Foruma hoş geldin, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Düşünce Platformumuza Hoşgeldiniz!

Düşünce Platformumuz bilgi ve düşüncenin en özgür adresidir!
Güne, gündeme ve yarınlara dair söyleyeceğim var diyenlerin, günlük koşuşturmaca içerisinde zihin jimnastiği yapmak isteyenlerin özgürlük meşalesi ~ FORUM KALEMİ ~

Kuran 'da yok diyen gencin hazin sonu.

AsyA

Forum Kalemi
Öylesine...
Katılım
1 May 2020
Mesajlar
14,290
Çözümler
1
Tepkime puanı
37,981
Puanları
113
KURAN'DA YOK DİYEN BİR GENCİN HAZİN SONU

Bir gün dersten çıkmış ve altın kullanmanın erkeklere haram olmadığını çünkü Kuran'da geçemediğini öğrenmişti. Hadislerde geçiyormuş. Hadisler de peygamber efendimizden iki yüz yıl sonra yazılmışmış... Önceleri kafaya takmadığı bu bilgili nişanlı olunca fark etti. Altın yüzük almışlardı. Takmalı mı takmamalı mı?

Takmaya karar verdi çünkü Kuran'da böyle bir yasak yoktu.

Sonra ipeğin de erkeklere haram olmadığını öğrendi. Çünkü Kuran'da geçmiyordu. İpek bir kravat aldı ve onu iştahla taktı.

Kuran okuyordu. İyi meal takip ediyordu. Sonra Kuran'da bir gün ve gecede beş vaktin olmadığını da öğrendi. Ayetler iki, üç ve beş vakit için müsait manalar taşıyordu. Madem Kuran'da net bir vakit yoktu. Öyleyse iki de üç de beş de kılabilirdi. Bir sabah bir de akşam yeterli idi onun için. Bu şekilde bir müddet devam etti.

Sonra namazı bozan şeyler arasında konuşmanın, yemek yemenin, su içmenin olmadığını gördü. Kuran'da bunların namazı bozduğuna dair bir bilgi yoktu. Bundan sonra namazda telefonu çalınca "alo ben namazdayım, sonra ararım" demeye başladı. Bazen de namazın içinde telefon ile görüşüp sonra kaldığı yerden devam etmeye başladı. Namazda yorulunca bir yudum su da içiyordu. Çünkü namazı bozan bir durum değildi. Çünkü Kuran'da geçmiyordu.

Herkes onun namazını konuşurken Kuran'da namazın belli bir tertiple olmadığını gördü. Yani tüm Kuran ayetlerini yanyana getirse de önce tekbir alması, kıyam yapması, rukü, secde ve oturma ile namazın bir düzeni Kuran'da yer almıyordu. Demek ki şimdiye kadar hep taklidi olarak namaz kılmış. Artık bundan sonra Kuran'ın dediği gibi namaz kılmalıydı. Fakat önce rukü ile mi yoksa direk secde ile mi yoksa kıyam ile mi karar veremedi. Değişik şekillerde kıldı. Bazen kıyamda başladı tahiyyat ile bitirdi. Bazen de tahiyyat ile başlayıp kıyam ile bitirdi.

Kendisi de bu halinden memnun değildi. Ne yapıyorum diye sordu kendisine? Tam bu sorunun cevabını ararken birden namazda neden her zaman Fatiha Sûresi sonra da kısa bir Sûre veya ayetler okuyorum diye sordu. Rukü ve secdede hep önceden ezberlemiş olduğu duaları okuyordu. Tahiyyatta ise aynı dualar.. Fatiha okumak, sûre okumak, bu dualar Kuran'ın emri değildi. Karar verdi. Her zaman farklı bir Sûre okumalıydı. Hem niye Fatiha? Niye Ettehiyyatu? Kuran'da geçen duaları namazın her tarafına yerleştirdi. Böylece kendisine has bir namaz şekli ortaya çıktı. Ama kafasında soru işaretleri de başlamıştı. Bu nereye kadar gidecek?

