kervan
Aktif Üye
- Katılım
- 2 Haz 2020
- Mesajlar
- 945
- Tepkime puanı
- 2,388
- Puanları
- 93
- Cinsiyet
Gözler Kör Olmaz
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Ey habîbim! Sana karşı gelenler hiç yeryüzünde gezmediler mi? Zîrâ gezselerdi elbette düşünebilecek kalbleri, işitebilecek kulakları olurdu. Ama
gerçek şu ki, gözler kör olmaz; lâkin göğüsler içindeki kalbler kör olur.” (Hac, 46)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Allâh’ın yeryüzü ehlinden kapları vardır. Rabbinizin (bu) kapları, sâlih kullarının kalbleridir. Allâh katında onların en sevimlisi, en rakîk ve yumuşak olanıdır.” (Taberânî, Müsnedü’ş-Şâmiyyîn, II. 19)
Rivâyete göre Îsâ (as), teninde alacalar bulunan ve iki şakağı da çökmüş bir şahsa rastladı. O şahıs, üzerindeki hastalıklara aldırmayarak:
“–Yâ Rabbî! Sana sonsuz hamd ü senâlar olsun ki, mahlûkâtın pek çoğunu mübtelâ kıldığın dertten beni halâs eyledin!..” diyordu.
Îsâ (as), muhâtabının fikriyâtının idrâk ve kemâlini yoklamak maksadıyla ona:
“–Ey kişi! Allâh’ın senden giderdiği hangi dert var ki?!.” dedi.
Hasta şöyle cevap verdi:
“–Ey Rûhullâh! En fecî hastalık ve belâ, kalbin Hakk’tan gâfil ve mahrûm olmasıdır. Şükürler olsun ki Allâh Teâlâ, beni bundan muhâfaza
buyurmuştur. Zîrâ ben Cenâb-ı Hakk’ın kalbime verdiği mârifetullâh lezzeti ve neş’esi içindeyim. Onun dışındaki dünyâ nîmetlerini görmüyor ve
hissetmiyorum bile.” (Osman Nûri Topbaş, Muhabbetteki Sır, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Mübdi’:
Mahlûkatı, maddesiz, örneksiz olarak ilk baştan yaratan, kâinatı yoktan var eden demektir.
Kısa Günün Kârı
Kalplerimizin dipdiri olsun.
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Ey habîbim! Sana karşı gelenler hiç yeryüzünde gezmediler mi? Zîrâ gezselerdi elbette düşünebilecek kalbleri, işitebilecek kulakları olurdu. Ama
gerçek şu ki, gözler kör olmaz; lâkin göğüsler içindeki kalbler kör olur.” (Hac, 46)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Allâh’ın yeryüzü ehlinden kapları vardır. Rabbinizin (bu) kapları, sâlih kullarının kalbleridir. Allâh katında onların en sevimlisi, en rakîk ve yumuşak olanıdır.” (Taberânî, Müsnedü’ş-Şâmiyyîn, II. 19)
Rivâyete göre Îsâ (as), teninde alacalar bulunan ve iki şakağı da çökmüş bir şahsa rastladı. O şahıs, üzerindeki hastalıklara aldırmayarak:
“–Yâ Rabbî! Sana sonsuz hamd ü senâlar olsun ki, mahlûkâtın pek çoğunu mübtelâ kıldığın dertten beni halâs eyledin!..” diyordu.
Îsâ (as), muhâtabının fikriyâtının idrâk ve kemâlini yoklamak maksadıyla ona:
“–Ey kişi! Allâh’ın senden giderdiği hangi dert var ki?!.” dedi.
Hasta şöyle cevap verdi:
“–Ey Rûhullâh! En fecî hastalık ve belâ, kalbin Hakk’tan gâfil ve mahrûm olmasıdır. Şükürler olsun ki Allâh Teâlâ, beni bundan muhâfaza
buyurmuştur. Zîrâ ben Cenâb-ı Hakk’ın kalbime verdiği mârifetullâh lezzeti ve neş’esi içindeyim. Onun dışındaki dünyâ nîmetlerini görmüyor ve
hissetmiyorum bile.” (Osman Nûri Topbaş, Muhabbetteki Sır, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Mübdi’:
Mahlûkatı, maddesiz, örneksiz olarak ilk baştan yaratan, kâinatı yoktan var eden demektir.
Kısa Günün Kârı
Kalplerimizin dipdiri olsun.