kervan
Aktif Üye
- Katılım
- 2 Haz 2020
- Mesajlar
- 916
- Tepkime puanı
- 2,374
- Puanları
- 93
- Cinsiyet
Kurban Bayramı Arefesi
Kurban Âdâbı
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Biz, her ümmete (Kurban kesmeye uygun) hayvan cinsinden kendilerine rızık olarak verdiklerimiz üzerine Allah'ın adını ansınlar diye kurban kesmeyi gerekli kıldık.” (Hac, 34)
Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:
“Ramazan ve Kurban Bayramı gecelerini, sevabını Allah’tan umarak ibadetle ihya edenlerin kalbi, bütün kalplerin öldüğü günde ölmeyecektir.” (İbn-i Mâce, Sıyâm, 68)
Kurban’ın her şeyden önce Allah için yapılan bir ibadet olduğu unutulmamalı, bu mübârek günlerde zikir, fikir ve şükürle ibadet vecdini muhâfaza
etmelidir. Ayrıca dirâyetli ve ehil olanlar, hayvanlarını bizzat kendileri kesmeli, kurbanın ruh ve mânâsını yakından hissetmeye gayret etmelidirler.
Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Vedâ Haccı’nda 100 kurbanından 63’ünü bizzat kendileri kesmişlerdir. Kendileri kesemeyenler ise
ehil birine vekâlet vermeli, fakat imkân varsa kesim esnâsında huşû, tâzim ve ihtiram duyguları içinde hayvanın yanında beklemelidirler.
Nitekim Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
“Ey Fâtıma! Kalk, kurbanının yanında bulun! Şunu iyi bil ki onun kanından yere düşen ilk damla ile, işlemiş olduğun (küçük) günahlar affedilir.”
(Hâkim, IV, 247/7524; Heysemî, IV, 17; Beyhakî, Şuab, V, 483)
Öte yandan, kurbanlık hayvanlara da güzel davranmak, onları ürkütmemek, susuzsa su içirip rahatlatmak ve kesim yerine güzelce götürmek îcâb
eder. Kurbanı, keskin bir bıçakla kesmek ve ona hiçbir şekilde eziyet etmemek gerekir. Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de hayvanların
görmeyeceği bir yerde bıçakların güzelce bilenmesini emretmiş ve şu tembihlerde bulunmuştur:
“Biriniz hayvanını keseceği zaman, o işi hızlı yapsın!” (İbn-i Mâce, Zebâih, 3)
“Allah her şeyi en güzel şekilde yapmayı emretmiştir… (Kurban) kestiğiniz zaman kesmeyi en iyi şekilde yapınız! Her biriniz bıçağını bilesin ve
hayvanını rahatlatsın!” (Müslim, Sayd, 57; Tirmizî, Diyât, 14/1409)
Hatırlatma
Teşrik Tekbiri
Kurban Bayramı’nın Arefe günü sabah namazından bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar, 23 vakitte, yalnız başına veya cemaatle kılınan farz namazlarının arkasından birer defa:
“Allahu ekber Allahu ekber, La İlahe illallahu va’llahu ekber, Allahu ekber ve lillahi’l Hamd”
diyerek tekbir getirmek, erkek-kadın, imam-cemaat, mükim-misafir her müslümana vaciptir. Buna teşrik tekbiri denir.
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Hâfıd:
Kâfirleri, felâketlere uğratarak, düşmanlarını kendinden uzak kılarak alçaltan, en üst mertebelerden en aşağı mertebelere indiren demektir.
Kısa Günün Kârı
Cenâb-ı Hak, kurbanlarımızı İbrahim -aleyhisselâm-’ın gönlündeki fedâkârlık, teslîmiyet, rızâ, takvâ ve muhabbetten hisse alarak kesebilmeyi,
mazlum ve muhtaç din kardeşlerimize ikramlarda bulunarak onların gönüllerine de bayram huzuru tevzî edebilmeyi cümlemize nasip ve müyesser
eylesin. Gerçek bayramların saâdet ve neşeleriyle milletimizin, vatanımızın ve bütün İslâm âleminin yüzünü güldürsün…
Âmîn!
