kervan
Aktif Üye
- Katılım
- 2 Haz 2020
- Mesajlar
- 945
- Tepkime puanı
- 2,388
- Puanları
- 93
- Cinsiyet
Evdeki Hesap Çarşıya Uymuyor!
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Bu dünya hayatı sadece bir eğlenceden, bir oyundan ibarettir. Âhiret yurduna gelince, işte asıl hayat odur. Keşke bilmiş olsalardı!” (Ankebût, 64)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Akıllı kişi, nefsine hâkim olan ve ölüm sonrası için çalışandır. Âciz kişi de, nefsini duygularına tâbi kılan ve Allah’tan dileklerde bulunup duran (bunu yeterli gören)’dır.” (Tirmizî, Kıyâmet 25. İbni Mace, Zühd 31)
Sâlihlerden bir zât pazara uğramıştı. Lüzumlu birkaç şey alacaktı. Alacağı şeylerin karşılığını da evde hesaplamış ve elindeki paranın buna kâfî
olduğuna kanâat getirmişti. Fakat Pazar yerine vardığında o para alacaklarına yetmedi. Bunun üzerine o sâlih kişi ağlamaya başladı ve bu hâli
uzun bir müddet devam etti. Etrafındakiler, buna şaşırdılar. Parası yetmediği için bu kadar ağlamasının yersiz olduğunu söyleyerek kendisini teskîne
çalıştılar. Bir zaman sonra kendine gelen o sâlih zât, boğazında düğümlenen hıçkırıklar arasında şaşkın kalabalığa şöyle seslendi:
“-Gözyaşlarımı bu dünya için sanmayın! Düşündüm ki, bugün evdeki hesap çarşıya uymuyor! Peki şu dünyada yaptığımız hesaplar yarın âhirete nasıl uyacak?!..” (Osman Nûri Topbaş, Hak Din İslâm, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Muhyî:
Can bağışlayan, sağlık veren, dirilten, kalpleri dalâletten kurtarıp, iman ve zikirle dirilten, hayat veren demektir.
Kısa Günün Kârı
Hakikati bilen kişi, şu fânî âlemlerindeki her nefesi değerlendirir ve Cenâb-ı Hak’tan bir an dahî gâfil kalmazlar. Ömürleri amel-i sâlihle dolu bir
ibâdet ömrü olur. Âkıbetleri hakkında dâimâ havf ve recâ (korku ve ümid) arasında olurlar. Mahşerdeki büyük hesâbın dehşet ve şiddetinden gözleri ve gönülleri Allah korkusuyla yaş döker.
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Bu dünya hayatı sadece bir eğlenceden, bir oyundan ibarettir. Âhiret yurduna gelince, işte asıl hayat odur. Keşke bilmiş olsalardı!” (Ankebût, 64)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Akıllı kişi, nefsine hâkim olan ve ölüm sonrası için çalışandır. Âciz kişi de, nefsini duygularına tâbi kılan ve Allah’tan dileklerde bulunup duran (bunu yeterli gören)’dır.” (Tirmizî, Kıyâmet 25. İbni Mace, Zühd 31)
Sâlihlerden bir zât pazara uğramıştı. Lüzumlu birkaç şey alacaktı. Alacağı şeylerin karşılığını da evde hesaplamış ve elindeki paranın buna kâfî
olduğuna kanâat getirmişti. Fakat Pazar yerine vardığında o para alacaklarına yetmedi. Bunun üzerine o sâlih kişi ağlamaya başladı ve bu hâli
uzun bir müddet devam etti. Etrafındakiler, buna şaşırdılar. Parası yetmediği için bu kadar ağlamasının yersiz olduğunu söyleyerek kendisini teskîne
çalıştılar. Bir zaman sonra kendine gelen o sâlih zât, boğazında düğümlenen hıçkırıklar arasında şaşkın kalabalığa şöyle seslendi:
“-Gözyaşlarımı bu dünya için sanmayın! Düşündüm ki, bugün evdeki hesap çarşıya uymuyor! Peki şu dünyada yaptığımız hesaplar yarın âhirete nasıl uyacak?!..” (Osman Nûri Topbaş, Hak Din İslâm, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Muhyî:
Can bağışlayan, sağlık veren, dirilten, kalpleri dalâletten kurtarıp, iman ve zikirle dirilten, hayat veren demektir.
Kısa Günün Kârı
Hakikati bilen kişi, şu fânî âlemlerindeki her nefesi değerlendirir ve Cenâb-ı Hak’tan bir an dahî gâfil kalmazlar. Ömürleri amel-i sâlihle dolu bir
ibâdet ömrü olur. Âkıbetleri hakkında dâimâ havf ve recâ (korku ve ümid) arasında olurlar. Mahşerdeki büyük hesâbın dehşet ve şiddetinden gözleri ve gönülleri Allah korkusuyla yaş döker.