kervan
Aktif Üye
- Katılım
- 2 Haz 2020
- Mesajlar
- 937
- Tepkime puanı
- 2,385
- Puanları
- 93
- Cinsiyet
İhram'ın Parlayan Güzelliği
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına (bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman) dış örtülerini üstlerine almalarını söyle. Onların tanınması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah bağışlayandır, esirgeyendir.” (Ahzâb, 59)
Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:
“Cehennemliklerden henüz görmediğim (daha sonra ortaya çıkacak) iki grup vardır: Bunlardan biri, sığır kuyrukları gibi kırbaçlarla
insanları döven bir topluluktur. Diğeri, giyinmiş oldukları hâlde çıplak görünen, başkalarını da kendileri gibi giyinmeye zorlayan ve
başları deve hörgücüne benzeyen kadınlardır. İşte bu kadınlar cennete giremezler. Hattâ, onun çok uzak mesâfeden hissedilen kokusunu dahî alamazlar.” (Müslim, Cennet, 52)
Neden örtünüyoruz? Ve neden Allah kadına örtünmesi için emir buyurdu? Cevap "ihram"da yatıyor. İhram esma-i ilahiye nurunun
giysisidir, mânâ elbisesidir. İhram içi, içte olanı ve insanın hayâ, fakr, ihtiyaç ve aşk dolu teslimiyet hallerini temsil ediyor. Allah'ın
sevgili velilerinin, âşıklarının, dostlarının halini anlatıyor. İhrama girmek, nefsaniyeti ve ölümü sembolize eden dünyevi kimliğin tüm
alametlerinden soyunmak demektir. Arzulardan, isteklerden arınmış, tam bir teslimiyet hali takınmalıdır. İhramın özü; dış görünüşü
tamamıyla basit olmalı ve içini güzelleştirmek adına tanınamazlığa sokulmalıdır. Beden ölür ve ruh tüm ihtişamıyla parıldar. Yani,
yüzeysellik ve sahtelik elbisesinden soyunmalıdır. Bu yüzden örtünmemiz gerekir. Şu anda tam aksini gözlemlemekteyiz. Başörtüsü
takmak moda olmuş ve gösterişli duruyorlar, kendi kimliklerini dışarıya vuruyorlar. Türkiye'de başörtüsü hakkında şu sonuca
vardım, kadınlar ihrama erkeklerden daha çok ihtiyaç duyuyorlar. Türkiye'de başörtüsü yasağını kaldırabilmek için kadınların
iffetli, gösterişsiz, teslimiyetçi, sade ve hayâlı olmaya gayret göstermesi gerekiyordu. Bunun aksine, kadınlar başını örtmenin
sebebi olan bu özelliklerden uzaklaştılar. Başını örtmek "ihram" a girmek demektir. İhram kadınların ve erkeklerin havda
büründükleri kutsal haldir. Maalesef kadınlar İslam dininin bu mirasını üstlenirken zorluk çekiyor. Müslüman bir Amerikalı olan Sems
Friedlander kadınların başörtüsüyle ilgili konuşurken çok ilginç bir yorum yaptı; "Günümüzde kadınlar başlarını örtüyor ama dar
kotlarıyla modern bir Avrupalı tarzında giyiniyorlar." Bu mânâda; Müslüman toplumlarım "başörtüsü-hicap" meselesi gibi sadece
yüzeysel bir boyutta ele alınan sonu gelmez zahiri problemlerinden kendimizi uzaklaştırarak, ihram hazinesinin derûnî yolculuğuna
çıkmalıyız. (Rabia Brodbeck, Altınoluk Dergisi, Sayfa 14-15, Ocak-2015)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Kerîm:
Keremi, yardımı ve ikramı sonsuz olan, hiçbir karşılık beklemeden veren, ihsan eden, cömertlikte, eli açıklıkta tek olan, her türlü iyiliğin, faziletin sahibi olan demektir.
Kısa Günün Kârı
Tesettür, kadını hem fizikî, hem de rûhî olarak muhâfaza altına alan bir kalkan mesâbesindedir. Kadın, tesettürden uzaklaştığı
ölçüde kadınlığına has nice meziyetlerini de yitirmektedir. Lâkin tesettürlü ve vakarlı bir hanım; hayat boyu bir iffet âbidesi olarak ömür sürer.
Tesettür emri, İslâm’da kadına verilmiş olan yüksek mevkî ve kıymetin de mühim bir tezâhürüdür. Nitekim değerli hazineler, en
güzel şekilde muhâfaza edilir; tutup da hırsızların gözleri önüne serilmez. İşte müslüman kadın, kendisine verilen yüksek kıymet
sebebiyle yabancı bakışların yıpratıcı ve incitici tesirinden tesettür sâyesinde muhafaza edilmek istenmiştir. Tesettürün en büyük hikmetlerinden biri de budur.
