- Katılım
- 1 May 2020
- Mesajlar
- 15,685
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 42,610
- Puanları
- 113
HÂNELERİMİZDE NASIL MUTLU OLURUZ?
Hemen her gün haber bültenlerinde aile içi kavgalar, cinayetler, sorunlara ilişkin haberlere rastlamak mümkün. Belki bunlar çoğunluğu teşkil etmiyor ancak basında çokça yer alması, aile yuvalarında büyük problemler varmış gibi bir izlenim doğuruyor.
Kur'an ve sünnet eczanesinden bu tür dertlere deva olarak ne sunulabilir?
Bu yazıda biraz bu konu üzerinde duralım.
Ev, hane, yuva… İnsanın bu dünyadaki cenneti de olabilir, cehennemi de. Bu durum evin fiziksel yapısı, genişliği, ev eşyasının eski ya da yeni olmasından çok ev halkının hayata bakışları, birbiriyle ilişkileriyle ilgilidir.
Rabbimiz ve O’nun kutlu elçisinin talimat ve öğütlerine uymak, bizlere yalnızca âhiret cennetini kazandırmaz, bizleri bu dünyada da huzurlu ve mutlu kılar.
Şimdi Kur’an ve sünnet ikliminden, hânelerimize huzur ve mutluluk, sükûnet ve rahatlık taşıyacak formüllere kısaca bakalım.
1. Eve girerken Allah’ın adını anmak. Allah’ın adı anılan eve şeytan girmez. Şeytan ise kötülüğün en başta gelen vesilelerindendir. Besmele çekmek suretiyle, kötülüğün kaynağını hanemizin dışında tutmuş oluruz.
2. Eve selam vererek girmek. Selam Allah’ın ismi olduğu gibi esenlik, rahatlık, güvenlik gibi anlamlara gelir. Yuvasında selamet isteyen selâma devam etmelidir.
3. Evlerimizde nâfile namaz kılmak. Allah Resûlü (s.a.v.) farz namazların erkekler tarafından camide kılınmasını teşvik etmiş ancak evler için de nafile namazlardan bir pay ayrılmasını, böylece evlerin, içinde namaz kılınmayan kabirlere benzetilmemesi gerektiğini söylemiştir.
4. Evin ortak refahı için gayret gösteren herkesin hakkına vefa gösterip teşekkür etmek. Hane halkının rızkının temini, evin temiz ve bakımlı olması, yeme-içme gibi ihtiyaçların karşılanması kendiliğinden olmaz. Hane içinde bunları yapanlar bulunmaktadır. Her birinin hakkını bilip teşekkür etmek, vefa göstermek gerekir.
5. Evde adaleti hakim kılmak. Adalet her nerede bulunuyorsa orada barış ve huzur olur. Adaletsizlik her nerede varsa orada düşmanlık söz konusu olur. Evde ana-babanın çocuklarına karşı adaletli olması, hane barışının ve sükunun temininde en önemli unsurlardandır.
6. Ailede İslamî eğitim-öğretime zaman ayrılması. Rabbimiz, evlerin en güzeli olan Allah resulünün evlerinde, eşlerin en yüceleri olan Allah Resûlünün eşlerine hitaben şöyle buyurmuştur: “Evlerinizde okunan Allah'ın âyetlerini ve hikmeti hatırlayın” (el-Ahzab 33/34)
7. Evde Kur’an okumak. Kur’an, Allah’ın kelamıdır. Nurdur, rahmettir, berekettir. İçinde Kur’an okunan ev, Allah’ın kelamına doymuş, dipdiri bir evdir. İçinde Allah’ın kelamı okunmayan ev, harap ev gibidir. Oraya nur ve rahmet inmez, orada bet ve bereket kalmaz.
8. Allah’ı zikretmek. Evde yapılan her işte (tuvalete girerken, çıkarken, yemeğe başlarken, bitirirken, yemek yaparken, yatarken, kalkarken) Allah’ın adını anmak. Öyle ki Allah’ın adı anılmadan hiçbir iş yapmamak.
