Huşû Narkoz mudur? (1 Görüntüleyen)

HUŞÛ, NARKOZ MUDUR?

Hz. Ali’ye nispet edilen ünlü kıssayı bilirsiniz: Hani ayağına batan bir demiri çıkaracak olan cerraha, “Ben namaza durunca çıkar, hiçbir şey hissetmem” demiş; namazı öyle huşû içinde kılıyormuş ki, selâm verene kadar demiri çıkarmışlar, yarayı sarmışlar, gerçekten de hiçbir şey hissetmemiş.
Bu kıssayı ilk duyduğumda, herhalde ilkokuldaydım. Sonra imam-hatipteki hocalarımızdan ve başka yerlerden de sürekli dinledim. “İşte” diyorlardı, “Namazınızı böyle kılacaksınız! Bu şekilde kılınmayan namazlar, âhirette paçavra gibi suratınıza atılacak!” Namazda huşû bahsinde ağzını açan herkes, lafı mutlaka buraya getiriyordu.
Bende böyle namaz nerde? Elbette uzunca bir süre, kendimi sürekli suçladım ve eksik hissettim. Tekbiri aldıktan sonra, normalde aklıma gelmeyen şeyler de geliyordu. Bir türlü “ayağıma batan demiri çıkarsalar bile hissetmeyeceğim” o yüce kıvama eremiyordum.
Derken, -üniversite yıllarında- “Yahu bu kıssanın kaynağı ne acaba?” diye bir meraka kapıldım. Aradım-taradım, hiçbir güvenilir kaynakta yoktu. “Namazda huşû” algımı üzerine inşa ettiğim hadise, dedikodu kabilinden bir uydurmaydı. Üstelik, sahih hadis kaynaklarında, Rasûlullah ﷺ Efendimiz’in, namaz sırasında dış dünyayla bağlantısını sürdürdüğüne dair çok sayıda rivayete rastlamıştım. En meşhurlarını, herhalde herkes bilir:
  • Namaz kıldırırken bazen aslında uzun bir kıraat niyetiyle tekbir aldığını, ancak arka saflarda bir çocuğun ağlama sesini duyup, annesinin namaza kendisini veremeyeceğinden korkarak namazı kısa tuttuğunu anlatması…
  • Bir namaz sırasında, koşarak cemaate yetişmeye çalışan kişilerin seslerini duyunca, selâm verdikten sonra “Duyduğum sesler ne idi? Böyle yapmayın, sakin hareket edin” deyişi…
  • Bir namazda, arka saftan birinin, “rabbenâ leke’l-hamd”den sonra kendiliğinden “Hamden kesîran tayyiben mubâraken fîh” diye ilavede bulunması üzerine, kimin söylediğini sorarak, “Bu sözlerin sevabını yazmak için meleklerin yarıştığını gördüğünü” ifade etmesi…
Ve daha birçok rivayet… Yani “namazda huşû”, Hz. Ali’ye nispet edilen kıssadaki gibi bir tür “narkoz” değil, daha başka ve daha derin bir kıvamdı. Efendimizin namazlarında da, hepimiz için uygulanabilir ve örnek alınabilir bir huşûnun izlerini sürmek mümkündü.
Günümüzde maalesef, “insanlar İslâm’ı daha iyi yaşasınlar diye” ortaya atılan ve uygulanamayacak ölçüler içeren bu türden uydurma rivayetler, yalnızca ümit kırıcı etki yapıyor. Müslümanlardan bazıları, insan takatini aşan bu sözde takva ölçülerine erişemedikleri için kendi kendilerini suçlayıp üzüntülere gark olurken, bazıları da “Biz kim onlar kim kardeş? Asla onlara benzeyemeyiz” diyerek rutin tembelliklerini sürdürüyor.
Rasûlullah ﷺ Efendimiz’in sahih sünneti, hepimize ömür boyu yetecek bir zenginlik ve çeşitlilik içerir. Ortada böyle bir hazine dururken, uydurma rivayetlerle vakit öldürmek, akıllı Müslümanın işi değildir.

Taha Kılınç
 

Konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Tema editörü

Ayarlar Renkler

  • Mobil kullanıcılar bu fonksiyonları kullanamaz.

    Alternatif header

    Farklı bir görünüm için alternatif header yapısını kolayca seçebilirsiniz.

    Görünüm Modu Seçimi

    Tam ekran ve dar ekran modları arasında geçiş yapın.

    Izgara Görünümü

    Izgara modu ile içerikleri kolayca inceleyin ve düzenli bir görünüm elde edin.

    Resimli Izgara Modu

    Arka plan görselleriyle içeriğinizi düzenli ve görsel olarak zengin bir şekilde görüntüleyin.

    Yan Paneli Kapat

    Yan paneli gizleyerek daha geniş bir çalışma alanı oluşturun.

    Sabit Yan Panel

    Yan paneli sabitleyerek sürekli erişim sağlayın ve içeriğinizi kolayca yönetin.

    Box görünüm

    Temanızın yanlarına box tarzı bir çerçeve ekleyebilir veya mevcut çerçeveyi kaldırabilirsiniz. 1300px üstü çözünürler için geçerlidir.

    Köşe Yuvarlama Kontrolü

    Köşe yuvarlama efektini açıp kapatarak görünümü dilediğiniz gibi özelleştirin.

  • Renginizi seçin

    Tarzınızı yansıtan rengi belirleyin ve estetik uyumu sağlayın.

Geri