Lütfen, bu kullanıcıyla bir anlaşma yapmak istiyorsanız, engellendiğini unutmayın.
Tanrıça Nemesis
Nyx’in kızı Tanrıça Nemesis, her bireye eylemlerinin hak ettiği kaderi vererek, insan ilişkilerinin dengesini ayarlayan gücü temsil eder. O, mütevazı, onaylanmamış liyakati ödüllendirir, suçu cezalandırır, haksızlığa uğramış iyi bir servetin değersizliğini yitirir, gururlu ve aşırı güçsüz olanı küçük düşürür ve yanıltıcı olana karşı bütün kötülükleri ziyaret eder; Böylece, Yunanların tüm medeni yaşamın zorunlu bir koşulu olarak kabul ettiği şeylerin doğru dengesini koruyarak. Fakat Nemesis, orijinal karakterinde ödüllerin yanı sıra cezaların dağıtıcısı olsa da, dünya günahlarıyla doluydu, ilk kapasitesinde küçük bir iş bulmuştu ve bu nedenle nihayet sadece intikamcı bir tanrıça olarak kabul edildi.
İsmi “hak dağıtmak, üleştirmek” anlamlarındaki Yunanca “nemein” (νέμειν) fiilinden türemiş olan Nemesis, insanların mutluluklarını ve mutsuzluklarını tartar, mutluluktan nasibini fazla fazla alanlara ölümlülerin mutluluğunun bir sınırı olması gerektiğini acı biçimde hatırlatır. Nemesis’in adı sık sık “adrasteia” (“elinden kurtulunamayan”) ve “Rhamnousia” (“Rhamnous kentinin tanrıçası”) sıfatlarıyla birlikte anılır. Rhamnous antik kenti, Attika yöresinde, Marathon‘un hemen kuzeyinde kalan, “epheb” denilen genç erkeklerden oluşmuş bir garnizonun bulunduğu, stratejik öneme sahip bir tepenin üzerine kurulmuş bir kentti ve Rhamnous’ta tanrıça Nemesis’e adanmış bir tapınak bulunuyordu. Rhamnous’taki bu tapınak, antik Yunanistan’daki Nemesis tapınaklarının en önemlisi veya büyüğü olarak bilinir. Atina’da, ölülerin yaşayanlardan uzak durmalarını, onlara hınç beslememelerini sağlamak amacıyla düzenlendiği bilinen törenlere Nemeseia adı
Nemesis kültünün Smyrna (İzmir) kökenli olması muhtemeldir. İzmir’de ikili bir Nemesis inanışı görülmüştür. Bu iki tanrıçanın biri iyi, öteki acımasız olan iki ayrı yönünü vurgulamış olabileceği gibi, İskender tarafından yeniden kurulan şehirde eski ve yeni tanrıça kültlerinin birbirine karışmasından kaynaklanmış da olabilir. Klasik dönemin ünlü mitoloji derlemesi Bibliotheca‘nın yazarı Apollodorus‘un Nemesis’in ismini Leda efsanesine karıştırmış olması ilginçtir. Başka her yerde Truvalı Helen‘in Zeus ile Leda’nın kızı olduğu kabul edilirken Apollodorus, Helen’in Nemesis’in kızı olduğunu söyler. Ona göre, Zeus‘tan kaçmak için kaz kılığına giren Nemesis, Zeus da buna karşılık kuğu kılığına girince Zeus’tan hamile kalmaktan kaçınamamış. Nemesis’in bir bataklığa bıraktığı yumurta bir çoban tarafından bulunup Leda’ya götürülmüş, Leda bu yüzden Helen’in annesi sayılmış. Apollodorus, kuğu kılığına giren Zeus ile Leda’nın ilişkisini bir biçimde reddediyor yani veya en azından, ilişkiyi dolaylı hale sokuyor.
Nyx’in kızı Tanrıça Nemesis, her bireye eylemlerinin hak ettiği kaderi vererek, insan ilişkilerinin dengesini ayarlayan gücü temsil eder. O, mütevazı, onaylanmamış liyakati ödüllendirir, suçu cezalandırır, haksızlığa uğramış iyi bir servetin değersizliğini yitirir, gururlu ve aşırı güçsüz olanı küçük düşürür ve yanıltıcı olana karşı bütün kötülükleri ziyaret eder; Böylece, Yunanların tüm medeni yaşamın zorunlu bir koşulu olarak kabul ettiği şeylerin doğru dengesini koruyarak. Fakat Nemesis, orijinal karakterinde ödüllerin yanı sıra cezaların dağıtıcısı olsa da, dünya günahlarıyla doluydu, ilk kapasitesinde küçük bir iş bulmuştu ve bu nedenle nihayet sadece intikamcı bir tanrıça olarak kabul edildi.
İsmi “hak dağıtmak, üleştirmek” anlamlarındaki Yunanca “nemein” (νέμειν) fiilinden türemiş olan Nemesis, insanların mutluluklarını ve mutsuzluklarını tartar, mutluluktan nasibini fazla fazla alanlara ölümlülerin mutluluğunun bir sınırı olması gerektiğini acı biçimde hatırlatır. Nemesis’in adı sık sık “adrasteia” (“elinden kurtulunamayan”) ve “Rhamnousia” (“Rhamnous kentinin tanrıçası”) sıfatlarıyla birlikte anılır. Rhamnous antik kenti, Attika yöresinde, Marathon‘un hemen kuzeyinde kalan, “epheb” denilen genç erkeklerden oluşmuş bir garnizonun bulunduğu, stratejik öneme sahip bir tepenin üzerine kurulmuş bir kentti ve Rhamnous’ta tanrıça Nemesis’e adanmış bir tapınak bulunuyordu. Rhamnous’taki bu tapınak, antik Yunanistan’daki Nemesis tapınaklarının en önemlisi veya büyüğü olarak bilinir. Atina’da, ölülerin yaşayanlardan uzak durmalarını, onlara hınç beslememelerini sağlamak amacıyla düzenlendiği bilinen törenlere Nemeseia adı
Nemesis kültünün Smyrna (İzmir) kökenli olması muhtemeldir. İzmir’de ikili bir Nemesis inanışı görülmüştür. Bu iki tanrıçanın biri iyi, öteki acımasız olan iki ayrı yönünü vurgulamış olabileceği gibi, İskender tarafından yeniden kurulan şehirde eski ve yeni tanrıça kültlerinin birbirine karışmasından kaynaklanmış da olabilir. Klasik dönemin ünlü mitoloji derlemesi Bibliotheca‘nın yazarı Apollodorus‘un Nemesis’in ismini Leda efsanesine karıştırmış olması ilginçtir. Başka her yerde Truvalı Helen‘in Zeus ile Leda’nın kızı olduğu kabul edilirken Apollodorus, Helen’in Nemesis’in kızı olduğunu söyler. Ona göre, Zeus‘tan kaçmak için kaz kılığına giren Nemesis, Zeus da buna karşılık kuğu kılığına girince Zeus’tan hamile kalmaktan kaçınamamış. Nemesis’in bir bataklığa bıraktığı yumurta bir çoban tarafından bulunup Leda’ya götürülmüş, Leda bu yüzden Helen’in annesi sayılmış. Apollodorus, kuğu kılığına giren Zeus ile Leda’nın ilişkisini bir biçimde reddediyor yani veya en azından, ilişkiyi dolaylı hale sokuyor.