- Katılım
- 24 Haz 2020
- Mesajlar
- 556
- Tepkime puanı
- 2,652
- Puanları
- 93
- Konum
- Başkent.
- Meslek
- Imam-Hatip
- Memleket
- Rize
- Cinsiyet
- Takım
HERŞEYİN HAYIRLISI…
Nafakasını sırtında ağır yük taşıyarak kazanan hamalın biri namazlarında daima “Ya Rabbi, bana ne vereceksen hayırlısını ver, bir ekmek de olsa hayırlısından ihsan eyle” diye dua ediyormuş. Adamın hep aynı duayı tekrarlaması yanındakilerin dikkatini çekmiş. Nihayet biri, bir gün sormadan edememiş:
Kardeşim, sen her namazdan sonra duada “Ya Rabbi, bana ne vereceksen hayırlısını ver, bir ekmek de olsa yine hayırlısından ihsan eyle” diye yalvarıyorsun. Ekmeğin hayırsızı da mı olur ki?
Hamal “Birader, benim başıma geleni bir bilsen sen de aynı duayı tekrarlarsın.” Yanındakiler iyice meraklanmışlar “Neymiş başına gelen, biz de duyalım.” deyince hamal başlamış anlatmaya;
“Ben ekmeğini, sırtımdaki ağır yüklerin altında inleyerek kazanan bir insanım. Bir gün yine bir yokuş yukarı sırtımda yükle çıkarken fena hâlde yorulduğumdan yükü yere indirdim. Alnımdan damlayan terleri silerken içimden bir feryat koptu ve dedim ki; “Hey ya Rabbi, yediğim ekmeği bana ne kadar da zor veriyorsun. Ne olur, bu bir ekmeği şöyle ‘oturduğum yerden’ kazanmayı ihsan eylesen de, böyle kan ter içinde kalmasam.”
Tam bu dua ağzımdan çıkar çıkmaz, birden karşımda iki kişinin sille tokat dövüştüklerini gördüm. Dayanamadım, aralarına girip ayırırken birinden yediğim bir yumrukla yüzüm kan revan içinde kaldı, işte o sırada gelen polisler, beni de kavgacılardan biri zannederek doğruca hapse attılar!
Mahkemeye çıkıncaya kadar yattığım hapiste her gün bana ekmek veriliyordu. Sırtüstü yattığım yerde ayağıma gelen bu ekmeği sıkıntı ve üzüntüden yiyemiyordum... Kendi kendime diyordum ki, işte ne sırtında yük taşıyorsun, ne de alnından öyle soğuk terler akıyor. Sana oturduğun yerde bedavadan gelen ekmek. Zevkle yesen ya...
Ne var ki, dışarıda çalışarak alın teriyle kazandığım o ekmek, hapiste ‘ayağıma gelen bu bedava ekmekten’ çok daha huzur verici ve lezzetliydi... O zaman anladım ki, ben yanlış dua etmişim. Oturduğum yerden bir ekmek ver demişim, ama hayırlısından ver dememişim. İşte o günden bu yana dualarımda isteğimi değiştirdim. Rabb’imden ‘zahmetli de olsa hayırlısını, huzurlusunu’ vermesini niyaz ediyorum.
Nafakasını sırtında ağır yük taşıyarak kazanan hamalın biri namazlarında daima “Ya Rabbi, bana ne vereceksen hayırlısını ver, bir ekmek de olsa hayırlısından ihsan eyle” diye dua ediyormuş. Adamın hep aynı duayı tekrarlaması yanındakilerin dikkatini çekmiş. Nihayet biri, bir gün sormadan edememiş:
Kardeşim, sen her namazdan sonra duada “Ya Rabbi, bana ne vereceksen hayırlısını ver, bir ekmek de olsa yine hayırlısından ihsan eyle” diye yalvarıyorsun. Ekmeğin hayırsızı da mı olur ki?
Hamal “Birader, benim başıma geleni bir bilsen sen de aynı duayı tekrarlarsın.” Yanındakiler iyice meraklanmışlar “Neymiş başına gelen, biz de duyalım.” deyince hamal başlamış anlatmaya;
“Ben ekmeğini, sırtımdaki ağır yüklerin altında inleyerek kazanan bir insanım. Bir gün yine bir yokuş yukarı sırtımda yükle çıkarken fena hâlde yorulduğumdan yükü yere indirdim. Alnımdan damlayan terleri silerken içimden bir feryat koptu ve dedim ki; “Hey ya Rabbi, yediğim ekmeği bana ne kadar da zor veriyorsun. Ne olur, bu bir ekmeği şöyle ‘oturduğum yerden’ kazanmayı ihsan eylesen de, böyle kan ter içinde kalmasam.”
Tam bu dua ağzımdan çıkar çıkmaz, birden karşımda iki kişinin sille tokat dövüştüklerini gördüm. Dayanamadım, aralarına girip ayırırken birinden yediğim bir yumrukla yüzüm kan revan içinde kaldı, işte o sırada gelen polisler, beni de kavgacılardan biri zannederek doğruca hapse attılar!
Mahkemeye çıkıncaya kadar yattığım hapiste her gün bana ekmek veriliyordu. Sırtüstü yattığım yerde ayağıma gelen bu ekmeği sıkıntı ve üzüntüden yiyemiyordum... Kendi kendime diyordum ki, işte ne sırtında yük taşıyorsun, ne de alnından öyle soğuk terler akıyor. Sana oturduğun yerde bedavadan gelen ekmek. Zevkle yesen ya...
Ne var ki, dışarıda çalışarak alın teriyle kazandığım o ekmek, hapiste ‘ayağıma gelen bu bedava ekmekten’ çok daha huzur verici ve lezzetliydi... O zaman anladım ki, ben yanlış dua etmişim. Oturduğum yerden bir ekmek ver demişim, ama hayırlısından ver dememişim. İşte o günden bu yana dualarımda isteğimi değiştirdim. Rabb’imden ‘zahmetli de olsa hayırlısını, huzurlusunu’ vermesini niyaz ediyorum.