- Katılım
- 1 May 2020
- Mesajlar
- 14,423
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 38,452
- Puanları
- 113
GÜNÜMÜZ MERHAMETSİZLİĞİ YERİNE ASİL ÇÖZÜMLER...
Teşekkürünü ettin yanlış yapanlara da, intikam nasıl alınır, asıl sen onu söyle bana” demişsiniz.
Ben hiç almadım. Bilmiyorum. Soğuk soğuk da yemedim kendisini. Zeytinyağlılar soğuk yenir bizim evde sadece. İntikam ise ana besin zincirimde yer almaz benim.
Bana acı vermeye cesaret edeni ölü sayarım. Adını yanımda anan olursa ruhuna bir Fatiha yollarım.
Yokluklarının yarattığı boşluğa, yaşamımdan çaldıklarını koyarım. Mesela kahkaha atarım, sporumu yaparım, aynaya bakarım, kitap bile yazarım.
“En büyük intikam affetmekmiş” derler. Neyini affedeceğim? Yerdeyken elimden yemek yiyip de, uçunca kafama pisleyeni affederek mi ödüllendireceğim?
Affetmek için derin nefesler alıp, bilinç altımı şöyle bir yoklayıp, kişisel gelişimimi tamamlamaya çalışıp, aylarca terapi alıp, özümü falan bulmaya çalışıp, bu uğurda üstüne bir de para harcayıp, çaba falan mı göstereceğim? Niye affedeyim?
Hayatımın içine etmiş, kurduğum hayalleri yok etmiş, özgüvenimi zedelemiş ve ben de üstüne affetmek için çaba gösterip, ermişlik mertebesine mi erişeceğim?
Yok canım. Almayayım.
İntikam mı?
Hayat alır onu.
Farkına varmazsın.
Sen kendin almaya çabalarsan, başaramazsın.
Sadece hayatta değil, ayakta da kalarak, mutlu olarak, kahkaha atarak yeneriz düşmanlarımızı.
En büyük intikam, intikamı bile düşünmemektir.
En büyük intikam, bizsizliktir.
En büyük intikam, senin aynada gördüğünü onun artık görememesidir.
Bana güvenirsen eğer, şöyle söyleyeyim...
Seni üzeni, şu an başka biri üzüyor... Bir yerlerde biri, bir diğerinin intikamını alıyor...
Başkasının hayatını mahvetmek değil, kendi hayatını yaşamaktır intikam...
Yüzüne gözüne bulaşır sen almaya çalışırsan...
Ödeşmeden bitmez ömür, merak etme...
Ama ben çoğu zaman ödeştiğimi bile anlamam...
Çünkü ölülerle hesap tutmayacak kadar değerli benim için bu muhteşem yaşam...
Mustafa Tayyar
Teşekkürünü ettin yanlış yapanlara da, intikam nasıl alınır, asıl sen onu söyle bana” demişsiniz.
Ben hiç almadım. Bilmiyorum. Soğuk soğuk da yemedim kendisini. Zeytinyağlılar soğuk yenir bizim evde sadece. İntikam ise ana besin zincirimde yer almaz benim.
Bana acı vermeye cesaret edeni ölü sayarım. Adını yanımda anan olursa ruhuna bir Fatiha yollarım.
Yokluklarının yarattığı boşluğa, yaşamımdan çaldıklarını koyarım. Mesela kahkaha atarım, sporumu yaparım, aynaya bakarım, kitap bile yazarım.
“En büyük intikam affetmekmiş” derler. Neyini affedeceğim? Yerdeyken elimden yemek yiyip de, uçunca kafama pisleyeni affederek mi ödüllendireceğim?
Affetmek için derin nefesler alıp, bilinç altımı şöyle bir yoklayıp, kişisel gelişimimi tamamlamaya çalışıp, aylarca terapi alıp, özümü falan bulmaya çalışıp, bu uğurda üstüne bir de para harcayıp, çaba falan mı göstereceğim? Niye affedeyim?
Hayatımın içine etmiş, kurduğum hayalleri yok etmiş, özgüvenimi zedelemiş ve ben de üstüne affetmek için çaba gösterip, ermişlik mertebesine mi erişeceğim?
Yok canım. Almayayım.
İntikam mı?
Hayat alır onu.
Farkına varmazsın.
Sen kendin almaya çabalarsan, başaramazsın.
Sadece hayatta değil, ayakta da kalarak, mutlu olarak, kahkaha atarak yeneriz düşmanlarımızı.
En büyük intikam, intikamı bile düşünmemektir.
En büyük intikam, bizsizliktir.
En büyük intikam, senin aynada gördüğünü onun artık görememesidir.
Bana güvenirsen eğer, şöyle söyleyeyim...
Seni üzeni, şu an başka biri üzüyor... Bir yerlerde biri, bir diğerinin intikamını alıyor...
Başkasının hayatını mahvetmek değil, kendi hayatını yaşamaktır intikam...
Yüzüne gözüne bulaşır sen almaya çalışırsan...
Ödeşmeden bitmez ömür, merak etme...
Ama ben çoğu zaman ödeştiğimi bile anlamam...
Çünkü ölülerle hesap tutmayacak kadar değerli benim için bu muhteşem yaşam...
Mustafa Tayyar