kervan
Aktif Üye
- Katılım
- 2 Haz 2020
- Mesajlar
- 945
- Tepkime puanı
- 2,388
- Puanları
- 93
- Cinsiyet
Kalbimde Hile Yoktur
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“(Yusuf dedi ki): Bu, azizin yokluğunda ona hainlik etmediğimi ve Allah'ın hainlerin hilesini başarıya ulaştırmayacağını (herkesin) bilmesi içindir.” (Yusûf, 52)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Ey Rabbim!... Kalbime hidâyet eyle, dilimi doğru kıl, göğsümdeki hile ve kin duygusunu gider.” (Ebû Dâvûd, Vitr, 25; Tirmizî, Deavât, 102)
Enes (ra) diyor ki. Allah Rasûlü (sav)’in ashâbından bazı kimselerle birlikte otururken:
“-Şimdi buraya cennet ehlinden bir şahıs gelecek!” buyurdu. Tam o esnada ayakkabılarını sol eline almış, sakalından abdest suları damlayan
Ensar’dan bir adam çıka geldi. Ertesi gün Peygamberimiz bu sözü tekrarladığı sırada yine aynı şahıs aynı şekilde çıkageldi. Üçüncü gün de benzer
durum tekrar etti. Allah Rasûlü oradan kalkınca Abdullah bin Amr adamı takip etti ve ona:
“-Babamla münakaşa ettim ve üç gün eve gitmemeye yemin ettim. Bu müddet içinde beni misafir edebilir misin?” dedi. O zat da kabul etti.
Bunun üzerine Abdullah, onun evinde üç gece misafir oldu. Fakat adamın geceleyin ibadete kalktığını görmedi. Onun sadece yatağında sağa sola
dönerken Allah Teâlâ’yı zikrettiğini, tekbir getirdiğini, vakit girince de sabah namazına kalktığını gördü. Abdullah bin Amr devamla diyor ki:
Ondan güzel ve hayırlı sözden başka bir şey işitmedim. Fakat bu üç gece geçince yaptığı amelleri biraz küçümser gibi oldum. Ona:
“-Ey Allah’ın kulu! Doğrusunu söylemek gerekirse babamla benim aramda bir dargınlık ve kırgınlık mevcut değildi. Ancak Allah Rasûlü (sav)’den üç
gün üst üste; “Şimdi cennet ehlinden biri çıkıp gelecek!” buyurduğunu işittik. Her üçünde de sen çıkıp geldin. Bu yüzden senin yanında kalarak
amellerini görüp, ben de senin gibi yapayım istedim. Ne var ki senin çok amel işlediğini görmedim. Acaba, seni Peygamberimiz’in buyurduğu
mertebeye ulaştıran sebep nedir?” dedim.
O da:
“-Benim hâlim senin gördüğünden ibarettir” dedi. Sonra dönüp gitmek üzere iken beni geri çağırdı ve şöyle dedi:
“-Benim hâlim senin gördüğünden ibarettir. Ancak kalbimde hiçbir zaman herhangi bir müslümana karşı hile yoktur. Allah Teâlâ’nın kendisine iyilikler
ihsân ettiği bir kimseye de haset etmem.” Bunun üzerine Abdullah bin Amr şöyle dedi:
“-İşte seni bu dereceye ulaştıran, bizim kolay kolay başaramadığımız husûsiyettir.” (Ahmed b. Hanbel, III, 166)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Hakk:
Varlığı ve ulûhiyeti kesin olan, inkârı mümkün olmayan, ezelî ve ebedî olan ve değişmeksizin var olan nihâî gerçek, kimseye muhtaç olmayan, sözü
en doğru olan, eşyayı hikmetin gereğine göre icad eden demektir.
Kısa Günün Kârı
Mü’mine yakışmayan “hilekârlık” başta olmak üzere diğer mezmüm duygulardan uzak kalmalıyız.
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“(Yusuf dedi ki): Bu, azizin yokluğunda ona hainlik etmediğimi ve Allah'ın hainlerin hilesini başarıya ulaştırmayacağını (herkesin) bilmesi içindir.” (Yusûf, 52)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Ey Rabbim!... Kalbime hidâyet eyle, dilimi doğru kıl, göğsümdeki hile ve kin duygusunu gider.” (Ebû Dâvûd, Vitr, 25; Tirmizî, Deavât, 102)
Enes (ra) diyor ki. Allah Rasûlü (sav)’in ashâbından bazı kimselerle birlikte otururken:
“-Şimdi buraya cennet ehlinden bir şahıs gelecek!” buyurdu. Tam o esnada ayakkabılarını sol eline almış, sakalından abdest suları damlayan
Ensar’dan bir adam çıka geldi. Ertesi gün Peygamberimiz bu sözü tekrarladığı sırada yine aynı şahıs aynı şekilde çıkageldi. Üçüncü gün de benzer
durum tekrar etti. Allah Rasûlü oradan kalkınca Abdullah bin Amr adamı takip etti ve ona:
“-Babamla münakaşa ettim ve üç gün eve gitmemeye yemin ettim. Bu müddet içinde beni misafir edebilir misin?” dedi. O zat da kabul etti.
Bunun üzerine Abdullah, onun evinde üç gece misafir oldu. Fakat adamın geceleyin ibadete kalktığını görmedi. Onun sadece yatağında sağa sola
dönerken Allah Teâlâ’yı zikrettiğini, tekbir getirdiğini, vakit girince de sabah namazına kalktığını gördü. Abdullah bin Amr devamla diyor ki:
Ondan güzel ve hayırlı sözden başka bir şey işitmedim. Fakat bu üç gece geçince yaptığı amelleri biraz küçümser gibi oldum. Ona:
“-Ey Allah’ın kulu! Doğrusunu söylemek gerekirse babamla benim aramda bir dargınlık ve kırgınlık mevcut değildi. Ancak Allah Rasûlü (sav)’den üç
gün üst üste; “Şimdi cennet ehlinden biri çıkıp gelecek!” buyurduğunu işittik. Her üçünde de sen çıkıp geldin. Bu yüzden senin yanında kalarak
amellerini görüp, ben de senin gibi yapayım istedim. Ne var ki senin çok amel işlediğini görmedim. Acaba, seni Peygamberimiz’in buyurduğu
mertebeye ulaştıran sebep nedir?” dedim.
O da:
“-Benim hâlim senin gördüğünden ibarettir” dedi. Sonra dönüp gitmek üzere iken beni geri çağırdı ve şöyle dedi:
“-Benim hâlim senin gördüğünden ibarettir. Ancak kalbimde hiçbir zaman herhangi bir müslümana karşı hile yoktur. Allah Teâlâ’nın kendisine iyilikler
ihsân ettiği bir kimseye de haset etmem.” Bunun üzerine Abdullah bin Amr şöyle dedi:
“-İşte seni bu dereceye ulaştıran, bizim kolay kolay başaramadığımız husûsiyettir.” (Ahmed b. Hanbel, III, 166)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Hakk:
Varlığı ve ulûhiyeti kesin olan, inkârı mümkün olmayan, ezelî ve ebedî olan ve değişmeksizin var olan nihâî gerçek, kimseye muhtaç olmayan, sözü
en doğru olan, eşyayı hikmetin gereğine göre icad eden demektir.
Kısa Günün Kârı
Mü’mine yakışmayan “hilekârlık” başta olmak üzere diğer mezmüm duygulardan uzak kalmalıyız.