- Katılım
- 25 Ocak 2023
- Mesajlar
- 1,085
- Tepkime puanı
- 4,328
- Puanları
- 113
- Cinsiyet
Kader, ölçü demek. Kural demek. Kanun demek.
Kamer suresi 49. ayette, "Şüphesiz biz her şeyi bir ölçüye (kader) göre yarattık" der Allah.
Yani her şeyin bir hesabı, kitabı, bir düzeni, intizamı var der.
Bir sistem kurdum der Allah. Her şeyin tıkırında işlemesi, herhangi bir aksaklığın olmaması, yaratılan hiçbir şeyin zarar görmemesi için belli bir düzende işler devam eder der.
O düzeni bozan, o ölçüye muhalefet eden her şey zarar görür der bir nevi.
Ve ekler;
Şûra Suresi 30. ayette;
"Başınıza gelen her musibet, kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir" der.
Bu, ben musibet yaratmam, başa gelen kötülük insanın suçudur demektir.
Allah, kadersiz iş yapmaz. Gelişigüzel iş yapmaz. Plansız iş yapmaz.
Kader, Kur'an'da vardır. Ve biz buna iman ederiz.
Ama kadercilik farklıdır.
Kadercilik, her türlü musibetin Allah'ın elinden olduğunu savunur.
Hiçbir sorumluluk almaz. Allah'a havale eder.
Yani insanların kendi sorumsuzluğunun suçunu "Takdiri ilahi" diyerek Allah'a atmasıdır kadercilik.
Kur'an bunu reddeder.
Tıpkı Mekke müşriklerinin, kendilerinin müşrik olmasının gerekçesini Allah'a attıkları ,En'am suresinde geçen 148. ayetteki gibi;
"Eğer Allah dileseydi, biz de müşrik olmazdık, babalarımız da. Onlar böyle söyleyerek, gerçekleri yalanlamışlardı."
Yani diyor ki Allah, ben tüm kainatı bir kadere, bir ölçüye göre yarattım.
O kaderi yok sayan, benim düzenime baş kaldıran, sistemime uygun olmayan binalar diken, koyduğum kanunlara aykırı plan projeler yapan, hiçbir önlemi almayıp, bu yapılanlar sonucunda başa gelecek musibetin sorumlusu bizzat bu sisteme başkaldıranlardır.
Ben değilim der.
Daha ne desin Allah?
Yani kader, bu dünyanın düzenli işleyebilmesi için bizzat Allah tarafından konulmuş sistemin, düzenin adıdır.
Sorumsuzluğun adı değildir.
Betül Erbaş
Kamer suresi 49. ayette, "Şüphesiz biz her şeyi bir ölçüye (kader) göre yarattık" der Allah.
Yani her şeyin bir hesabı, kitabı, bir düzeni, intizamı var der.
Bir sistem kurdum der Allah. Her şeyin tıkırında işlemesi, herhangi bir aksaklığın olmaması, yaratılan hiçbir şeyin zarar görmemesi için belli bir düzende işler devam eder der.
O düzeni bozan, o ölçüye muhalefet eden her şey zarar görür der bir nevi.
Ve ekler;
Şûra Suresi 30. ayette;
"Başınıza gelen her musibet, kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir" der.
Bu, ben musibet yaratmam, başa gelen kötülük insanın suçudur demektir.
Allah, kadersiz iş yapmaz. Gelişigüzel iş yapmaz. Plansız iş yapmaz.
Kader, Kur'an'da vardır. Ve biz buna iman ederiz.
Ama kadercilik farklıdır.
Kadercilik, her türlü musibetin Allah'ın elinden olduğunu savunur.
Hiçbir sorumluluk almaz. Allah'a havale eder.
Yani insanların kendi sorumsuzluğunun suçunu "Takdiri ilahi" diyerek Allah'a atmasıdır kadercilik.
Kur'an bunu reddeder.
Tıpkı Mekke müşriklerinin, kendilerinin müşrik olmasının gerekçesini Allah'a attıkları ,En'am suresinde geçen 148. ayetteki gibi;
"Eğer Allah dileseydi, biz de müşrik olmazdık, babalarımız da. Onlar böyle söyleyerek, gerçekleri yalanlamışlardı."
Yani diyor ki Allah, ben tüm kainatı bir kadere, bir ölçüye göre yarattım.
O kaderi yok sayan, benim düzenime baş kaldıran, sistemime uygun olmayan binalar diken, koyduğum kanunlara aykırı plan projeler yapan, hiçbir önlemi almayıp, bu yapılanlar sonucunda başa gelecek musibetin sorumlusu bizzat bu sisteme başkaldıranlardır.
Ben değilim der.
Daha ne desin Allah?
Yani kader, bu dünyanın düzenli işleyebilmesi için bizzat Allah tarafından konulmuş sistemin, düzenin adıdır.
Sorumsuzluğun adı değildir.
Betül Erbaş