kervan
Aktif Üye
- Katılım
- 2 Haz 2020
- Mesajlar
- 916
- Tepkime puanı
- 2,374
- Puanları
- 93
- Cinsiyet
Hak ve Adalet Dini
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Ey îman edenler! Adâleti titizlikle ayakta tutan, kendiniz, anne babanız ve akrabanızın aleyhine bile olsa Allah için şahitlik eden kişiler olun! (Haklarında
şahitlik yaptığınız kişilerin) zengin veya fakir olmasına bakmayın, zira Allah onlara (sizden) daha yakındır. Nefsin arzularına tâbî olmayın ki haktan
dönmeyesiniz ve adâlet üzere hareket edebilesiniz! (Şahitliği) eğip büker yahut ondan tamamen yüz çevirirseniz, (biliniz ki) Allah yaptıklarınızdan hakkıyla
haberdârdır.” (Nisâ, 135)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Her kim insanlarla muâmelede bulunur haksızlık etmez, onlarla konuşur yalan söylemez, onlara vaatte bulunur sözünden dönmezse işte o, insanlığı kemâle
ermiş, âdaleti ortaya çıkmış ve kendisiyle kardeş olunması vâcip olmuş kişidir.” (Deylemî, Hadis No: 5546)
Rasûlullah (sav) bir gün:
“–Kıyâmet günü gölgeye koşan sâbikûn kimdir biliyor musunuz?” buyurdu. Ashâb-ı kirâm:
“–Allah ve Rasûlü daha iyi bilir” dediler. Efendimiz (sav):
“–Onlar, kendilerine hak verildiğinde onu kabul edenler, kendilerinden hak istendiğinde bunu cömertçe verenler ve insanlar hakkında hükmederken kendilerine
hükmediyormuş gibi davranan kişilerdir” buyurdu. (Ahmed, VI, 67, 69)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Mâcid: Şanı yüce olan, keremi bol olan, yardımı çok olan, in’âm ve ihsânı bol olan demektir.
Kısa Günün Kârı
Cenâb-ı Hak mutlak adâlet sahibidir. Zulüm asla O’na izafe edilemez. O’nun güzel isimlerinden (esmâ-yı hüsnâsından) biri, adâlet sahibi ve adâletin tâ kendisi
mânâlarına gelen el-Adl ism-i şerîfidir. Bu sebeple kullarından da tam bir adâlet ve hakkâniyet istemektedir. Cenâb-ı Hakk’ın bu arzusu, en son gönderdiği din olan İslâm’ın hükümlerinde açıkça görülür.
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Ey îman edenler! Adâleti titizlikle ayakta tutan, kendiniz, anne babanız ve akrabanızın aleyhine bile olsa Allah için şahitlik eden kişiler olun! (Haklarında
şahitlik yaptığınız kişilerin) zengin veya fakir olmasına bakmayın, zira Allah onlara (sizden) daha yakındır. Nefsin arzularına tâbî olmayın ki haktan
dönmeyesiniz ve adâlet üzere hareket edebilesiniz! (Şahitliği) eğip büker yahut ondan tamamen yüz çevirirseniz, (biliniz ki) Allah yaptıklarınızdan hakkıyla
haberdârdır.” (Nisâ, 135)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Her kim insanlarla muâmelede bulunur haksızlık etmez, onlarla konuşur yalan söylemez, onlara vaatte bulunur sözünden dönmezse işte o, insanlığı kemâle
ermiş, âdaleti ortaya çıkmış ve kendisiyle kardeş olunması vâcip olmuş kişidir.” (Deylemî, Hadis No: 5546)
Rasûlullah (sav) bir gün:
“–Kıyâmet günü gölgeye koşan sâbikûn kimdir biliyor musunuz?” buyurdu. Ashâb-ı kirâm:
“–Allah ve Rasûlü daha iyi bilir” dediler. Efendimiz (sav):
“–Onlar, kendilerine hak verildiğinde onu kabul edenler, kendilerinden hak istendiğinde bunu cömertçe verenler ve insanlar hakkında hükmederken kendilerine
hükmediyormuş gibi davranan kişilerdir” buyurdu. (Ahmed, VI, 67, 69)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Mâcid: Şanı yüce olan, keremi bol olan, yardımı çok olan, in’âm ve ihsânı bol olan demektir.
Kısa Günün Kârı
Cenâb-ı Hak mutlak adâlet sahibidir. Zulüm asla O’na izafe edilemez. O’nun güzel isimlerinden (esmâ-yı hüsnâsından) biri, adâlet sahibi ve adâletin tâ kendisi
mânâlarına gelen el-Adl ism-i şerîfidir. Bu sebeple kullarından da tam bir adâlet ve hakkâniyet istemektedir. Cenâb-ı Hakk’ın bu arzusu, en son gönderdiği din olan İslâm’ın hükümlerinde açıkça görülür.