerini az çok tahmin etmeye çalışmazlar mı?
İşin asıl üzücü yanı bu üç partinin az çok İslâmî bir kimliğe sahip olmalarıdır.