9. Aile içi sorunları en güzel yol ile çözmeye çalışmak. Allah Resûlü’nün de eşleriyle zaman zaman aralarında problem olmuştu. Ancak o hiçbir zaman şiddete başvurma, kötü sözler söyleme, eşlerini karalama, bağırma, çağırma, kırma, dökme gibi bir yola tevessül etmemiştir. Her zaman yapıcı olmuş, problemleri en güzel şekilde çözmeye çalışmıştı.
10. Âile fertleri arasında yardımlaşma: Eşler arasında, kardeşler arasında yardımlaşma, hanenin mutluluğunun en önemli sebeplerindendir. Fertlerin birbirleriyle bağlantılarını kopardığı, herkesin kendi odasına çekildiği, kimsenin kimse ile ilgilenmediği bir ailede huzur ve mutluluk hayal olur.
11. İyiliği emretmek, kötülüğü yasaklamak. Ev içinde kötü bir durum söz konusu olduğunda bunu en güzel bir şekilde ortadan kaldırmaya çalışmak, ev içinde iyilikleri yaygınlaştırmak için kimi zaman teşvik kimi zaman özendirme gibi yollara başvurmak.
12. Aile fertlerinin birbirinin iyiliği için dua etmeleri. Eşlerin birbirine, ana-babaların çocuklarına, çocukların ana-babalarına, kardeşlerin birbirine dua etmeleri onları kalben, zihnen ve ruhen birbirine daha çok bağlar, kenetler.
Burada sayılanlara kuşkusuz daha başka maddeler de eklenebilir ancak sözü uzatmamak adına en önemli gördüklerimize temas etmekle yetinmiş olalım.
Belki bunların hepsini aynı anda gerçekleştiremeyebiliriz. Ancak meşhur kuralı hepimiz biliyoruz: “Tamamı elde edilemeyen bir şeyin tamamı terk edilemez.” Ne kadarını yapabilirsek o kadar kârdır. Alacağımız bir kararla bunlardan birini ya da birkaçını düzenli olarak uygulamaya başlamak, ilerleyen zamanlarda gözle görülür bir değişimi meydana getirecektir.
Rabbimiz hanelerimizi dünya cennetimiz eylesin.
(Soner Duman/3.Rebîülevvel.1444/29.Eylül.2022/Perşembe)
Hemen her gün haber bültenlerinde aile içi kavgalar, cinayetler, sorunlara ilişkin haberlere rastlamak mümkün. Belki bunlar çoğunluğu teşkil etmiyor ancak basında çokça yer alması, aile yuvalarında büyük problemler varmış gibi bir izlenim doğuruyor.
Kur'an ve sünnet eczanesinden bu tür dertlere deva olarak ne sunulabilir?
Bu yazıda biraz bu konu üzerinde duralım.
Ev, hane, yuva… İnsanın bu dünyadaki cenneti de olabilir, cehennemi de. Bu durum evin fiziksel yapısı, genişliği, ev eşyasının eski ya da yeni olmasından çok ev halkının hayata bakışları, birbiriyle ilişkileriyle ilgilidir.
Rabbimiz ve O’nun kutlu elçisinin talimat ve öğütlerine uymak, bizlere yalnızca âhiret cennetini kazandırmaz, bizleri bu dünyada da huzurlu ve mutlu kılar.
Şimdi Kur’an ve sünnet ikliminden, hânelerimize huzur ve mutluluk, sükûnet ve rahatlık taşıyacak formüllere kısaca bakalım.
1. Eve girerken Allah’ın adını anmak. Allah’ın adı anılan eve şeytan girmez. Şeytan ise kötülüğün en başta gelen vesilelerindendir. Besmele çekmek suretiyle, kötülüğün kaynağını hanemizin dışında tutmuş oluruz.
2. Eve selam vererek girmek. Selam Allah’ın ismi olduğu gibi esenlik, rahatlık, güvenlik gibi anlamlara gelir. Yuvasında selamet isteyen selâma devam etmelidir.
3. Evlerimizde nâfile namaz kılmak. Allah Resûlü (s.a.v.) farz namazların erkekler tarafından camide kılınmasını teşvik etmiş ancak evler için de nafile namazlardan bir pay ayrılmasını, böylece evlerin, içinde namaz kılınmayan kabirlere benzetilmemesi gerektiğini söylemiştir.
