kervan
Aktif Üye
- Katılım
- 2 Haz 2020
- Mesajlar
- 916
- Tepkime puanı
- 2,374
- Puanları
- 93
- Cinsiyet
Evlâdlarımızın İstikbâli
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Ey îmân edenler! Kendinizi ve âilenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun!..” (Tahrîm, 6)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Hiçbir ana baba çocuğuna İslâm edebinden daha değerli bir hediye veremez.” (Tirmizî, Birr 33)
Bugün, İslâmiyet'ten önceki karanlık devirde yapıldığı gibi çocukları diri diri toprağa gömme âdeti kalmamıştır; ama onların ruhlarını aç bırakma ve böylece
kendilerini haketmedikleri bir ölümün kucağına atma âdeti devam etmektedir.
Acaba çocuklarını en iyi okullarda okutan ve onları iyi bir meslek sahibi yapan anne baba, yavrusunu hayatın ezici, yıpratıcı fırtınalarına karşı da korumuş
oluyor mu? İnsanı çâresiz, savunmasız, güçsüz ve dayanaksız bırakan felâketler ve darbeler karşısında neye tutunarak ayakta kalabileceğini de öğretmiş oluyor mu?
İnsanın ruhunu alt üst edebilecek olaylar karşısında ona dayanma ve direnme gücü veren dindir. Her şeyin Allah'tan geldiğini, O istemeden hiçbir şeyin
olmayacağını bilmek, her an yüce bir kudretin kendisini görüp gözettiğini hissetmek insana hem yaşama şevki hem kendini çekip çevirme azmi verir.
Mânevî terbiye ile beslenen ruhlar, insanı sarsan olaylar karşısında pes etmez. Güvendiği kimseler tarafından aldatılmak, işini kaybetmek, sevdiklerini yitirmek
ve hayatta yapayalnız kalmak insanı derin acılara gömse bile, Allah'a ve ebedî bir hayata olan imanı ona dayanma ve direnme gücü verir.
Hayat bu dünyadan ibaret olmadığı gibi, felâketler de dünyada başa gelenlerden ibaret değildir. En büyük yoksulluk "çocukların bile saçlarını ağartan"
[Müzzemmil (73), 17] o hesap gününde eli boş kalmaktır. En önemli meselemiz çocuklarımızın âhiret hayatında iyi bir yeri kazanmalarını sağlamak olmalıdır.
Çünkü orada insanı bekleyen acılar, felâketler, dünyadaki tâlihsizliklerle kıyaslanamayacak kadar korkunçtur.
İşte bu sebeple çocuklarımızı iyi birer müslüman olarak yetiştirmek, dünyada mutlu, âhirette bahtiyar olmalarını sağlamak en önemli meselemizdir.
Yavrularımızı bu saâdetten mahrum etmek, onları kendi ellerimizle cehenneme atmaktan farksızdır. Çocuklarını iyi bir müslüman olarak yetiştirmemek, onları
diri diri toprağa gömmekten daha kötüdür. (Prof. Dr. M. Yaşar Kandemir, Altınoluk Dergisi, Eylül-2001)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Ğaniyy: Kendisindekiyle ve mâlik olduğu şeyle kâmil olup müstağnî olan, hiçbir şeye muhtaç olmayan, zatında ve sıfatında başkası ile ilgisi olmayan, herkesin kendisine muhtaç olduğu, çok zengin olan demektir.
Kısa Günün Kârı
İstikbâlin iki günlük dünya ile sınırlı olmadığına inanan ve çocuklarını gerçekten seven anne babalar, şartlar ne olursa olsun, onları Allah, Peygamber
sevgisiyle ve din bilgisiyle donatmalıdırlar. İşte o zaman görevlerini yapmış, yavrularının istikbâlini hazırlamış olurlar.
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Ey îmân edenler! Kendinizi ve âilenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun!..” (Tahrîm, 6)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Hiçbir ana baba çocuğuna İslâm edebinden daha değerli bir hediye veremez.” (Tirmizî, Birr 33)
Bugün, İslâmiyet'ten önceki karanlık devirde yapıldığı gibi çocukları diri diri toprağa gömme âdeti kalmamıştır; ama onların ruhlarını aç bırakma ve böylece
kendilerini haketmedikleri bir ölümün kucağına atma âdeti devam etmektedir.
Acaba çocuklarını en iyi okullarda okutan ve onları iyi bir meslek sahibi yapan anne baba, yavrusunu hayatın ezici, yıpratıcı fırtınalarına karşı da korumuş
oluyor mu? İnsanı çâresiz, savunmasız, güçsüz ve dayanaksız bırakan felâketler ve darbeler karşısında neye tutunarak ayakta kalabileceğini de öğretmiş oluyor mu?
İnsanın ruhunu alt üst edebilecek olaylar karşısında ona dayanma ve direnme gücü veren dindir. Her şeyin Allah'tan geldiğini, O istemeden hiçbir şeyin
olmayacağını bilmek, her an yüce bir kudretin kendisini görüp gözettiğini hissetmek insana hem yaşama şevki hem kendini çekip çevirme azmi verir.
Mânevî terbiye ile beslenen ruhlar, insanı sarsan olaylar karşısında pes etmez. Güvendiği kimseler tarafından aldatılmak, işini kaybetmek, sevdiklerini yitirmek
ve hayatta yapayalnız kalmak insanı derin acılara gömse bile, Allah'a ve ebedî bir hayata olan imanı ona dayanma ve direnme gücü verir.
Hayat bu dünyadan ibaret olmadığı gibi, felâketler de dünyada başa gelenlerden ibaret değildir. En büyük yoksulluk "çocukların bile saçlarını ağartan"
[Müzzemmil (73), 17] o hesap gününde eli boş kalmaktır. En önemli meselemiz çocuklarımızın âhiret hayatında iyi bir yeri kazanmalarını sağlamak olmalıdır.
Çünkü orada insanı bekleyen acılar, felâketler, dünyadaki tâlihsizliklerle kıyaslanamayacak kadar korkunçtur.
İşte bu sebeple çocuklarımızı iyi birer müslüman olarak yetiştirmek, dünyada mutlu, âhirette bahtiyar olmalarını sağlamak en önemli meselemizdir.
Yavrularımızı bu saâdetten mahrum etmek, onları kendi ellerimizle cehenneme atmaktan farksızdır. Çocuklarını iyi bir müslüman olarak yetiştirmemek, onları
diri diri toprağa gömmekten daha kötüdür. (Prof. Dr. M. Yaşar Kandemir, Altınoluk Dergisi, Eylül-2001)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Ğaniyy: Kendisindekiyle ve mâlik olduğu şeyle kâmil olup müstağnî olan, hiçbir şeye muhtaç olmayan, zatında ve sıfatında başkası ile ilgisi olmayan, herkesin kendisine muhtaç olduğu, çok zengin olan demektir.
Kısa Günün Kârı
İstikbâlin iki günlük dünya ile sınırlı olmadığına inanan ve çocuklarını gerçekten seven anne babalar, şartlar ne olursa olsun, onları Allah, Peygamber
sevgisiyle ve din bilgisiyle donatmalıdırlar. İşte o zaman görevlerini yapmış, yavrularının istikbâlini hazırlamış olurlar.