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına (bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman) dış örtülerini üstlerine almalarını söyle. Onların tanınması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah bağışlayandır, esirgeyendir.” (Ahzâb, 59)
Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:
“Cehennemliklerden henüz görmediğim (daha sonra ortaya çıkacak) iki grup vardır: Bunlardan biri, sığır kuyrukları gibi kırbaçlarla
insanları döven bir topluluktur. Diğeri, giyinmiş oldukları hâlde çıplak görünen, başkalarını da kendileri gibi giyinmeye zorlayan ve
başları deve hörgücüne benzeyen kadınlardır. İşte bu kadınlar cennete giremezler. Hattâ, onun çok uzak mesâfeden hissedilen kokusunu dahî alamazlar.” (Müslim, Cennet, 52)
Neden örtünüyoruz? Ve neden Allah kadına örtünmesi için emir buyurdu? Cevap "ihram"da yatıyor. İhram esma-i ilahiye nurunun
giysisidir, mânâ elbisesidir. İhram içi, içte olanı ve insanın hayâ, fakr, ihtiyaç ve aşk dolu teslimiyet hallerini temsil ediyor. Allah'ın
sevgili velilerinin, âşıklarının, dostlarının halini anlatıyor. İhrama girmek, nefsaniyeti ve ölümü sembolize eden dünyevi kimliğin tüm
alametlerinden soyunmak demektir. Arzulardan, isteklerden arınmış, tam bir teslimiyet hali takınmalıdır. İhramın özü; dış görünüşü
tamamıyla basit olmalı ve içini güzelleştirmek adına tanınamazlığa sokulmalıdır. Beden ölür ve ruh tüm ihtişamıyla parıldar. Yani,
yüzeysellik ve sahtelik elbisesinden soyunmalıdır. Bu yüzden örtünmemiz gerekir. Şu anda tam aksini gözlemlemekteyiz. Başörtüsü
takmak moda olmuş ve gösterişli duruyorlar, kendi kimliklerini dışarıya vuruyorlar. Türkiye'de başörtüsü hakkında şu sonuca
vardım, kadınlar ihrama erkeklerden daha çok ihtiyaç duyuyorlar. Türkiye'de başörtüsü yasağını kaldırabilmek için kadınların
iffetli, gösterişsiz, teslimiyetçi, sade ve hayâlı olmaya gayret göstermesi gerekiyordu. Bunun aksine, kadınlar başını örtmenin
sebebi olan bu özelliklerden uzaklaştılar. Başını örtmek "ihram" a girmek demektir. İhram kadınların ve erkeklerin havda
büründükleri kutsal haldir. Maalesef kadınlar İslam dininin bu mirasını üstlenirken zorluk çekiyor. Müslüman bir Amerikalı olan Sems
Friedlander kadınların başörtüsüyle ilgili konuşurken çok ilginç bir yorum yaptı; "Günümüzde kadınlar başlarını örtüyor ama dar
kotlarıyla modern bir Avrupalı tarzında giyiniyorlar." Bu mânâda; Müslüman toplumlarım "başörtüsü-hicap" meselesi gibi sadece
yüzeysel bir boyutta ele alınan sonu gelmez zahiri problemlerinden kendimizi uzaklaştırarak, ihram hazinesinin derûnî yolculuğuna
çıkmalıyız. (Rabia Brodbeck, Altınoluk Dergisi, Sayfa 14-15, Ocak-2015)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Kerîm:
Keremi, yardımı ve ikramı sonsuz olan, hiçbir karşılık beklemeden veren, ihsan eden, cömertlikte, eli açıklıkta tek olan, her türlü iyiliğin, faziletin sahibi olan demektir.
Kısa Günün Kârı
Tesettür, kadını hem fizikî, hem de rûhî olarak muhâfaza altına alan bir kalkan mesâbesindedir. Kadın, tesettürden uzaklaştığı
ölçüde kadınlığına has nice meziyetlerini de yitirmektedir. Lâkin tesettürlü ve vakarlı bir hanım; hayat boyu bir iffet âbidesi olarak ömür sürer.
Tesettür emri, İslâm’da kadına verilmiş olan yüksek mevkî ve kıymetin de mühim bir tezâhürüdür. Nitekim değerli hazineler, en
güzel şekilde muhâfaza edilir; tutup da hırsızların gözleri önüne serilmez. İşte müslüman kadın, kendisine verilen yüksek kıymet
sebebiyle yabancı bakışların yıpratıcı ve incitici tesirinden tesettür sâyesinde muhafaza edilmek istenmiştir. Tesettürün en büyük hikmetlerinden biri de budur.