kervan
Aktif Üye
- Katılım
- 2 Haz 2020
- Mesajlar
- 916
- Tepkime puanı
- 2,374
- Puanları
- 93
- Cinsiyet
Mânevî Cihâd
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Biz’im uğrumuzda cihâd edenleri elbette kendi yollarımıza eriştireceğiz. Hiç şüphe yok ki Allah, ihsân ehliyle beraberdir.” (Ankebût, 69)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Gerçek mücâhid, nefsine (hevâ ve heveslerine) karşı cihâd edendir.” (Tirmizî, Fedâilü’l-Cihâd, 2/1621)
Mü’min, dış düşmana karşı cihâda hazır olmak için de evvelâ iç düşmana karşı mücâhedesinde muvaffak olmak zorundadır. Nefse ve şeytana karşı
takvâ zırhına bürünerek mânevî cihâdı kazanmadan, dış düşmana karşı gerçek bir zafer beklemek, beyhûdedir.
Bu hakîkati şu hâdise ne güzel îzah eder:
Yavuz Sultan Selim Han Mısır Seferi’ne giderken ordunun Gebze yakınlarından geçtiği yerler, hep bağlık-bahçelikti. Sultan Selim Han;
“Acaba askerlerim, sahibinden izin almadan, üzüm ve elma koparıp yediler mi?!” diye düşüncelere daldı. Sonra yeniçeri ağasını huzûruna çağırıp;
“–Ağa fermânımdır; bütün askerlerimin heybeleri yoklansın! Heybesinde bir elma veya üzüm salkımı çıkan asker olursa, derhâl huzûruma getirilsin!” diye emretti.
Yeniçeri ağası, hemen harekete geçerek heybeleri araştırdı. Daha sonra Sultân’ın huzûruna gelerek:
“–Sultânım, koparılmış hiçbir meyve izine rastlamadık!..” dedi.
Yavuz, bu habere çok sevindi. Üzerinden büyük bir ağırlık kalktı. Ellerini yüce dergâha açarak;
“Allâh’ım! Sana sonsuz hamd ü senâlar olsun! Bana haram yemekten sakınan bir ordu ihsân eyledin!..” dedi.
Sonra da yeniçeri ağasına;
“–Şayet askerlerim izinsiz meyve koparmış olsalardı, Mısır seferinden vazgeçerdim. Çünkü, haram yiyen bir ordu ile beldelerin fethi mümkün olmaz!..” dedi.
Bizler de o mübarek ecdâdın bugünkü temsilcileri olmalıyız. Bunun için, bütün ilâhî emirlere ve nehiylere titizlikle riâyet etmeliyiz. Hayatımızın her
safhasında İslâm’ın hükümlerine tam bir teslîmiyetle itaat etmeli, bütün varlığımızla Hakk’a râm olmalıyız. (Osman Nûri Topbaş, Altınoluk Dergisi Ekim-2018)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Mübdi’:
Mahlûkatı, maddesiz, örneksiz olarak ilk baştan yaratan, kâinatı yoktan var eden demektir.
Kısa Günün Kârı
Gerçek cihad, kendini zâhiren ve bâtınen ikmâl eden mü’minlerin, yeryüzünde zulmü ortadan kaldırarak insanların ebedî kurtuluşuna vesîle olabilme gayret ve heyecanı içinde yaşamalarıdır.
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Biz’im uğrumuzda cihâd edenleri elbette kendi yollarımıza eriştireceğiz. Hiç şüphe yok ki Allah, ihsân ehliyle beraberdir.” (Ankebût, 69)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Gerçek mücâhid, nefsine (hevâ ve heveslerine) karşı cihâd edendir.” (Tirmizî, Fedâilü’l-Cihâd, 2/1621)
Mü’min, dış düşmana karşı cihâda hazır olmak için de evvelâ iç düşmana karşı mücâhedesinde muvaffak olmak zorundadır. Nefse ve şeytana karşı
takvâ zırhına bürünerek mânevî cihâdı kazanmadan, dış düşmana karşı gerçek bir zafer beklemek, beyhûdedir.
Bu hakîkati şu hâdise ne güzel îzah eder:
Yavuz Sultan Selim Han Mısır Seferi’ne giderken ordunun Gebze yakınlarından geçtiği yerler, hep bağlık-bahçelikti. Sultan Selim Han;
“Acaba askerlerim, sahibinden izin almadan, üzüm ve elma koparıp yediler mi?!” diye düşüncelere daldı. Sonra yeniçeri ağasını huzûruna çağırıp;
“–Ağa fermânımdır; bütün askerlerimin heybeleri yoklansın! Heybesinde bir elma veya üzüm salkımı çıkan asker olursa, derhâl huzûruma getirilsin!” diye emretti.
Yeniçeri ağası, hemen harekete geçerek heybeleri araştırdı. Daha sonra Sultân’ın huzûruna gelerek:
“–Sultânım, koparılmış hiçbir meyve izine rastlamadık!..” dedi.
Yavuz, bu habere çok sevindi. Üzerinden büyük bir ağırlık kalktı. Ellerini yüce dergâha açarak;
“Allâh’ım! Sana sonsuz hamd ü senâlar olsun! Bana haram yemekten sakınan bir ordu ihsân eyledin!..” dedi.
Sonra da yeniçeri ağasına;
“–Şayet askerlerim izinsiz meyve koparmış olsalardı, Mısır seferinden vazgeçerdim. Çünkü, haram yiyen bir ordu ile beldelerin fethi mümkün olmaz!..” dedi.
Bizler de o mübarek ecdâdın bugünkü temsilcileri olmalıyız. Bunun için, bütün ilâhî emirlere ve nehiylere titizlikle riâyet etmeliyiz. Hayatımızın her
safhasında İslâm’ın hükümlerine tam bir teslîmiyetle itaat etmeli, bütün varlığımızla Hakk’a râm olmalıyız. (Osman Nûri Topbaş, Altınoluk Dergisi Ekim-2018)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Mübdi’:
Mahlûkatı, maddesiz, örneksiz olarak ilk baştan yaratan, kâinatı yoktan var eden demektir.
Kısa Günün Kârı
Gerçek cihad, kendini zâhiren ve bâtınen ikmâl eden mü’minlerin, yeryüzünde zulmü ortadan kaldırarak insanların ebedî kurtuluşuna vesîle olabilme gayret ve heyecanı içinde yaşamalarıdır.