kervan
Aktif Üye
- Katılım
- 2 Haz 2020
- Mesajlar
- 945
- Tepkime puanı
- 2,388
- Puanları
- 93
- Cinsiyet
Kulluğun Özü
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua edin, kabul edeyim. Çünkü bana ibadeti bırakıp büyüklük taslayanlar aşağılanarak cehenneme gireceklerdir.” (Mü’min, 60)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Kime dua kapısı açılırsa, ona rahmet kapıları açılır. Allah’ın en çok sevdiği şey, kendisinden âfiyet istenilmesidir. Dua, inen ve inmeyen (belâlara
karşı) faydalı olur. Onun için ey Allah’ın kulları, duaya sarılınız.” (Tirmizî, Deavât, 101/3548)
Çağırmak, seslenmek, istemek, yardım talep etmek anlamlarına gelen dua, “kulun bütün benliğiyle Allah’a yönelmesi” ya da “gücü sınırlı ve sonlu bir
varlık olan insanın, sınırsız ve sonsuz bir kudret karşısında âcizliğini kabul ederek yardım dilemesi”dir. Dua, kulluk şuuruyla Hakk’a yönelip, tevazu ve
mahviyet içinde, ihtiyaçlarımızı O’na arz etmemizdir. Aslında dualarımızla biz, beşerî isteklerimizin gerçekleşmesinden ziyâde, Rabbimiz’e tâzîmimizi,
îtimâdımızı ve her şeyi O’ndan beklediğimizi izhar ederiz.
Dua eden bir kimse, bütün gönlüyle Allah’a yönelip ilticâ edebildiği takdirde, kendisine her şeyden daha yakın olan Rabbine karşı, saygısını ifade etmiş olur.
Kur’ân’a göre dua etmek, Allah’a ulaşabilmenin en kolay yoludur. Zira O, insana şah damarından daha yakın olan, her şeyi bilen ve işitendir... İnsanın
içinden geçirdiği tek bir düşünce bile Allah’a gizli kalmaz. İşte Cenâb-ı Hak, bu husustaki bütün şüpheleri bertaraf ederek kullarını irşâd için buyuruyor ki:
“Kullarım sana beni sorarlarsa, ben çok yakınım. Bana dua ettiği vakit, dua edenin dileğine karşılık veririm. O hâlde (kullarım da) benim dâvetime
uysunlar ve bana inansınlar ki doğru yolu bulabilsinler.” (Bakara, 186)
İnsan, kulluğunun şuurunda olduğu müddetçe, Allah katında bir değer kazanabilir. Bu yüzden insanın Allah’a yönelmesi, hataları konusunda Rabbine
tevbe etmesi ve sadece O’ndan yardım dilemesi gerekmektedir. (Dr. Murat Kaya, Efendimiz’den Hayat Ölçüleri, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Hâfıd:
Kâfirleri, felâketlere uğratarak, düşmanlarını kendinden uzak kılarak alçaltan, en üst mertebelerden en aşağı mertebelere indiren demektir.
Kısa Günün Kârı
İbn-i Atâ Hazretleri, duanın rükünleri, kanatları, sebepleri ve vakitleri olduğunu söyler ve: “Duanın rükünleri tam olursa kuvvetlenir, kanatları uygun
olursa semâlara uçar, vakitlerine rastlarsa kazanır, sebepleri bulunursa hedefine ulaşır. Duanın rükünleri kalb huzuru, şefkat, itaat ve huşu; kanatları
doğruluk; vakti seher; sebepleri de Hz. Muhammed (sav)’e salevâttır” der.
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua edin, kabul edeyim. Çünkü bana ibadeti bırakıp büyüklük taslayanlar aşağılanarak cehenneme gireceklerdir.” (Mü’min, 60)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Kime dua kapısı açılırsa, ona rahmet kapıları açılır. Allah’ın en çok sevdiği şey, kendisinden âfiyet istenilmesidir. Dua, inen ve inmeyen (belâlara
karşı) faydalı olur. Onun için ey Allah’ın kulları, duaya sarılınız.” (Tirmizî, Deavât, 101/3548)
Çağırmak, seslenmek, istemek, yardım talep etmek anlamlarına gelen dua, “kulun bütün benliğiyle Allah’a yönelmesi” ya da “gücü sınırlı ve sonlu bir
varlık olan insanın, sınırsız ve sonsuz bir kudret karşısında âcizliğini kabul ederek yardım dilemesi”dir. Dua, kulluk şuuruyla Hakk’a yönelip, tevazu ve
mahviyet içinde, ihtiyaçlarımızı O’na arz etmemizdir. Aslında dualarımızla biz, beşerî isteklerimizin gerçekleşmesinden ziyâde, Rabbimiz’e tâzîmimizi,
îtimâdımızı ve her şeyi O’ndan beklediğimizi izhar ederiz.
Dua eden bir kimse, bütün gönlüyle Allah’a yönelip ilticâ edebildiği takdirde, kendisine her şeyden daha yakın olan Rabbine karşı, saygısını ifade etmiş olur.
Kur’ân’a göre dua etmek, Allah’a ulaşabilmenin en kolay yoludur. Zira O, insana şah damarından daha yakın olan, her şeyi bilen ve işitendir... İnsanın
içinden geçirdiği tek bir düşünce bile Allah’a gizli kalmaz. İşte Cenâb-ı Hak, bu husustaki bütün şüpheleri bertaraf ederek kullarını irşâd için buyuruyor ki:
“Kullarım sana beni sorarlarsa, ben çok yakınım. Bana dua ettiği vakit, dua edenin dileğine karşılık veririm. O hâlde (kullarım da) benim dâvetime
uysunlar ve bana inansınlar ki doğru yolu bulabilsinler.” (Bakara, 186)
İnsan, kulluğunun şuurunda olduğu müddetçe, Allah katında bir değer kazanabilir. Bu yüzden insanın Allah’a yönelmesi, hataları konusunda Rabbine
tevbe etmesi ve sadece O’ndan yardım dilemesi gerekmektedir. (Dr. Murat Kaya, Efendimiz’den Hayat Ölçüleri, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Hâfıd:
Kâfirleri, felâketlere uğratarak, düşmanlarını kendinden uzak kılarak alçaltan, en üst mertebelerden en aşağı mertebelere indiren demektir.
Kısa Günün Kârı
İbn-i Atâ Hazretleri, duanın rükünleri, kanatları, sebepleri ve vakitleri olduğunu söyler ve: “Duanın rükünleri tam olursa kuvvetlenir, kanatları uygun
olursa semâlara uçar, vakitlerine rastlarsa kazanır, sebepleri bulunursa hedefine ulaşır. Duanın rükünleri kalb huzuru, şefkat, itaat ve huşu; kanatları
doğruluk; vakti seher; sebepleri de Hz. Muhammed (sav)’e salevâttır” der.