HZ. AİŞE’NİN YAŞI / İFK OLAYI VE KUR’AN MUCİZESİ
Öncelikle HZ. AİŞE’ni yaşından başlayalım
Doğum Tarihi ihtilaflı olmakla beraber. İslam tarihi kaynaklarına göre Hz. Aişe’nin 74 yaşında vefat ettiği belirtiliyor.
Yani Ölüm Tarihini net biliyoruz. 13 Temmuz 678,
Genel anlamda 74 yaşında vefat ettiği ifade ediliyor
Vefat Tarihi 678
Yaşını vefat tarihinden düşürünce -74
Doğum Tarihi 604 olarak ortaya çıkıyor
Evlendiği dönem de hicretten 1 ya da 2 yıl sonra
Hicret Tarihi de 622 olduğuna göre
Evlendiği Yaşı 18 ya da 19 çıkıyor.
NEDİR İFK OLAYI?
Kur’an-ı Kerim’de Nur Suresi’nde ifk olayı var (Bilmeyenler araştırabilir) bu olay üzerinden yani Hz. Aişe üzerinden Peygamber efendimiz yıpratılmaya çalışılıyor. Günlerce süren ağır ve incitici saldırılar bitmek bilmiyordu. Peygamber Efendimiz ve ailesi büyük bir hüzün yaşıyorlardı. Maalesef o gün art niyetli saldırganların etkisinde kalan Müslümanlar bile vardı. O gün onlar da bu karanlık ve zalimane çirkefliğe alet olmuşlardı. Üzülerek ifade edeyim ki bugün de kimi Müslümanlar Hz. Aişe’nin yaşı üzerinden Peygamber Efendimizi ve onun pak ailesini karalama ve kirletme tezgahına, tuzağına düşmektedirler.
Dün olan saldırılar aradan yüzyıllar geçmesine rağmen bugün yine devam etmektedir. Art niyetli çevreler bunu bilinçli yapmaktadırlar. Toplumu İslam’dan soğutmak ve nefret ettirmek için Peygamber Efendimizi hedef alıyorlar. Müslümanların bilinçli ve akıllı davranması gerekiyor. Peygamber Efendimizin yanlış yapmayacağını ola ki, bir yanlışı olsa (Abese Suresi’nde Ama Ümmü Mektum olayı ve Tahrim Suresi’nde Resulün kendine bir şeyi haram kılması gibi) ilahi müdahaleye ile karşılaşacağı bilincinde olması gerekiyor.
Peyfgamber Efendimiz ve onun pak ailesine yapılan saldırılar o gün İlahi müdahale ile aklanıyor. Yani gelen Vahy ile her şey ayan beyan oluyor. Gelin bu yaşanan süreci Kur’an’dan öğrenelim. O gün nasıl Hz. Muhammed ve ailesi Ayetler ile paklanmışsa biz de bu ayetler ile adeta yeniden taze bir vahy gelmiş gibi o halet-i ruhiye ile bu ayetleri yeniden okuyalım. Resulullah’ın ve ailesinin paklığına yeniden iman edelim.
KUR’AN-I KERİM NUR SURESİ
Doğrusu, uydurulmuş bir yalanla gelenler, sizin içinizden birlikte davranan bir topluluktur; siz onu kendiniz için bir şer saymayın, aksine o sizin için bir hayırdır. Onlardan her bir kişiye kazandığı günahtan (bir ceza) vardır. Onlardan (iftiranın) büyüğünü yüklenene ise büyük bir azab vardır.
Bu iftirayı işittiğinizde, erkek ve kadın mü'minlerin birbirleriyle ilgili hayırlı düşüncelerde, hüsn-ü zanlarda bulunarak:
“Bu apaçık bir iftiradır” demeleri gerekmez miydi?”
Ona karşı dört şahitle gelmeleri gerekmez miydi? Şahitleri getirmediklerine göre, artık onlar Allah katında yalancıların ta kendileridir.
Eğer dünyada ve âhirette, ebedî yurtta Allah'ın lütfu ve merhameti üstünüzde olmasaydı, içine daldığınız bu iftiradan dolayı size mutlaka büyük bir azap isabet ederdi.
O durumda siz onu (iftirayı) dillerinizle aktardınız ve hakkında bilginiz olmayan şeyi ağzınızla söylediniz ve bunu kolay sandınız; oysa o Allah katında çok büyük (bir suç)tür.
Onu duyduğunuzda:
“Bunu konuşup yaymamız bize yakışmaz. Hâşâ! Bu çok büyük bir iftiradır.” demeli değil miydiniz?
Eğer iman edenlerden iseniz, bunun gibisine bir daha dönmemeniz için Allah size öğüt vermektedir.
