- Katılım
- 1 May 2020
- Mesajlar
- 15,697
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 42,642
- Puanları
- 113
FIKHIN DÖRT HÂRİKASI
(Mâlikî mezhebine mensup dört âlimin, dört eseri)
Fıkıh tarihine mâl olmuş zirve eserler arasında Mâlikî mezhebine mensup, üçü Endülüslü, biri Mağripli (Fas) olan fakih ve usulcülerin kaleme aldığı şu eserler fıkıh tahsil edenlerin asla bîgâne kalamayacağı eserlerdir:
1. İbn Rüşd, Bidâyetü'l-müctehid
Mezhepler arası mukayeseli fıkhın zirve eseridir. Eser sistematik yapısı, delillere yer vermesi, objektifliği ile sadece fıkıh öğretmekle kalmaz, adı gibi "müctehid olma" gibi bir ideali olanlar için olmazsa olmaz ilk basamağı teşkil eder.
Eserin en güzel tarafı her bir meselede önce icma edilen hususları belirtip sonrasında ihtilaflara delilleriyle yer vermesi ve tercihte bulunmasıdır.
2. Ebubekir İbnü'l-Arabî, Ahkâmü'l-Kur'ân
Kur'an'ın amelî hükümleri konu edinen âyetlerini tefsir eden, ele aldığı konuda müctehidlerin farklı görüşlerine yer verip delillerini zikreden, kendi tercihlerine de yer veren mükemmel bir eserdir. Yolu bu eserden geçmeyen bir kimsenin Kur'an'daki amelî ahkâmı anlaması ve üzerine söz söylemesi eskilerin deyimiyle "şibhü'l-müteazzir (neredeyse imkânsız)"dir.
3. Karâfî, el-Furûk
(Not: Karafî aslen Mağriplidir, babası İdris Mısır'a yerleştiği için Mısır'da doğmuştur.)
Fıkha ilişkin terimler, kavramlar ve kurallar arasındaki farkları en ince boyutlarıyla ele alan ve İslam ilim tarihinde ince tefekkür konusunda "daha ötesi olamaz" dedirten bir eserdir. Karafî ömrü boyunca diğer şaheserlerini yazmayıp yalnızca bu eseri yazmış olsaydı, İslam ümmetinin aklî çıkarım, incelik, derin kavrayış konularındaki en üst düzey metinlerinden birini (belki de birincisini) yazmış olmakla nitelenebilirdi. Oysa onun diğer eserleri de (hele de el-İhkâm'ı) "benzeri yazılamaz" dedirtecek cinstendir.
4. Şâtıbî, el-Muvâfakat
Şeriatın maksatları denilince ilk akla gelen zirve isim Şâtıbî'dir. Onun bu eseri dine makro boyuttan bakış konusunda çıtanın ulaşabileceği son noktayı göstermektedir. Tarih boyunca makasıd konusunda Cüveynî ile başlayan süreç Şâtıbî'de olabilecek en üst düzeye yükselmiştir.
Sonuç:
Mezhebi, meşrebi ne olursa olsun, fıkıh ya da usul ilmiyle iştigal eden herkesin yolu zorunlu olarak her biri "dört dörtlük" kitap olan bu dört kitaptan geçmek zorundadır.
Bu eserlerin dördünün de ortak noktası müellifleri Mâlikî mezhebine mensup olduğu halde ele aldıkları her bir konuda farklı mezheplerin görüşlerine ve delillerine objektif olarak yer verilmesi, zaman zaman diğer mezheplerin görüşlerinin tercih edilmesi, eserlerin yalnızca fıkhî hükmü zikretmekle kalmayıp okuyanda fıkıh melekesi, ictihad kabiliyeti, anlayış derinliği oluşturmasıdır.
İslam tarihinde Endülüs'ün ve Endülüs'lü âlimlerin ne kadar önemli çalışmalara imza attığı buradan görülmektedir. Hakikatin peşinde koşan ve hikmeti "yitik malı" olarak gören her ilim aşığı, mezhep taassubuna düşmeden farklı çiçeklerden istifade etmeyi bilmelidir.
Her şeyin en doğrusunu Allah bilir.
