Ekli dosyayı görüntüle 6838
Ladislav Jánský & Antonín Kumbera
"Söylenemeyecek şey, sessiz kalmalı."
Gecenin Elmasları, Çek Yahudi yazar Arnots Lustig'in otobiyografik romanından uyarlanmış ve yönetmen Jan Nemec'in uluslararası platformda tanınmasını sağlamış 63 dakikalık Çekoslavak Yeni Dalgasını temsil eden 1964 yapımı filmdir.
Film; iki gencin, toplama kampına mahkum götüren bir trenden kaçış sahnesiyle açılır. Ormana girişle başlayan bu yolculuk, sert gerçekliğinin yanı sıra, hatıralar, hayaller ve halüsinasyonlarla devam eder. Böylelikle bu iki gencin yaşadığı açlık, susuzluk, hastalık, yorgunluk gibi fiziksel zorlukların psikolojik etkileri de görülür.
Ayrıca kaçarken üstlerinden çıkardıkları paltolar dikkat çekicidir. Arkalarında toplama kampı anlamına gelen “Konzentrationslager”ın kısaltması KL harfleri bulunmaktadır. Onları tam bu sırada çıkarmış olmaları manidardır.
Filmin devamında açlıktan bitap düşen gençler, ormanda müstakil bir eve denk gelir. Önce evi ve orada yaşayanları gözlerler. Orta yaşlı bir çift burada hayvancılık ve çiftçilik yaparak geçinmektedir. Kadın, tarlada çalışan adama yemek götürüp eve geri dönmüştür. Sonra Ladislav, eve girer ve filmin bana göre en iyi sahnelerinden birisi burada gerçekleşir. Delikanlının ardısıra boğuştuğu düşünceler birer birer gösterilir: Kadını öldürmek , onu istismar etmek, vicdanın etkisi... Aklından bunlar geçerken Ladislav hareket etmeden öylece kadına bakıp durur. Kadın temkinli bir soğukkanlılıkla ona ekmek keser. Ladislav, hızla ekmekleri alır ve onu öldürmeyi tekrar düşünse de evden sessizce çıkar... Çünkü Ladislav şartlar ne olursa olsun, ne bir hırsız, ne bir katil ne de bir tecavüzcüdür. Her insan gibi kötülük düşünebilen; ancak o yolu tercih etmeyen biridir.
Karınlarını doyuran gençler, penceredeki kadının bakışlarıyla geldikleri gibi oradan ayrılır. Ancak Antonin'in ayağındaki problem sebebiyle yürümeleri yavaşlar.
Bu arada belediye başkanının ormanda topladığı bir grup ihtiyar Alman adam, Yahudi avına çıkmıştır. Ladislav'ın hayal ve anılarından oluşan Prag görüntüleri, bu ihtiyarların ateş sesleriyle bölünür ve yine bir kovalamaca başlar. Ayağı yüzünden geride kalan Antonin'i bırakamayan Ladislav da arkadaşıyla beraber esir düşer. İki genci alıp muhtemel belediye binasına götüren ekip, bu başarılarını, esirlerinin önünde sinir bozucu bir şekilde yiyip içerek, dans edip şarkı söyleyerek kutlar. Bu sırada yine Ladislav'ın anıları ara ara görülmeye devam eder.
Ladislav'ın filmin başından itibaren hatırladığı anılar bana göre ikiye ayrılıyor. Birincisi, sadece hatırlayıp üzerine düşündükleri; ikincisi, yeniden yaşamak istedikleri. Yönetmen, bu ikinci grup hatıraları çan sesiyle belirtmek istemiş olabilir. En azından ben öyle değerlendirdim. Çan sesini duyduğum her anı bana "keşke" diye fısıldadı. Zira filmde replik yok denecek kadar az olduğundan görüntüler dile geliyor. Belki sinemanın bir tanımı da budur. Bu sebeple yazının başına şu cümleyi yazmayı anlamlı buldum:
"Söylenemeyecek şey, sessiz kalmalı."
Filmin sonunda Ladislav, saat sesi eşliğinde başından geçenleri anımsayıp vurulduklarını hayal eder. Derken belediye başkanının çağrısıyla iki arkadaş dışarı çıkar. İhtiyarlar nişan alıp ateş etmeyi bekler; ancak iki genç, Ladislav’ın hatıralarıyla yürümeye devam eder ve film bu belirsizlikle biter.
Gecenin Elmasları, tam bir yolculuk filmidir. Ailesi, sevdiği olan, her şeye rağmen öldürmekten, ahlaksızlıktan korkan, sıradan iki gencin hikayesidir. İster infaz edilmiş ister serbest bırakılmış olsunlar, onların yolculuğu devam etmektedir... Belki de bu sebeple isimleri yoktur. Ben karışıklık olmasın diye onları aktörlerin isimleriyle anlattım.