Kur’ın-ı Kerim, Nur Suresi, Ayet: 11-17
Öncelikle HZ. AİŞE’ni yaşından başlayalım
Doğum Tarihi ihtilaflı olmakla beraber. İslam tarihi kaynaklarına göre Hz. Aişe’nin 74 yaşında vefat ettiği belirtiliyor.
Yani Ölüm Tarihini net biliyoruz. 13 Temmuz 678,
Genel anlamda 74 yaşında vefat ettiği ifade ediliyor
Vefat Tarihi 678
Yaşını vefat tarihinden düşürünce -74
Doğum Tarihi 604 olarak ortaya çıkıyor
Evlendiği dönem de hicretten 1 ya da 2 yıl sonra
Hicret Tarihi de 622 olduğuna göre
Evlendiği Yaşı 18 ya da 19 çıkıyor.
NEDİR İFK OLAYI?
Kur’an-ı Kerim’de Nur Suresi’nde ifk olayı var (Bilmeyenler araştırabilir) bu olay üzerinden yani Hz. Aişe üzerinden Peygamber efendimiz yıpratılmaya çalışılıyor. Günlerce süren ağır ve incitici saldırılar bitmek bilmiyordu. Peygamber Efendimiz ve ailesi büyük bir hüzün yaşıyorlardı. Maalesef o gün art niyetli saldırganların etkisinde kalan Müslümanlar bile vardı. O gün onlar da bu karanlık ve zalimane çirkefliğe alet olmuşlardı. Üzülerek ifade edeyim ki bugün de kimi Müslümanlar Hz. Aişe’nin yaşı üzerinden Peygamber Efendimizi ve onun pak ailesini karalama ve kirletme tezgahına, tuzağına düşmektedirler.
Dün olan saldırılar aradan yüzyıllar geçmesine rağmen bugün yine devam etmektedir. Art niyetli çevreler bunu bilinçli yapmaktadırlar. Toplumu İslam’dan soğutmak ve nefret ettirmek için Peygamber Efendimizi hedef alıyorlar. Müslümanların bilinçli ve akıllı davranması gerekiyor. Peygamber Efendimizin yanlış yapmayacağını ola ki, bir yanlışı olsa (Abese Suresi’nde Ama Ümmü Mektum olayı ve Tahrim Suresi’nde Resulün kendine bir şeyi haram kılması gibi) ilahi müdahaleye ile karşılaşacağı bilincinde olması gerekiyor.
Peyfgamber Efendimiz ve onun pak ailesine yapılan saldırılar o gün İlahi müdahale ile aklanıyor. Yani gelen Vahy ile her şey ayan beyan oluyor. Gelin bu yaşanan süreci Kur’an’dan öğrenelim. O gün nasıl Hz. Muhammed ve ailesi Ayetler ile paklanmışsa biz de bu ayetler ile adeta yeniden taze bir vahy gelmiş gibi o halet-i ruhiye ile bu ayetleri yeniden okuyalım. Resulullah’ın ve ailesinin paklığına yeniden iman edelim.
KUR’AN-I KERİM NUR SURESİ
Doğrusu, uydurulmuş bir yalanla gelenler, sizin içinizden birlikte davranan bir topluluktur; siz onu kendiniz için bir şer saymayın, aksine o sizin için bir hayırdır. Onlardan her bir kişiye kazandığı günahtan (bir ceza) vardır. Onlardan (iftiranın) büyüğünü yüklenene ise büyük bir azab vardır.
Bu iftirayı işittiğinizde, erkek ve kadın mü'minlerin birbirleriyle ilgili hayırlı düşüncelerde, hüsn-ü zanlarda bulunarak:
“Bu apaçık bir iftiradır” demeleri gerekmez miydi?”
Ona karşı dört şahitle gelmeleri gerekmez miydi? Şahitleri getirmediklerine göre, artık onlar Allah katında yalancıların ta kendileridir.
Eğer dünyada ve âhirette, ebedî yurtta Allah'ın lütfu ve merhameti üstünüzde olmasaydı, içine daldığınız bu iftiradan dolayı size mutlaka büyük bir azap isabet ederdi.
O durumda siz onu (iftirayı) dillerinizle aktardınız ve hakkında bilginiz olmayan şeyi ağzınızla söylediniz ve bunu kolay sandınız; oysa o Allah katında çok büyük (bir suç)tür.
Onu duyduğunuzda:
“Bunu konuşup yaymamız bize yakışmaz. Hâşâ! Bu çok büyük bir iftiradır.” demeli değil miydiniz?
Eğer iman edenlerden iseniz, bunun gibisine bir daha dönmemeniz için Allah size öğüt vermektedir.
Kur’ın-ı Kerim, Nur Suresi, Ayet: 11-17