4. Evin ortak refahı için gayret gösteren herkesin hakkına vefa gösterip teşekkür etmek. Hane halkının rızkının temini, evin temiz ve bakımlı olması, yeme-içme gibi ihtiyaçların karşılanması kendiliğinden olmaz. Hane içinde bunları yapanlar bulunmaktadır. Her birinin hakkını bilip teşekkür etmek, vefa göstermek gerekir.
5. Evde adaleti hakim kılmak. Adalet her nerede bulunuyorsa orada barış ve huzur olur. Adaletsizlik her nerede varsa orada düşmanlık söz konusu olur. Evde ana-babanın çocuklarına karşı adaletli olması, hane barışının ve sükunun temininde en önemli unsurlardandır.
6. Ailede İslamî eğitim-öğretime zaman ayrılması. Rabbimiz, evlerin en güzeli olan Allah resulünün evlerinde, eşlerin en yüceleri olan Allah Resûlünün eşlerine hitaben şöyle buyurmuştur: “Evlerinizde okunan Allah'ın âyetlerini ve hikmeti hatırlayın” (el-Ahzab 33/34)
7. Evde Kur’an okumak. Kur’an, Allah’ın kelamıdır. Nurdur, rahmettir, berekettir. İçinde Kur’an okunan ev, Allah’ın kelamına doymuş, dipdiri bir evdir. İçinde Allah’ın kelamı okunmayan ev, harap ev gibidir. Oraya nur ve rahmet inmez, orada bet ve bereket kalmaz.
8. Allah’ı zikretmek. Evde yapılan her işte (tuvalete girerken, çıkarken, yemeğe başlarken, bitirirken, yemek yaparken, yatarken, kalkarken) Allah’ın adını anmak. Öyle ki Allah’ın adı anılmadan hiçbir iş yapmamak.
9. Aile içi sorunları en güzel yol ile çözmeye çalışmak. Allah Resûlü’nün de eşleriyle zaman zaman aralarında problem olmuştu. Ancak o hiçbir zaman şiddete başvurma, kötü sözler söyleme, eşlerini karalama, bağırma, çağırma, kırma, dökme gibi bir yola tevessül etmemiştir. Her zaman yapıcı olmuş, problemleri en güzel şekilde çözmeye çalışmıştı.
10. Âile fertleri arasında yardımlaşma: Eşler arasında, kardeşler arasında yardımlaşma, hanenin mutluluğunun en önemli sebeplerindendir. Fertlerin birbirleriyle bağlantılarını kopardığı, herkesin kendi odasına çekildiği, kimsenin kimse ile ilgilenmediği bir ailede huzur ve mutluluk hayal olur.
11. İyiliği emretmek, kötülüğü yasaklamak. Ev içinde kötü bir durum söz konusu olduğunda bunu en güzel bir şekilde ortadan kaldırmaya çalışmak, ev içinde iyilikleri yaygınlaştırmak için kimi zaman teşvik kimi zaman özendirme gibi yollara başvurmak.
12. Aile fertlerinin birbirinin iyiliği için dua etmeleri. Eşlerin birbirine, ana-babaların çocuklarına, çocukların ana-babalarına, kardeşlerin birbirine dua etmeleri onları kalben, zihnen ve ruhen birbirine daha çok bağlar, kenetler.
Burada sayılanlara kuşkusuz daha başka maddeler de eklenebilir ancak sözü uzatmamak adına en önemli gördüklerimize temas etmekle yetinmiş olalım.
Belki bunların hepsini aynı anda gerçekleştiremeyebiliriz. Ancak meşhur kuralı hepimiz biliyoruz: “Tamamı elde edilemeyen bir şeyin tamamı terk edilemez.” Ne kadarını yapabilirsek o kadar kârdır. Alacağımız bir kararla bunlardan birini ya da birkaçını düzenli olarak uygulamaya başlamak, ilerleyen zamanlarda gözle görülür bir değişimi meydana getirecektir.
Rabbimiz hanelerimizi dünya cennetimiz eylesin.
(Soner Duman/3.Rebîülevvel.1444/29.Eylül.2022/Perşembe)