Sevgilerimle...
Ladislav Jánský & Antonín Kumbera
"Söylenemeyecek şey, sessiz kalmalı."
Gecenin Elmasları, Çek Yahudi yazar Arnots Lustig'in otobiyografik romanından uyarlanmış ve yönetmen Jan Nemec'in uluslararası platformda tanınmasını sağlamış 63 dakikalık Çekoslavak Yeni Dalgasını temsil eden 1964 yapımı filmdir.
Film; iki gencin, toplama kampına mahkum götüren bir trenden kaçış sahnesiyle açılır. Ormana girişle başlayan bu yolculuk, sert gerçekliğinin yanı sıra, hatıralar, hayaller ve halüsinasyonlarla devam eder. Böylelikle bu iki gencin yaşadığı açlık, susuzluk, hastalık, yorgunluk gibi fiziksel zorlukların psikolojik etkileri de görülür.
Ayrıca kaçarken üstlerinden çıkardıkları paltolar dikkat çekicidir. Arkalarında toplama kampı anlamına gelen “Konzentrationslager”ın kısaltması KL harfleri bulunmaktadır. Onları tam bu sırada çıkarmış olmaları manidardır.
Filmin devamında açlıktan bitap düşen gençler, ormanda müstakil bir eve denk gelir. Önce evi ve orada yaşayanları gözlerler. Orta yaşlı bir çift burada hayvancılık ve çiftçilik yaparak geçinmektedir. Kadın, tarlada çalışan adama yemek götürüp eve geri dönmüştür. Sonra Ladislav, eve girer ve filmin bana göre en iyi sahnelerinden birisi burada gerçekleşir. Delikanlının ardısıra boğuştuğu düşünceler birer birer gösterilir: Kadını öldürmek , onu istismar etmek, vicdanın etkisi... Aklından bunlar geçerken Ladislav hareket etmeden öylece kadına bakıp durur. Kadın temkinli bir soğukkanlılıkla ona ekmek keser. Ladislav, hızla ekmekleri alır ve onu öldürmeyi tekrar düşünse de evden sessizce çıkar... Çünkü Ladislav şartlar ne olursa olsun, ne bir hırsız, ne bir katil ne de bir tecavüzcüdür. Her insan gibi kötülük düşünebilen; ancak o yolu tercih etmeyen biridir.
Karınlarını doyuran gençler, penceredeki kadının bakışlarıyla geldikleri gibi oradan ayrılır. Ancak Antonin'in ayağındaki problem sebebiyle yürümeleri yavaşlar.
Bu arada belediye başkanının ormanda topladığı bir grup ihtiyar Alman adam, Yahudi avına çıkmıştır. Ladislav'ın hayal ve anılarından oluşan Prag görüntüleri, bu ihtiyarların ateş sesleriyle bölünür ve yine bir kovalamaca başlar. Ayağı yüzünden geride kalan Antonin'i bırakamayan Ladislav da arkadaşıyla beraber esir düşer. İki genci alıp muhtemel belediye binasına götüren ekip, bu başarılarını, esirlerinin önünde sinir bozucu bir şekilde yiyip içerek, dans edip şarkı söyleyerek kutlar. Bu sırada yine Ladislav'ın anıları ara ara görülmeye devam eder.
Ladislav'ın filmin başından itibaren hatırladığı anılar bana göre ikiye ayrılıyor. Birincisi, sadece hatırlayıp üzerine düşündükleri; ikincisi, yeniden yaşamak istedikleri. Yönetmen, bu ikinci grup hatıraları çan sesiyle belirtmek istemiş olabilir. En azından ben öyle değerlendirdim. Çan sesini duyduğum her anı bana "keşke" diye fısıldadı. Zira filmde replik yok denecek kadar az olduğundan görüntüler dile geliyor. Belki sinemanın bir tanımı da budur. Bu sebeple yazının başına şu cümleyi yazmayı anlamlı buldum:
"Söylenemeyecek şey, sessiz kalmalı."
Filmin sonunda Ladislav, saat sesi eşliğinde başından geçenleri anımsayıp vurulduklarını hayal eder. Derken belediye başkanının çağrısıyla iki arkadaş dışarı çıkar. İhtiyarlar nişan alıp ateş etmeyi bekler; ancak iki genç, Ladislav’ın hatıralarıyla yürümeye devam eder ve film bu belirsizlikle biter.
Gecenin Elmasları, tam bir yolculuk filmidir. Ailesi, sevdiği olan, her şeye rağmen öldürmekten, ahlaksızlıktan korkan, sıradan iki gencin hikayesidir. İster infaz edilmiş ister serbest bırakılmış olsunlar, onların yolculuğu devam etmektedir... Belki de bu sebeple isimleri yoktur. Ben karışıklık olmasın diye onları aktörlerin isimleriyle anlattım.
Sevgilerimle...