- Katılım
- 1 May 2020
- Mesajlar
- 15,492
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 41,914
- Puanları
- 113
1910 yılına kadar kadınlar bizzat eşleri tarafından köle pazarına çıkarılıp satılırmış. "Eskisini sat, yenisini al" kampanyasını ilk keşfeden İngilizler, karılarını satarken de durumu olduğundan abartarak reklam yaparmış: "Gözleri siyah, dudakları kırmızı, teni pamuk gibi, elinden her iş gelir, sesiyle sizi müptela eder!" falan diye pazarda görücüye çıkan kadınlar genelde kapanın elinde kalırmış.
İnanmayan, aha dayıya sorsun.
"Vay be!" dediniz, değil mi?
İnsan, nasıl olur da karısına, çocuklarının annesine bunu yapar diye hayret ettiniz ve muhtemelen "Aman canım, eski çağlar işte, insanlar cahildi şekerim!" diye avutuyorsunuz kendinizi.
Ne değişti ki, sormak istiyorum?
Şimdi aynı adamlar sosyal medyada aynısını yapmıyor mu? Karısının bikinili fotoğrafının altına methiyeler dizen adamların diğerlerinden farkı ne?
Sevdiği kadından ayrıldıktan sonra onunla yaşadığı özel anları arkadaşlarına anlatan, "Abi var ya, of!" ile başlayan muhabbetleri başlatan adamların o diğer adamlardan farkı ne?
Karısı ile TikTok çekip onu dans ettiren, sonra da gelen paralarla alışveriş yapan bu adamların genişlik seviyesi kaç metrekare?
Kalkan kölelik sistemine şükretmemiz mi gerekiyor?
Kadın dergilerini, gazetelerin hafta sonu eklerini, kadınlara yönelik internet sitelerini beş dakika karıştırsanız “10 adımda güzellik”, “Erkeği baştan çıkaracak akıl almaz fikirler”, “Mucizevi kür ile bir ayda Adriana Lima olacaksınız” gibi başlıklara denk geliyoruz.
Kelli felli bol milyonlu psikologlar (!) bile tuzlu su ile çapalamadan dişil enerji artıracak ürünlerden falan bahsediyor.
Artık köle pazarını kuramayan sistem, gönüllü kölelik sistemini keşfetmiş gibi görünüyor. Kadınlar artık ayaklarına pranga vurularak değil, pranga takarsa kendisine ne kadar da yakışacağına ikna edilerek köleleştiriliyor.
Gönüllü köle olan kadınlar; daha dolgun saçlara, daha beyaz dişlere, alımlı kirpiklere, çekici dudaklara sahip olabilmek için reklamlar aracılığıyla önce daha çok para kazanması gerektiğine ikna ediliyor. Daha çok talep görmek adına daha çok çalışması gerektiğine ikna olan kadın, para vererek edindiği kazanımları (!) çocuk doğurarak kaybetmek istemiyor.
Bütün hal ve hareketleriyle “Bir kadının bu hayata geliş sebebi bizi tatmin etmektir. Ikınacaksınız, gebereceksiniz ama istediğimiz standartta olacaksınız, olmazsanız alternatif çok, valla keyfiniz bilir.” tavrıyla fıtraten “Baktırmak ve övülmek” istenen kadını nasıl zor duruma soktuklarının farkında değiller mi?
Modern köle pazarlarına gönüllü çıkan kadınların şu maskaralığa bir son vermesi gerekmiyor mu artık?
Neden sistemin gönüllü köleleri olalım ki güzel kız kardeşlerim? O kadar mı aciz o kadar mı sevgi dilencisi olduk?
Ne zaman sürdüğünüz ruj ile değil de o dudaktan çıkan bir tatlı söz ile değer bulduğunuzu, doğumdan sonra aldığınız kiloların anne olmaktan daha önemli olmadığını, üstünlüğün kirpiklerinizin dolgunluğu ile değil, takva ile olacağını anladığınız zaman o köle pazarının metası olmaktan kurtulabilirsiniz.
