Puan
113
Çözümler
1
- Katılım
- 1 May 2020
- Mesajlar
- 17,124
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 47,251
- Puan
- 113
KATAR'IN İSRAİL VE AMERİKA'YA TEPKİSİ
"Az önce Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani’nin basın toplantısını dinledim. Bu, İsrail saldırısından 8 saat sonra yapılan ilk Katar basın toplantısıydı ve şu hususları fark ettim:
•Katar, saldırıya yorum yapmak için uzun bir süre bekledi.
•Başbakan öfkesini bastırmakta zorlanıyordu; kelimelerini seçerken açıkça mücadele etti ama son derece net konuştu.
•Olayı tanımlarken hiçbir diplomatik ifade kullanmadı; Netanyahu hakkında ağır ifadeler kullandı.
•Düşmanın radarların tespit edemediği silahlar kullandığını itiraf etti.
•Filistin halkına ve direnişinin meşruiyetine destek vermekte kararlı olduğunu vurguladı.
•Katar’ın Gazze’deki savaşa adil bir çözüm bulma yönündeki stratejik rolünden vazgeçmeyeceğini ifade etti.
•İsrail’i “durdurulmaz şekilde azgınlaşan bir haydut devlet” olarak nitelendirdi.
•Katar’ın saldırıyı durdurmak için gereken her şeyi yapacağını ilan etti.
•Beyaz Saray sözcüsünün “saldırıdan önce Katar’ı bilgilendirdik” iddiasını yalanladı; kimsenin kendilerini aramadığını, aramanın saldırıdan 10 dakika sonra gerçekleştiğini söyledi.
Şeyh Muhammed bin Abdurrahman sert, öfkeli ve neredeyse kendini zor kontrol eden bir tutum sergiledi. Katar’ın ABD’nin ülkesindeki varlığına karşı güçlü adımlar atacağını, bu saldırının ABD’nin bölgedeki varlığının anlamını sorgulatacağını düşünüyorum. Bunun ilk işareti olarak Trump’ın açıklamalarında geri adım atmaya çalıştığını, kararı tamamen Netanyahu’ya yüklediğini ve “bir daha olmayacak” dediğini görüyoruz ki bu kesinlikle bir yalandır.
ABD, bölgedeki açık komplo girişimlerinin bedelini ödeyecek. Umarım bölge ülkeleri de kendi topraklarındaki Amerikan varlığının tehlikesini anlar. Netanyahu, Trump, Tony Blair ve Kushner’ın tüm ümmete karşı birlikte ve cezasız bir şekilde komplo kurduğunu görür."
Turan Kışlakçı
"Az önce Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani’nin basın toplantısını dinledim. Bu, İsrail saldırısından 8 saat sonra yapılan ilk Katar basın toplantısıydı ve şu hususları fark ettim:
•Katar, saldırıya yorum yapmak için uzun bir süre bekledi.
•Başbakan öfkesini bastırmakta zorlanıyordu; kelimelerini seçerken açıkça mücadele etti ama son derece net konuştu.
•Olayı tanımlarken hiçbir diplomatik ifade kullanmadı; Netanyahu hakkında ağır ifadeler kullandı.
•Düşmanın radarların tespit edemediği silahlar kullandığını itiraf etti.
•Filistin halkına ve direnişinin meşruiyetine destek vermekte kararlı olduğunu vurguladı.
•Katar’ın Gazze’deki savaşa adil bir çözüm bulma yönündeki stratejik rolünden vazgeçmeyeceğini ifade etti.
•İsrail’i “durdurulmaz şekilde azgınlaşan bir haydut devlet” olarak nitelendirdi.
•Katar’ın saldırıyı durdurmak için gereken her şeyi yapacağını ilan etti.
•Beyaz Saray sözcüsünün “saldırıdan önce Katar’ı bilgilendirdik” iddiasını yalanladı; kimsenin kendilerini aramadığını, aramanın saldırıdan 10 dakika sonra gerçekleştiğini söyledi.
Şeyh Muhammed bin Abdurrahman sert, öfkeli ve neredeyse kendini zor kontrol eden bir tutum sergiledi. Katar’ın ABD’nin ülkesindeki varlığına karşı güçlü adımlar atacağını, bu saldırının ABD’nin bölgedeki varlığının anlamını sorgulatacağını düşünüyorum. Bunun ilk işareti olarak Trump’ın açıklamalarında geri adım atmaya çalıştığını, kararı tamamen Netanyahu’ya yüklediğini ve “bir daha olmayacak” dediğini görüyoruz ki bu kesinlikle bir yalandır.
ABD, bölgedeki açık komplo girişimlerinin bedelini ödeyecek. Umarım bölge ülkeleri de kendi topraklarındaki Amerikan varlığının tehlikesini anlar. Netanyahu, Trump, Tony Blair ve Kushner’ın tüm ümmete karşı birlikte ve cezasız bir şekilde komplo kurduğunu görür."
Turan Kışlakçı