Fatma Barbarosoğlu
Tarihin her döneminde yoksullar, hastalar, yaşlılar, kimsesiz ve yetimler var idi.
Lakin göz gördüğünden kendini mesul hisseder, Allah kulu kula vekil kılmış diyerek tanıklığını sorumluluğa çevirmeye çalışırdı insanlar.
Yaşadığımız dönemi diğer dönemlerden farklı kılan; bizim herkesi dışarıda tutarak, kendimizi mutluluk parantezine beyhude sığıştırmaya kalkmamız...
Huzur da, mutluluk da tek başına tadılabilen/yaşanabilen duygular değil.
Huzur, mutluluk, şükür bir başkasının acısını, kederini tamir etmeye çalışırken edinilmiş yorgunluğun üzerine gelir daima.
Postmodern tanıklığımız, sorumluluk paylaşmaya değil şiddete yol açıyor, küçümsemeye kibire yol açıyor. Postmodern dünyanın incinmişlerini sadece başarı hikâyesinin öznesi olarak görmeye tahammülümüz var.
Allah fakirleri, kimsesizleri sever, ben de Allah"ın sevdiklerinin yanı başında olayım bilinci yok maalesef bizde.
Bu bilinç yok diye "yapay bilinç" nakli bekleyecek değiliz!
Her dönemin bir imtihanı, her imtihanı geçecek bir dua vardır malumunuz.
Sizi okuyunca vurulduğum bir dua ile baş başa bırakıyorum. Dua Şevket Hüner Beyefendiye ait. Bu duayı kaydedin. Nereye mi? Zihninize ve kalbinize elbet.
Buyurun market duası…
Ya Rabbi;
Ailemin zoruyla dâhil olduğum tüketim yarışının bir ferdi olmaktan aklımı muhafaza et.
"Herkes sepetini doldururken ben bundan geride kalıyorum" eleminden kalbimi halas eyle.
Şu an önünde durduğum tüketimi artırmak için tasarlanmış Marketten nefsimi himaye eyle. İsrafa teşvik eden bu yere istemeyerek sol ayakla giriyorum sağ ayağımla çıkmamı nasip eyle
Küçük esnafı yok edip her şeyi kendi bünyesine alarak canavarlaşmış olandan ailemi gözet.
Asgari ihtiyaç listemin dışında alışveriş etme isteğimin israf olduğu kanaatine eriştir.
Diğer dolu sepetlerin tesiriyle elindekinin azlığıyla gönlü ezilen mağdurları muhafaza buyur.
Lüzumlu olanı alacağım reyonun etrafındaki dolu rafların ayartmasından gözümü sakındır.
Aileme alışveriş ederken ihtiyaç sahiplerini de unutmayıp onları memnun etmeyi nasip eyle.
Tüketerek mesut olunacağını vehmeden nefsimi, paylaşarak hoşnut olmaktan hissedar eyle. "Kendini iyi hissetmediğinde alışveriş etmelisin" şeytani yönlendirmesinden zihnimi arındır.
Kurban bayramında eti paylaştıklarıma kasap reyonundan alış veriş etme şerefine erdir.
Türlü türlü çukulataları ve şekerleri görünce bunlarla yetimleri bir an sevindirmeyi nasip eyle. İndirim peşinde gün boyu market market gezmeye meyyal nefsime hasta ziyaretini sevdir.
Hafta sonlarının aileme, alışverişi değil ihtiyaç sahipleriyle paylaşımı hatırlatmasını özendir. Bozukluğumla kasa yanındaki ıvır zıvırı almayı değil yetimlere harçlık vermeyi güzel göster.
Yaşlı ve hasta komşuların alışverişini yapıp poşetlerini evlerine teslim etmeye müyesser kıl.
Semt pazarlarının kurulduğu gün marketlerin yaptıkları indirimlere itibar etmeme mani ol.
Vücuduma ve aileme zarar veren şeyleri alıp doktorlara ve ilaçlara muhtaç kalmaktan koru.
Gerekli olmadığı halde kampanyalara kanıp "yığıp durma" hastalığından nefsimi halas eyle.
İhtiyacımız olmayan ürünleri sırf yanında hediyesi var diye alma ahmaklığından beri eyle.
Tüketimi arttırmak için çalınan müziğin coşkusuyla çılgınca alışverişten nefsimi uzaklaştır.