Diğer türlü, ayağınıza taktığınız pranganın payetli olanını internet sitelerinde arar durursunuz.
Ezgi Akgül
23 Eylül 2024 Pazartesi
İnanmayan, aha dayıya sorsun.
"Vay be!" dediniz, değil mi?
İnsan, nasıl olur da karısına, çocuklarının annesine bunu yapar diye hayret ettiniz ve muhtemelen "Aman canım, eski çağlar işte, insanlar cahildi şekerim!" diye avutuyorsunuz kendinizi.
Ne değişti ki, sormak istiyorum?
Şimdi aynı adamlar sosyal medyada aynısını yapmıyor mu? Karısının bikinili fotoğrafının altına methiyeler dizen adamların diğerlerinden farkı ne?
Sevdiği kadından ayrıldıktan sonra onunla yaşadığı özel anları arkadaşlarına anlatan, "Abi var ya, of!" ile başlayan muhabbetleri başlatan adamların o diğer adamlardan farkı ne?
Karısı ile TikTok çekip onu dans ettiren, sonra da gelen paralarla alışveriş yapan bu adamların genişlik seviyesi kaç metrekare?
Kalkan kölelik sistemine şükretmemiz mi gerekiyor?
Kadın dergilerini, gazetelerin hafta sonu eklerini, kadınlara yönelik internet sitelerini beş dakika karıştırsanız “10 adımda güzellik”, “Erkeği baştan çıkaracak akıl almaz fikirler”, “Mucizevi kür ile bir ayda Adriana Lima olacaksınız” gibi başlıklara denk geliyoruz.
Kelli felli bol milyonlu psikologlar (!) bile tuzlu su ile çapalamadan dişil enerji artıracak ürünlerden falan bahsediyor.
Artık köle pazarını kuramayan sistem, gönüllü kölelik sistemini keşfetmiş gibi görünüyor. Kadınlar artık ayaklarına pranga vurularak değil, pranga takarsa kendisine ne kadar da yakışacağına ikna edilerek köleleştiriliyor.
Gönüllü köle olan kadınlar; daha dolgun saçlara, daha beyaz dişlere, alımlı kirpiklere, çekici dudaklara sahip olabilmek için reklamlar aracılığıyla önce daha çok para kazanması gerektiğine ikna ediliyor. Daha çok talep görmek adına daha çok çalışması gerektiğine ikna olan kadın, para vererek edindiği kazanımları (!) çocuk doğurarak kaybetmek istemiyor.
Bütün hal ve hareketleriyle “Bir kadının bu hayata geliş sebebi bizi tatmin etmektir. Ikınacaksınız, gebereceksiniz ama istediğimiz standartta olacaksınız, olmazsanız alternatif çok, valla keyfiniz bilir.” tavrıyla fıtraten “Baktırmak ve övülmek” istenen kadını nasıl zor duruma soktuklarının farkında değiller mi?
Modern köle pazarlarına gönüllü çıkan kadınların şu maskaralığa bir son vermesi gerekmiyor mu artık?
Neden sistemin gönüllü köleleri olalım ki güzel kız kardeşlerim? O kadar mı aciz o kadar mı sevgi dilencisi olduk?
Ne zaman sürdüğünüz ruj ile değil de o dudaktan çıkan bir tatlı söz ile değer bulduğunuzu, doğumdan sonra aldığınız kiloların anne olmaktan daha önemli olmadığını, üstünlüğün kirpiklerinizin dolgunluğu ile değil, takva ile olacağını anladığınız zaman o köle pazarının metası olmaktan kurtulabilirsiniz.
Diğer türlü, ayağınıza taktığınız pranganın payetli olanını internet sitelerinde arar durursunuz.
Ezgi Akgül
23 Eylül 2024 Pazartesi