Bir gün sabah kıldığı iki rekat ve yatsı kıldığı dört rekatı düşündü. Neden biri iki diğeri dört? Kuran'da aradı. Ama bulamadı. Ya yatsıyı iki kılacak ya da sabahı dört kılacaktı? Ya da Niye iki veya dört? Beş altı yedi olamaz mı? Kafası iyice karışmıştı?

Namaz konusunda o kadar kafası karıştı ki ne yapacağını bilemez oldu. Bir gün bir hocanın namaz aslında duadır. Otururken, ayakta iken, uzanırken yapılan bir duadır sözünü işitti. Tamam dedi. Demek ben yıllarca kendimi bu şekillerde hep yanlış yapmışım. Doğrusu bu olmalı diyerek namazı bu şekilde eda etmeye başladı. Bu yeni namaz kolaydı.

Vakit yok. İstediğin vakitte yapabilirsin. Rekat sayısı yok. Eğilmeye kalkmaya, oturmaya, Fatiha ya da başka bir şey okumaya gerek yok. Günün istediğin vaktinde kalbinde Allah'ı anıyorsun ve bu Kuran'da Salat diye ifade edilen namazdı. Bu şekilde yapmaya başladı. Yani artık namaz kılmıyordu sadece dua ediyordu.

Tüm bu aşamaya nerden gelmişti?

Kuran'da yok ve hadisler peygamber efendimizin vefatından iki yüz yıl sonra yazılmış çoğu da Emevi- Abbasi işi hadislerdir sözünden sonra olmuştu.

Not bu olay hayalidir. Lütfen bu kısma takılmayın!

Şimdi Kuran bize yeter diyenler kusura bakmasınlar. Eğer namazı bizim gibi vakitli, rekatlı, tertipli, namazı bozan ve bozmayan şeyler ile eda ediyorsanız demek ki Kuran size yetmiyor. Yok namaz kılmıyorsanız da sizi gerçekten tebrik ederim. Fikrinizde samimisiniz.

Murat PADAK
Şanlıurfa Diyanet Eğitim Merkezi Eğitim Görevlisi
 

Qasem

FK Üye
🌿🌼
Katılım
3 May 2020
Mesajlar
14,963
Çözümler
12
Tepkime puanı
39,686
Puanları
113
Konum
Avrupa
Web sitesi
forumkalemi.com
Burç
Akrep
İsim
Murat
Cinsiyet
Takım
lIr3ry
Sevgili Murat hocam dediğiniz gibi bu sadece kurgu ve asıl buraya takılmak gerek. Kurgu üzerinden hareket ederek hadis diye geçen her sözü alıp uygulamamızı bir kurgu üzerinden dayatıyırsunuz. Oysa bahsini ettiğiniz kesimlerin yüzde 99,9 u Sahih sünnet ve Sahih hadisler üzerinden vahyi anlamaya ve onu yaşamaya çalışırlar. Usvetul hadene gerçeğini ıskalmazlar.
Tarihte Yaşar Nuri yada Zekeriya Beyaz gibi hokkabaz sahtekar çoktur, bir kaç kendini bilmezi, vahyi hayatının merkezine alan bir çok kişiye mal edemezsiniz.
Akımın modern kurucusu seyit Ahmet handır. Biliyorsunuz ki seyit Ahmet han dahi sahih sünneten şaşmamıştır. Onun Kuranda geçen melek kavramını farklı yorumlaması, meleği tanımlarken yüzlerce uydurma hadise dayanmaması onu Hadis inkarcısı yapmaz. Evet tevil ve İslamı anlama yetisi sorunlu ama elinizdeki bir kaç örneği genele yaymanız yanlış.
Saygılar
 

Forumdan daha fazla yararlanmak için giriş yapın yada üye olun!

Forumdan daha fazla yararlanmak için giriş yapın veya kayıt olun!

Kayıt ol

Forumda bir hesap oluşturmak tamamen ücretsizdir.

Şimdi kayıt ol
Giriş yap

Eğer bir hesabınız var ise lütfen giriş yapın

Giriş yap

Tema düzenleyici

Tema özelletirmeleri

Grafik arka planlar

Granit arka planlar