- Katılım
- 1 May 2020
- Mesajlar
- 16,019
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 43,679
- Puanları
- 113
Evden işe giderken kaç kişi eşini öperek çıkıyor?
(رُوَيْدَكَ يا أنْجَشَةُ! سَوْقَكَ بِالْقَوَارِيرِ)
Ey Enceşe! Develeri yavaş sür! Cam şişeleri kırmayasın! (Buhârî, 6210.)
Resulullah (s.a.s.) bir yolculuktaydı yanında Enceşe isimli köle vardı. Enceşe, Resulullah (s.a.s.)’in eşlerinin develerini süren kişiydi. Develeri kaldırıp indiren ve yularından tutup sürüyordu. Resulullah (s.a.s.) ona, “Ey Enceşe! Develeri yavaş sür! Cam şişeleri kırmayasın!” dedi.
Enceşe, Resulullah Efendimizle yaptığı yolculuklara güzel sesiyle neşe katan biriydi. Develerin üzerine binmek, deveden inmek, deveyi sürmek zahmetli bir iştir. Devenin fiziksel yapısı uzun süreli binmeye müsait değildir. Fazlaca yalpalanması söz konusudur. Bu da onun, üzerinde bulunan kadınların fazlaca rahatsız olması anlamına geliyordu.
Resulullah Efendimiz her alanda olduğu gibi, aile ve kadın konusunda da hassas ve nazikti. Kadınları bu hadisinde cam şişelere benzetmiştir. Yani, ey Enceşe! Develerin üstünde taşıdığın kadınlar cam gibi kırılgandır, hassastır, dikkat edesin; kırmayasın demek istemiştir.
Kadınlar erkekler gibi değildir. Kadınlar sürekli ilgi isteyen çiçek gibidir. Bu onların şımarıklığından değil, fıtratlarından geliyor. Hz. Aişe anlatıyor: “Resulullah (s.a.s.) mescide çıktığında eşini öperdi.” (Ebu Davud, 179.) Resulullah Efendimiz hayatının her yönü bizim için örnektir. Evet, açık söylemek gerekirse bir erkeğin evden çıkarken eşini öperek çıkması batı adeti değil, Resulullah Efendimizden kalan ama unutulan ya da terk edilen bir sünnettir.
Hz. Aişe'ye Resulullah'ın evdeki hali sorulduğunda şöyle demiştir: “Ayakkabısını tamir eder, elbisesini diker ve sizin evinizde yaptığınız diğer işleri yapardı.” (Müsned, 25341.) Ev işlerinde eşimize yardım edelim. En azından kendi işlerimizi yapalım. Üzülerek söylüyorum ki ocağın nasıl açıldığını; bulaşıklara elini sürmemiş, hangi tabağın nerede olduğunu bilmeyen, kayıp çorabının tekinin hesabını eşine soran, sofra indirip kaldırmayı zül ve utanç görenler var. Hiçbirimizin nefsi Peygamber Efendimizin nefsinden üstün değildir. O ev işleri de yapardı. Ev dediğimiz, bir odadan ve içindeki bir yorgan bir hırkadan ibaretti. Yani Hz. Aişe'yi yoracak ağır ev işleri yoktu. Yine de Peygamber Efendimiz evde bir işin ucundan tutardı. Evin bütün işini yapmaktan söz etmiyorum. Ama eşimizin gönlünü alacak bir işin de ucundan tutalım.
İçinde yaşadığımız kültür nedeniyle evden eşimizi öperek çıkmıyoruz. Onu biliyorum. Fakat hassas ve kırılgan bir fıtrata sahip eşlerimizi kırmayalım. Araba sürerken bizim midemiz bulanmıyor, başımız ağrımıyor olabilir ama kadınlar yolculukta hassaslaşıyor. Tümsek ve çukurlara hızlı girmeyelim. Hızlı sürdüğümüz zaman eşimiz, kızımız rahatsız oluyorsa onu kırmayalım. Gideceğimiz yere yarım saat geç ama kimsenin kalbi kırılmamış olarak varalım.
Rabbim evimize huzur ve saadet versin! Bizleri Resulullah’ın sünnetine uygun yaşayanlardan eylesin!
