KADINLARIN NORMAL DOĞUM/SEZERYAN TERCİHLERİNİN TOPLUMSAL CİNSİYET AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
Gebelik süreci her kadın için aynı değildir. Bireysel farklılıklar gebelikte de kendini göstermektedir. Toplumun temelinin oluşumundaki bu süreç her kadında farklı değerlendirilmektedir. Bu durum doğum tercihinde anne adaylarına açıkça yansımaktadır. Henüz gebeliğe başlamadan oluşan baskılar kadınların tercihlerini olumlu ve olumsuz yönde etkilemektedir. Oysa her doğum birbirinin benzeriymiş gibi lanse edilmemelidir. Bilinçli toplum bilinçli anne adayı bilinçli bireylerin oluşumuna katkı sağlayacaktır. Normal doğum sağlıklı olabilir fakat riskli gebeliklerde diretildiğinde sonu istenmedik olabilir. Kültür seviyesinin alt tabakada olduğu bölgelerde anne adaylarının yanlış yönlendirilmesi sonucunda anne ve bebek ölümleri oldukça fazladır.
Teknoloji ve sağlık bilgisini yanlış uygulayan anne adayları çok çocuklu aile biçimindeki diretmelere çözüm olarak sezeryan doğumu tercih etmektedir. Sebeplerini incelediğimizde sağlık açısından üç doğumdan fazlasının kadınlara önerilmediği için kendilerine bir kurtuluş yolu olarak görmektedirler. Aile planlaması almayan kadınların daha az doğum yapmak adına tercih ettikleri bu yöntem yerini doğru bilinçlenmeye bırakabilir.
Eğitim seviyesinin yükselmesi ebebeyn olma yaşını ileri taşıdığından ileri yaş gebeliklerini meydana getirmektedir, bu durum sezeryana olan eğilimi artırmaktadır. Zira ileri yaşta oluşan gebelikler kendi içerisinde risk faktörleri taşımaktadır. Gebelik sürecindeki riskler kontrollü sezeryan doğumlarla önlenmektedir.
Günümüzde çalışma hayatında kadınlara daha çok yer verilmektedir bu doğru fakat ilk gözden çıkarılan yine kadınlar oluyor. Düşünülenin aksine annelik içgüdü gibi görülmemeli, anneliğin kadınlarda iş gücünü azalttığı varsayılmamalıdır. Kadınların haklarının daralması anne adaylarının doğurganlığını direkt ya da dolaylı olarak etki etmektedir. Kariyerini üste taşıma adına doğurganlığını ikinci planda tutmaktadır.
Ataerkil diye nitelendirilen erkeğin, kadın üzerinde kurduğu baskı psikolojik ve fiziksel şiddet olarak açığa çıkar. Kadınlar toplumda kendini değersiz hissetmekte, birçoğu bu durumu gizlemeye çalışır. Zira söylediğinde öldürülmekten korkmaktadırlar. Gebeliğin son trimesterinde şiddete maruz kalan anne adayları mecburen sezeryan doğum yapmak durumunda kalıyor. Beyimdir sever de döver de mantığı kadının anneliğini bitirebiliyor.
Abartılan doğum hikayeleri anne adaylarını ürkütmektedir. Sezeryan doğum planlı olduğu için doktorların tercih ettiği varsayılmaktadır. Halbuki kadın doğum uzmanları normal doğuma teşvik etmektedir. Risk faktörü bulunmayan gebeliklerde anne adaylarının normal doğum yapmaları konusunda ebe/hemşirelerden yeterli eğitimi almalı ve sağlık personelleri ile iş birliği içerisinde olmalıdır.
Son yıllarda yapılan çalışmalar devlettin normal doğuma teşvik ettiğinin göstergesidir. Buna örnek olarak 2015 yılından itibaren ödenen doğum paraları da verilebilir. Mali açıdan normal doğum sezeryan doğuma göre daha ekonomiktir.
Normal doğumun kadına ve sağlığa faydaları tartışılmaz. Erken ayağa kalkan anneler bebekleri ile ilgilenme imkanları sezeryan doğuma oranla kat kat fazladır. Doğal olmasının yanı sıra doğum sırasında oluşan ağrının sonrasında oluşmama durumu tercih sebeblerinin başlarında gelmektedir. Sezeryan doğumun, doğum sonrası sancıları lohusalık dönemini anne adaylarına ağrılı geçirtmektedir. Psikolojik olarak anne kendini yetersiz hissetmektedir. Normal doğumda bu duruma daha az rastlanır.
Özellikle taşra kesimdeki yoksulluk ve hekimlere karşı çekingenlik duyma yetisi kadınları hastane dışı doğumlara itmektedir. Küçük yaşta evlilikte bu sebeplerden biridir. Gebe kadınların sağlık kuruluşlarına ulaşamaması durumu kaçınılmaz olarak anne adaylarını evde normal doğum yapmaya itiyor, bu bir tercih değil zorunluluktur.
Lohusalık döneminde toplumsal baskının anne üzerine etkilerini göz ardı edemeyiz. Sezeryan geçiren kadınların daha uzun vadeli iyileşme süreci hem yenidoğanı hem de ev halkını derinden etkilemektedir. Tek başına ebebeyn olmak zorunda kalan kadınlar hem anne hem baba rolünde kalınca alternatif yaşamak durumunda kalıyor. Şüphesiz ameliyatlı hal kadını engelleyecektir. Normal doğumun daha pratik olması kadınların aile içi sorumluluklarını gerçekleştirmesini kolaylaştırıyor.
Ebe adayı H.