(Soner Duman/6.Rebîülâhir.1443/11.Kasım.2021/Perşembe)
(Mâlikî mezhebine mensup dört âlimin, dört eseri)
Fıkıh tarihine mâl olmuş zirve eserler arasında Mâlikî mezhebine mensup, üçü Endülüslü, biri Mağripli (Fas) olan fakih ve usulcülerin kaleme aldığı şu eserler fıkıh tahsil edenlerin asla bîgâne kalamayacağı eserlerdir:
1. İbn Rüşd, Bidâyetü'l-müctehid
Mezhepler arası mukayeseli fıkhın zirve eseridir. Eser sistematik yapısı, delillere yer vermesi, objektifliği ile sadece fıkıh öğretmekle kalmaz, adı gibi "müctehid olma" gibi bir ideali olanlar için olmazsa olmaz ilk basamağı teşkil eder.
Eserin en güzel tarafı her bir meselede önce icma edilen hususları belirtip sonrasında ihtilaflara delilleriyle yer vermesi ve tercihte bulunmasıdır.
2. Ebubekir İbnü'l-Arabî, Ahkâmü'l-Kur'ân
Kur'an'ın amelî hükümleri konu edinen âyetlerini tefsir eden, ele aldığı konuda müctehidlerin farklı görüşlerine yer verip delillerini zikreden, kendi tercihlerine de yer veren mükemmel bir eserdir. Yolu bu eserden geçmeyen bir kimsenin Kur'an'daki amelî ahkâmı anlaması ve üzerine söz söylemesi eskilerin deyimiyle "şibhü'l-müteazzir (neredeyse imkânsız)"dir.
3. Karâfî, el-Furûk
(Not: Karafî aslen Mağriplidir, babası İdris Mısır'a yerleştiği için Mısır'da doğmuştur.)
Fıkha ilişkin terimler, kavramlar ve kurallar arasındaki farkları en ince boyutlarıyla ele alan ve İslam ilim tarihinde ince tefekkür konusunda "daha ötesi olamaz" dedirten bir eserdir. Karafî ömrü boyunca diğer şaheserlerini yazmayıp yalnızca bu eseri yazmış olsaydı, İslam ümmetinin aklî çıkarım, incelik, derin kavrayış konularındaki en üst düzey metinlerinden birini (belki de birincisini) yazmış olmakla nitelenebilirdi. Oysa onun diğer eserleri de (hele de el-İhkâm'ı) "benzeri yazılamaz" dedirtecek cinstendir.
4. Şâtıbî, el-Muvâfakat
Şeriatın maksatları denilince ilk akla gelen zirve isim Şâtıbî'dir. Onun bu eseri dine makro boyuttan bakış konusunda çıtanın ulaşabileceği son noktayı göstermektedir. Tarih boyunca makasıd konusunda Cüveynî ile başlayan süreç Şâtıbî'de olabilecek en üst düzeye yükselmiştir.
Sonuç:
Mezhebi, meşrebi ne olursa olsun, fıkıh ya da usul ilmiyle iştigal eden herkesin yolu zorunlu olarak her biri "dört dörtlük" kitap olan bu dört kitaptan geçmek zorundadır.
Bu eserlerin dördünün de ortak noktası müellifleri Mâlikî mezhebine mensup olduğu halde ele aldıkları her bir konuda farklı mezheplerin görüşlerine ve delillerine objektif olarak yer verilmesi, zaman zaman diğer mezheplerin görüşlerinin tercih edilmesi, eserlerin yalnızca fıkhî hükmü zikretmekle kalmayıp okuyanda fıkıh melekesi, ictihad kabiliyeti, anlayış derinliği oluşturmasıdır.
İslam tarihinde Endülüs'ün ve Endülüs'lü âlimlerin ne kadar önemli çalışmalara imza attığı buradan görülmektedir. Hakikatin peşinde koşan ve hikmeti "yitik malı" olarak gören her ilim aşığı, mezhep taassubuna düşmeden farklı çiçeklerden istifade etmeyi bilmelidir.
Her şeyin en doğrusunu Allah bilir.
(Soner Duman/6.Rebîülâhir.1443/11.Kasım.2021/Perşembe)