Erkekler tekrar erkek gibi erkek, kadınlar kadın gibi kadın olmak istiyor
Arkalarındaki güçlü medya ve küresel şirketlerin ekonomik desteğiyle bizdeki cinsiyetsizleştirme rüzgarı hala çok sert estiriliyor. Dışarıda çalışan kadın itibar sahibi, evde çalışan kadın itibarsız algısı yayılmaya devam ediliyor.
Yaşar Süngü / Yeni Şafak
Yanlıştan dönmek ve “sen haklısın” diyebilmek egoların büyütüldüğü, kibrin karizma diye pazarlandığı bir ortamda herkesin harcı değil.
Cinsiyet eşitliği ve özgürlüğü adı altında kadını ucuz işçi, ürün ve markaların reklam yüzü olarak kullanmak isteyen küresel şirketlerin estirdiği fırtınanın Avrupa’da ve ABD’de aileyi nasıl parçaladığını gördük.
Medeni batının son fotoğrafı şöyle; Erkek ve kadın farklı farklı iş kollarında zamanlarının büyük kısmını ayrı olarak yaşarken, varsa çocuklar bakıcılara emanet veya kreşlerde, yaşlı anne babalar da bakımevlerinde.
Bu fotoğraftan kimler mutlu?
Ucuz işçi ve ürünlerine müşteri bulan küresel şirketler.
Kimler mutsuz?
Karı koca, çocuklar, yaşlı anne babalar.
**
Sevindirici olan şu; Gazze’deki israilin soykırımı ile uyanan batının merhamet yüzü bugüne kadar aldatılmış olduğunu anlamaya başladı.
Ve kendine biçilen yaşam tarzını da sorgulamaya başladı.
Sosyal medyada batılı kadın erkek birçok insanın paylaştığı videolardan anlıyoruz ki, Avrupalılar pişmanlar.
Oluşturulmak istenen yeni dünya düzeninden kimse memnun değil.
Ortada bir yerde (Ne kadın ne erkek) oluşturmaya çalıştıkları cinsiyetten kimse memnun değil.
Erkekler tekrar erkek gibi erkek, kadınlar kadın gibi kadın olmak istiyor.
**
Batılı bir adam paylaştığı videoda bunu açık ve net cümlelerle söylüyor;
“Batıda erkekler tekrar aile kurmak ve aile reisi olmak istiyor. Eşlerinin dışarıda çalışmasını istemiyor onların ev hanımı olmalarını istiyor.
Evin ekonomik açıdan geçimini erkeklerin üstlenmesini daha doğru bulan kadınların sayısı hızlar artıyor.
Kadınlar dışarıda çalışmak istemiyor, çocuklarını bakıcıların değil kendilerinin yetiştirmesini istiyor.”
**
Onlar yanlıştan dönmeye çalışırken biz ne yapıyoruz?
Arkalarındaki güçlü medya ve küresel şirketlerin ekonomik desteğiyle bizdeki cinsiyetsizleştirme rüzgarı hala çok sert estiriliyor.
Dışarıda çalışan kadın itibar sahibi, evde çalışan kadın itibarsız algısı yayılmaya devam ediliyor.
**
KONDA Araştırma ve Danışmanlık A.Ş. Borusan Holding için bir araştırma yapmış.
16-18 Şubat 2024 tarihlerinde 77 ilin merkez dahil 379 farklı ilçesinde yaşayan 2550 kişiye telefonla sorular sorulmuş.
2 bin 550 kişiden alınan cevaplara ve araştırma şirketinin bu cevaplara yaptığı yorumlara bakalım.
**
Araştırmanın yönetici özeti bölümünde araştırmayı yapanların ve yaptıranların cevaplardan pek memnun kalmadıkları görülüyor;
Araştırmacılar özet bölümünde, “Toplumdaki toplumsal cinsiyet eşitliği algısının 10 yıl öncesine göre pozitif bir yöne doğru ilerlediği ancak bu ilerleyişin düşük bir ivmeyle gerçekleştiği görünüyor.” diyerek üzüntülerini gizlemiyorlar.
Ve kadınla erkeği cinsiyet konusunda eşit hale getirmek için daha fazla çalışmak gerektiğini şu sözlerle ifade ediyorlar; “Türkiye toplumuna yönelttiğimiz sorular ve yargılara verilen yanıtlara baktığımızda toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda pozitif bir gidişat olduğunu, fakat bu gidişatın daha da hızlanması gerektiğini görüyoruz.”
Araştırmacıları üzen konulardan biri de şu olmuş;
“Toplumda “Kadının eşinden daha fazla para kazanması sorun olur” yargısını yanlış bulanların oranı bugün yüzde 50’nin üzerine çıksa da “Kadının birinci görevi, evin sorumluluğunu üstlenmek ve çocuk yetiştirmektir” yargısını hâlâ toplumun yarıdan fazlası doğru buluyor.”
**
Araştırmaya göre çalışan her 10 kadından yalnızca 2’si mutlu olduğunu söylüyor.10 yıl önce kadınlarda kendini mutlu hissedenlerin oranı erkeklerden fazla olurken, bugün kadınlarda mutlu olanların oranı erkeklerden daha az.
Bu ne demek?
Kadın iş hayatında mutlu değil. İçine aldığınız iş dünyası gerek ekonomik gerek sosyal getiri açısından kadının fizyolojik ve psikolojik yapısına uygun değil.
Demek ki kadını çok düşündüğünü iddia eden iş dünyası kadına uygun bir çalışma hayatı sunmuyor.
Araştırmanın yönetici özetinde “Kimliğini cinsiyet üzerinden tarif etmede en çok öne çıkan grubun da çalışan kadınlar olduğu görünüyor.” Deniyor.
Aslında “Kadınım ben kadınım” diye bağırıyor ama duyan yok.
**
“Yaşasın” derken de neyin yaşaması gerektiğini, “ölsün” derken de neden ölmesi gerektiği konusunda kafa yormuyoruz.
Bugün iş ve medya dünyasında “Cinsiyet eşitliği” çok güçlü bir slogan.
Ama Anadolu insanının mayası sağlam, onlar değiştirmeye çalıştıkça direniyor.
“Ne kadar değiştirdik” diye on yılda bir araştırma yapıyorlar ve sonuçlara üzülüyorlar.
Onlar üzüldükçe biz seviniyoruz.