Kurban Âdâbı
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Biz, her ümmete (Kurban kesmeye uygun) hayvan cinsinden kendilerine rızık olarak verdiklerimiz üzerine Allah'ın adını ansınlar diye kurban kesmeyi gerekli kıldık.” (Hac, 34)
Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:
“Ramazan ve Kurban Bayramı gecelerini, sevabını Allah’tan umarak ibadetle ihya edenlerin kalbi, bütün kalplerin öldüğü günde ölmeyecektir.” (İbn-i Mâce, Sıyâm, 68)
Kurban’ın her şeyden önce Allah için yapılan bir ibadet olduğu unutulmamalı, bu mübârek günlerde zikir, fikir ve şükürle ibadet vecdini muhâfaza
etmelidir. Ayrıca dirâyetli ve ehil olanlar, hayvanlarını bizzat kendileri kesmeli, kurbanın ruh ve mânâsını yakından hissetmeye gayret etmelidirler.
Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Vedâ Haccı’nda 100 kurbanından 63’ünü bizzat kendileri kesmişlerdir. Kendileri kesemeyenler ise
ehil birine vekâlet vermeli, fakat imkân varsa kesim esnâsında huşû, tâzim ve ihtiram duyguları içinde hayvanın yanında beklemelidirler.
Nitekim Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
“Ey Fâtıma! Kalk, kurbanının yanında bulun! Şunu iyi bil ki onun kanından yere düşen ilk damla ile, işlemiş olduğun (küçük) günahlar affedilir.”
(Hâkim, IV, 247/7524; Heysemî, IV, 17; Beyhakî, Şuab, V, 483)
Öte yandan, kurbanlık hayvanlara da güzel davranmak, onları ürkütmemek, susuzsa su içirip rahatlatmak ve kesim yerine güzelce götürmek îcâb
eder. Kurbanı, keskin bir bıçakla kesmek ve ona hiçbir şekilde eziyet etmemek gerekir. Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de hayvanların
görmeyeceği bir yerde bıçakların güzelce bilenmesini emretmiş ve şu tembihlerde bulunmuştur:
“Biriniz hayvanını keseceği zaman, o işi hızlı yapsın!” (İbn-i Mâce, Zebâih, 3)
“Allah her şeyi en güzel şekilde yapmayı emretmiştir… (Kurban) kestiğiniz zaman kesmeyi en iyi şekilde yapınız! Her biriniz bıçağını bilesin ve
hayvanını rahatlatsın!” (Müslim, Sayd, 57; Tirmizî, Diyât, 14/1409)
Hatırlatma
Teşrik Tekbiri
Kurban Bayramı’nın Arefe günü sabah namazından bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar, 23 vakitte, yalnız başına veya cemaatle kılınan farz namazlarının arkasından birer defa:
“Allahu ekber Allahu ekber, La İlahe illallahu va’llahu ekber, Allahu ekber ve lillahi’l Hamd”
diyerek tekbir getirmek, erkek-kadın, imam-cemaat, mükim-misafir her müslümana vaciptir. Buna teşrik tekbiri denir.
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Hâfıd:
Kâfirleri, felâketlere uğratarak, düşmanlarını kendinden uzak kılarak alçaltan, en üst mertebelerden en aşağı mertebelere indiren demektir.
Kısa Günün Kârı
Cenâb-ı Hak, kurbanlarımızı İbrahim -aleyhisselâm-’ın gönlündeki fedâkârlık, teslîmiyet, rızâ, takvâ ve muhabbetten hisse alarak kesebilmeyi,
mazlum ve muhtaç din kardeşlerimize ikramlarda bulunarak onların gönüllerine de bayram huzuru tevzî edebilmeyi cümlemize nasip ve müyesser
eylesin. Gerçek bayramların saâdet ve neşeleriyle milletimizin, vatanımızın ve bütün İslâm âleminin yüzünü güldürsün…
Âmîn!