kervan
Aktif Üye
- Katılım
- 2 Haz 2020
- Mesajlar
- 916
- Tepkime puanı
- 2,374
- Puanları
- 93
- Cinsiyet
Hak Yolu
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Bizim uğrumuzda gayret gösterip mücâhede edenlere elbette (muvaffakıyet) yollarımızı gösteririz…” (Ankebût, 69)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“İçinizde, benim Kur’ân’ın nüzûlü ve tebliği husûsunda gayret ve titizlik gösterdiğim gibi, onun tefsîr edilip anlaşılmasında da aynı tavrı sergileyecek kimseler vardır!” (Ahmed, III, 82)
Mevlânâ Hazretleri, her hâlükârda Allah yolunda gayret göstermek gerektiğini ne güzel ifâde eder:
“İster yavaş gitsin, ister acele edip koşsun, arayan elbette aradığını bulur. Ey Hak yoluna düşen kişi, isteğine iki elinle sarıl! Çünkü istek, iyi bir
kılavuzdur. Topal da olsan, sakat da olsan, uyuklasan, hattâ kusurlu da olsan, yine O’nun yolunda ol, O’na doğru sürün, O’nu, yâni Allâh’ı ara!
Allah yolunda sürüne sürüne çevgen önündeki bir top gibi O’na doğru koş! Bâzen söz söyleyerek, bâzen susarak, bâzen koklayarak her taraftan O
Hakîkat Pâdişâhı’nın feyz kokusunu almaya çalış!”
Yine Hazret-i Mevlânâ, Allah yolunda olmanın ehemmiyetini ve faydasını şöyle ifâde eder:
“Uykun varsa bile Hak yolunda uyu, yoldan kalma! Allah yolunda uyurken belki kâmil bir yolcu rastlar da, seni gafletten, uykudaki hayallerden
kurtarır.” (Osman Nûri Topbaş, Faziletler Medeniyeti II, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Metîn:
Son derece güçlü, sağlam ve kuvvetli olan, kuvveti azalıp gevşemeyen çok dayanıklı olan demektir.
Kısa Günün Kârı
Farkında olsak da olmasak da aslında hepimizin aradığı, rûhumuzun selâmeti, yâni huzur ve sükûna kavuşmasıdır. Bu da Hakk’a ibâdet vecdiyle îfâ
edilen hizmetlerle elde edilebilecek derûnî bir hazînedir. Bu sebeple hizmet rûh ve şuuruna sahip bir mü’min, her hâlükârda hizmet vâsıta ve fırsatları
bulmasını bilir. Allâh rızâsı için yaptığı fedâkârlıklarda, dünyevî menfaatler peşinde koşanların gösterdiği gayret ve hırstan daha fazla gayretli olur.
Aşk iklîminden beslenen hizmet arzusu, kalbde mekân bulduğunda, kulu sonsuzluğun seyyahı eyler. Kalb, Haccâc-ı Zâlim’in katılığından çıkar,
Yûnus’un şefkat postuna bürünür. Bu rûh ile sahib olunan ilim, sanat ve ahlâk, mest edici bir ebedîliğe kavuşur. Bu itibarla samîmî ve gerçek
hizmetler, kalbî olgunluğun bir şâheseridir. Böyle kalbler, “nazargâh-ı ilâhî”dir.
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Bizim uğrumuzda gayret gösterip mücâhede edenlere elbette (muvaffakıyet) yollarımızı gösteririz…” (Ankebût, 69)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“İçinizde, benim Kur’ân’ın nüzûlü ve tebliği husûsunda gayret ve titizlik gösterdiğim gibi, onun tefsîr edilip anlaşılmasında da aynı tavrı sergileyecek kimseler vardır!” (Ahmed, III, 82)
Mevlânâ Hazretleri, her hâlükârda Allah yolunda gayret göstermek gerektiğini ne güzel ifâde eder:
“İster yavaş gitsin, ister acele edip koşsun, arayan elbette aradığını bulur. Ey Hak yoluna düşen kişi, isteğine iki elinle sarıl! Çünkü istek, iyi bir
kılavuzdur. Topal da olsan, sakat da olsan, uyuklasan, hattâ kusurlu da olsan, yine O’nun yolunda ol, O’na doğru sürün, O’nu, yâni Allâh’ı ara!
Allah yolunda sürüne sürüne çevgen önündeki bir top gibi O’na doğru koş! Bâzen söz söyleyerek, bâzen susarak, bâzen koklayarak her taraftan O
Hakîkat Pâdişâhı’nın feyz kokusunu almaya çalış!”
Yine Hazret-i Mevlânâ, Allah yolunda olmanın ehemmiyetini ve faydasını şöyle ifâde eder:
“Uykun varsa bile Hak yolunda uyu, yoldan kalma! Allah yolunda uyurken belki kâmil bir yolcu rastlar da, seni gafletten, uykudaki hayallerden
kurtarır.” (Osman Nûri Topbaş, Faziletler Medeniyeti II, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Metîn:
Son derece güçlü, sağlam ve kuvvetli olan, kuvveti azalıp gevşemeyen çok dayanıklı olan demektir.
Kısa Günün Kârı
Farkında olsak da olmasak da aslında hepimizin aradığı, rûhumuzun selâmeti, yâni huzur ve sükûna kavuşmasıdır. Bu da Hakk’a ibâdet vecdiyle îfâ
edilen hizmetlerle elde edilebilecek derûnî bir hazînedir. Bu sebeple hizmet rûh ve şuuruna sahip bir mü’min, her hâlükârda hizmet vâsıta ve fırsatları
bulmasını bilir. Allâh rızâsı için yaptığı fedâkârlıklarda, dünyevî menfaatler peşinde koşanların gösterdiği gayret ve hırstan daha fazla gayretli olur.
Aşk iklîminden beslenen hizmet arzusu, kalbde mekân bulduğunda, kulu sonsuzluğun seyyahı eyler. Kalb, Haccâc-ı Zâlim’in katılığından çıkar,
Yûnus’un şefkat postuna bürünür. Bu rûh ile sahib olunan ilim, sanat ve ahlâk, mest edici bir ebedîliğe kavuşur. Bu itibarla samîmî ve gerçek
hizmetler, kalbî olgunluğun bir şâheseridir. Böyle kalbler, “nazargâh-ı ilâhî”dir.