Girişteki dolaba elimdekileri bırakıp yeni yükler edinme konforuyla aldatılmaktan koru.
Alışveriş sepeti üzerinde gezdirerek bebeklerimizin pirupak fıtratlarını kirletmemizi engelle.
Marketin, kızlarımın masum evcilik oyunlarına sinsice sızmasından muhafaza buyur.
Çocukları markete götürüp tüketim alışkanlığı edindirme aymazlığından cümlemizi beri eyle. Henüz kazanmadığım parayı harcamama sebep olan kredi kartının şerrinden zatına sığınırım. Eşlerimize ve çocuklarımıza ek kart çıkartıp ipin ucunu kaçırmamızı isteyenlere fırsat verme.
Kredi kartıyla tüketince "bonus" biriktirmenin kazanç değil kayıp olduğunun izanına ulaştır. Slip çektirme kolaylığına kanıp borcunu ödeyemeyince özgürlüğünden olandan haberdar eyle.
Evlere servisin, taşıyamayacağımız kadar alışveriş ettirme tuzağı olduğunun idrakine erdir.
"Tükettiğin kadar medeni ve çağdaşsın" diyen Neoliberal politikaları yerin dibine geçir.
Ekstrede ayrıntısını gördüğüm halde tövbe etmediğim harcama kalemlerinden affına sığınırım
Kapıma bırakılan market broşürlerinin tesiriyle ihtiyaç listemi şişirmekten nefsimi koru. Reklâmlarda aciz gösterilen erkek ve öne çıkarılan kadınla kurulan tuzağın idrakine erdir.
Küsuratlı etiketlere kanıp sanki çok ucuz alıyorum izlenimine kapılma safdilliğinden koru.
Bizleri, yeni bir ürünü tattırmak adına kurulan reyonda doyma kurnazlığından beri eyle.
Tüketmek istediğimde ayaktayken oturmayı, otururken yatıp bu histen kurtulma dirayetine ulaştır.
Her türlü ateşi söndüren "abdest" almanın içimizdeki israf ateşini söndürmesini nasip eyle.
Âmin…
Şevket HÜNER
Tarihin her döneminde yoksullar, hastalar, yaşlılar, kimsesiz ve yetimler var idi.
Lakin göz gördüğünden kendini mesul hisseder, Allah kulu kula vekil kılmış diyerek tanıklığını sorumluluğa çevirmeye çalışırdı insanlar.
Yaşadığımız dönemi diğer dönemlerden farklı kılan; bizim herkesi dışarıda tutarak, kendimizi mutluluk parantezine beyhude sığıştırmaya kalkmamız...
Huzur da, mutluluk da tek başına tadılabilen/yaşanabilen duygular değil.
Huzur, mutluluk, şükür bir başkasının acısını, kederini tamir etmeye çalışırken edinilmiş yorgunluğun üzerine gelir daima.
Postmodern tanıklığımız, sorumluluk paylaşmaya değil şiddete yol açıyor, küçümsemeye kibire yol açıyor. Postmodern dünyanın incinmişlerini sadece başarı hikâyesinin öznesi olarak görmeye tahammülümüz var.
Allah fakirleri, kimsesizleri sever, ben de Allah"ın sevdiklerinin yanı başında olayım bilinci yok maalesef bizde.
Bu bilinç yok diye "yapay bilinç" nakli bekleyecek değiliz!
Her dönemin bir imtihanı, her imtihanı geçecek bir dua vardır malumunuz.
Sizi okuyunca vurulduğum bir dua ile baş başa bırakıyorum. Dua Şevket Hüner Beyefendiye ait. Bu duayı kaydedin. Nereye mi? Zihninize ve kalbinize elbet.
Buyurun market duası…
Ya Rabbi;
Ailemin zoruyla dâhil olduğum tüketim yarışının bir ferdi olmaktan aklımı muhafaza et.
"Herkes sepetini doldururken ben bundan geride kalıyorum" eleminden kalbimi halas eyle.
Şu an önünde durduğum tüketimi artırmak için tasarlanmış Marketten nefsimi himaye eyle. İsrafa teşvik eden bu yere istemeyerek sol ayakla giriyorum sağ ayağımla çıkmamı nasip eyle
Küçük esnafı yok edip her şeyi kendi bünyesine alarak canavarlaşmış olandan ailemi gözet.
