kervan
Aktif Üye
- Katılım
- 2 Haz 2020
- Mesajlar
- 916
- Tepkime puanı
- 2,374
- Puanları
- 93
- Cinsiyet
Gönül Ateşi | ||
|
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“İyi arkadaşla kötü arkadaşın misâli, misk taşıyanla körük çeken insanlar gibidir. Misk sâhibi ya sana kokusundan ikrâm eder veya sen ondan satın alırsın. Körük çekene gelince, o, ya
senin elbiseni yakar, yahut da onun pis kokusu sana sirâyet eder.” (Buhârî, Buyû, 38)
Bir kış günüydü. Kadı Mahmûd, biraz gecikerek kalkmıştı. Bu sebeple hocasının suyunu ısıtmaya vakit bulamadı. Büyük bir üzüntüye gark oldu ve gözlerinden yaşlar damladı. Gayr-i
irâdî bir şekilde su testisini göğsünün üzerine bastırarak “Allâh” lafzını söylemekten başka bir şey yapamadı. O esnâda hocası kapıda göründü. Kendisinden abdest suyunu getirip
dökmesini istedi. O da çaresiz ve irâdesiz bir şekilde bu emre baş kesti ve büyük bir endişe içinde suyu hocasının ellerine dökmeye başladı. Su, mübârek ellerine değer değmez
Üftâde Hazretleri, yavaşça başını kaldırdı ve talebesinin kaygılı hâline nazar ederek tebessümle:
“–Su biraz fazla ısınmış evlâdım!” dedi.
Buna pek şaşıran Kadı Mahmûd Efendi, hafif bir sesle:
“–Nasıl olur efendim? Suyu ısıtmamıştım ki!..” dedi.
Üftâde Hazretleri de:
“–Evlâdım! Farkında değilsin; bu su, odun ateşiyle değil, gönül ateşiyle ısınmış!..” cevabını verdi. (Osman Nûri Topbaş, Abide Şahsiyetleri ve Müesseseleriyle Osmanlı, Erkam Yay.)
Kısa Günün Kârı
Hz. Mevlana der ki:
“Aşk geldi, kan gibi damarlarıma, derime doldu. Beni benden aldı, varlığımı sevgiliyle doldurdu. Vücûdumun bütün cüzlerini dost kapladı. Benden bana kalan, ancak bir isim. Ötesi hep O…”