**
Murat PADAK
365 Güne Bir Hadis Bir Hikmet adlı çalışmamızdan bir örnek
(رُوَيْدَكَ يا أنْجَشَةُ! سَوْقَكَ بِالْقَوَارِيرِ)
Ey Enceşe! Develeri yavaş sür! Cam şişeleri kırmayasın! (Buhârî, 6210.)
Resulullah (s.a.s.) bir yolculuktaydı yanında Enceşe isimli köle vardı. Enceşe, Resulullah (s.a.s.)’in eşlerinin develerini süren kişiydi. Develeri kaldırıp indiren ve yularından tutup sürüyordu. Resulullah (s.a.s.) ona, “Ey Enceşe! Develeri yavaş sür! Cam şişeleri kırmayasın!” dedi.
Enceşe, Resulullah Efendimizle yaptığı yolculuklara güzel sesiyle neşe katan biriydi. Develerin üzerine binmek, deveden inmek, deveyi sürmek zahmetli bir iştir. Devenin fiziksel yapısı uzun süreli binmeye müsait değildir. Fazlaca yalpalanması söz konusudur. Bu da onun, üzerinde bulunan kadınların fazlaca rahatsız olması anlamına geliyordu.
Resulullah Efendimiz her alanda olduğu gibi, aile ve kadın konusunda da hassas ve nazikti. Kadınları bu hadisinde cam şişelere benzetmiştir. Yani, ey Enceşe! Develerin üstünde taşıdığın kadınlar cam gibi kırılgandır, hassastır, dikkat edesin; kırmayasın demek istemiştir.
Kadınlar erkekler gibi değildir. Kadınlar sürekli ilgi isteyen çiçek gibidir. Bu onların şımarıklığından değil, fıtratlarından geliyor. Hz. Aişe anlatıyor: “Resulullah (s.a.s.) mescide çıktığında eşini öperdi.” (Ebu Davud, 179.) Resulullah Efendimiz hayatının her yönü bizim için örnektir. Evet, açık söylemek gerekirse bir erkeğin evden çıkarken eşini öperek çıkması batı adeti değil, Resulullah Efendimizden kalan ama unutulan ya da terk edilen bir sünnettir.
Hz. Aişe'ye Resulullah'ın evdeki hali sorulduğunda şöyle demiştir: “Ayakkabısını tamir eder, elbisesini diker ve sizin evinizde yaptığınız diğer işleri yapardı.” (Müsned, 25341.) Ev işlerinde eşimize yardım edelim. En azından kendi işlerimizi yapalım. Üzülerek söylüyorum ki ocağın nasıl açıldığını; bulaşıklara elini sürmemiş, hangi tabağın nerede olduğunu bilmeyen, kayıp çorabının tekinin hesabını eşine soran, sofra indirip kaldırmayı zül ve utanç görenler var. Hiçbirimizin nefsi Peygamber Efendimizin nefsinden üstün değildir. O ev işleri de yapardı. Ev dediğimiz, bir odadan ve içindeki bir yorgan bir hırkadan ibaretti. Yani Hz. Aişe'yi yoracak ağır ev işleri yoktu. Yine de Peygamber Efendimiz evde bir işin ucundan tutardı. Evin bütün işini yapmaktan söz etmiyorum. Ama eşimizin gönlünü alacak bir işin de ucundan tutalım.
İçinde yaşadığımız kültür nedeniyle evden eşimizi öperek çıkmıyoruz. Onu biliyorum. Fakat hassas ve kırılgan bir fıtrata sahip eşlerimizi kırmayalım. Araba sürerken bizim midemiz bulanmıyor, başımız ağrımıyor olabilir ama kadınlar yolculukta hassaslaşıyor. Tümsek ve çukurlara hızlı girmeyelim. Hızlı sürdüğümüz zaman eşimiz, kızımız rahatsız oluyorsa onu kırmayalım. Gideceğimiz yere yarım saat geç ama kimsenin kalbi kırılmamış olarak varalım.
Rabbim evimize huzur ve saadet versin! Bizleri Resulullah’ın sünnetine uygun yaşayanlardan eylesin!
**
Murat PADAK
365 Güne Bir Hadis Bir Hikmet adlı çalışmamızdan bir örnek