Asgari ihtiyaç listemin dışında alışveriş etme isteğimin israf olduğu kanaatine eriştir.
Diğer dolu sepetlerin tesiriyle elindekinin azlığıyla gönlü ezilen mağdurları muhafaza buyur.
Lüzumlu olanı alacağım reyonun etrafındaki dolu rafların ayartmasından gözümü sakındır.
Aileme alışveriş ederken ihtiyaç sahiplerini de unutmayıp onları memnun etmeyi nasip eyle.
Tüketerek mesut olunacağını vehmeden nefsimi, paylaşarak hoşnut olmaktan hissedar eyle. "Kendini iyi hissetmediğinde alışveriş etmelisin" şeytani yönlendirmesinden zihnimi arındır.
Kurban bayramında eti paylaştıklarıma kasap reyonundan alış veriş etme şerefine erdir.
Türlü türlü çukulataları ve şekerleri görünce bunlarla yetimleri bir an sevindirmeyi nasip eyle. İndirim peşinde gün boyu market market gezmeye meyyal nefsime hasta ziyaretini sevdir.
Hafta sonlarının aileme, alışverişi değil ihtiyaç sahipleriyle paylaşımı hatırlatmasını özendir. Bozukluğumla kasa yanındaki ıvır zıvırı almayı değil yetimlere harçlık vermeyi güzel göster.
Yaşlı ve hasta komşuların alışverişini yapıp poşetlerini evlerine teslim etmeye müyesser kıl.
Semt pazarlarının kurulduğu gün marketlerin yaptıkları indirimlere itibar etmeme mani ol.
Vücuduma ve aileme zarar veren şeyleri alıp doktorlara ve ilaçlara muhtaç kalmaktan koru.
Gerekli olmadığı halde kampanyalara kanıp "yığıp durma" hastalığından nefsimi halas eyle.
İhtiyacımız olmayan ürünleri sırf yanında hediyesi var diye alma ahmaklığından beri eyle.
Tüketimi arttırmak için çalınan müziğin coşkusuyla çılgınca alışverişten nefsimi uzaklaştır.
Girişteki dolaba elimdekileri bırakıp yeni yükler edinme konforuyla aldatılmaktan koru.
Alışveriş sepeti üzerinde gezdirerek bebeklerimizin pirupak fıtratlarını kirletmemizi engelle.
Marketin, kızlarımın masum evcilik oyunlarına sinsice sızmasından muhafaza buyur.
Çocukları markete götürüp tüketim alışkanlığı edindirme aymazlığından cümlemizi beri eyle. Henüz kazanmadığım parayı harcamama sebep olan kredi kartının şerrinden zatına sığınırım. Eşlerimize ve çocuklarımıza ek kart çıkartıp ipin ucunu kaçırmamızı isteyenlere fırsat verme.
Kredi kartıyla tüketince "bonus" biriktirmenin kazanç değil kayıp olduğunun izanına ulaştır. Slip çektirme kolaylığına kanıp borcunu ödeyemeyince özgürlüğünden olandan haberdar eyle.
Evlere servisin, taşıyamayacağımız kadar alışveriş ettirme tuzağı olduğunun idrakine erdir.
"Tükettiğin kadar medeni ve çağdaşsın" diyen Neoliberal politikaları yerin dibine geçir.
Ekstrede ayrıntısını gördüğüm halde tövbe etmediğim harcama kalemlerinden affına sığınırım
Kapıma bırakılan market broşürlerinin tesiriyle ihtiyaç listemi şişirmekten nefsimi koru. Reklâmlarda aciz gösterilen erkek ve öne çıkarılan kadınla kurulan tuzağın idrakine erdir.
Küsuratlı etiketlere kanıp sanki çok ucuz alıyorum izlenimine kapılma safdilliğinden koru.
Bizleri, yeni bir ürünü tattırmak adına kurulan reyonda doyma kurnazlığından beri eyle.
Tüketmek istediğimde ayaktayken oturmayı, otururken yatıp bu histen kurtulma dirayetine ulaştır.
Her türlü ateşi söndüren "abdest" almanın içimizdeki israf ateşini söndürmesini nasip eyle.
Âmin…
Şevket HÜNER