kervan
Aktif Üye
- Katılım
- 2 Haz 2020
- Mesajlar
- 916
- Tepkime puanı
- 2,374
- Puanları
- 93
- Cinsiyet
İlâhi Aşk | ||
|
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Allah’ım! Sana teslim oldum, ben sana inandım, sana dayandım. Yüzümü gönlümü sana çevirdim, senin yardımınla düşmanlara karşı mücâdele
ettim.” (Müslim, Zikir 67. Buhârî, Teheccüd 1, Tevhîd 7, 8, 24, 35
Bir gün Mâlik bin Dinar, Sâbit Benan’la birlikte Rabia Hatun’un yanına giderler.
Rabia Hatun, Mâlik bin Dinar’a şöyle der:
“-Söyle bana, niçin Allah’a ibâdet edersin? Buna cevap olarak Malik bin Dinar şöyle der:
“-Cennete müştâkım.” Buna bir cevap vermeden Rabia hemen Sâbit’e dönüp:
“-Oğlum, sen kulluk etmekte Allah’tan ne istiyorsun” deyince; Sâbit:
“-Cehennemden korkuyorum” diye cevap verir. Bundan sonra Rabia Hatun konuşmaya başlar:
“-Malik, sen yalnız bir şeye tamaan çalışan işçiye benziyorsun. Sâbit! Sana gelince; sopa korkusundan iş tutan amele gibisin.” Bu sözler Mâlik ve Sâbit üzerinde derin tesir yaptı. Sebebini sordular.
“-Ya Rabia! Sen nasıl ibâdet edersin ki?” Rabia Hatun bunlara şu cevabı verdi:
“-Allah sevgisi ve ona karşı bol şevk ve aşk.” (Sâdık Dânâ, Altınoluk Sohbetleri-1, Erkam Yay.)
Kısa Günün Kârı
Rûhunu besleyip îmânın lezzetine ulaşanlar, can ve mal endişesinden kurtulduğu gibi bunları Cenâb-ı Hakk’ın muhabbetine vâsıl olmak için bir vesile ve vâsıta
hâline getirirler. Ancak bu, öyle kolayca gerçekleşebilen bir olgunluk değildir. Bunun için sabır, sebat, ibâdet, duâ ve mücâhede-i nefsiyye ile daimî bir sûrette gayret gereklidir.