- Katılım
- 3 Mar 2021
- Mesajlar
- 7,675
- Tepkime puanı
- 24,722
- Puanları
- 113
- Konum
- Siirt
- Burç
- Akrep
- Memleket
- Siirt
- Cinsiyet
- Takım
İktidarın ekonomi politikalarındaki sorunlu ve çokça tartışılan hamlelerinin “ekonomiyi büyütmeye” devam ettiği ifade ediliyorsa da BİM gibi halkın çokça alışveriş yaptığı ‘üç harfli süpermarketler’ hedef alınıyor.
Türkiye’de sermayedarların önünü açan birçok ekonomik kalkınma paketi AK Parti tarafından hayata geçirildi. Yıllar süren ekonomik destek paketlerinin ardından ekonomideki iyileşme meydanlarda sıklıkla dile getirildi.
Ancak ekonomide 2020'de başlayan COVİD-19 pandemisinin hemen öncesinde işler iyiye gitmemeye başlamıştı. İktidar birçok hamlede bulunsa da özellikle çokça tartışılan ekonomide liyakatin gözetilmediği isimlerin istifasını istese de istenilen ekonomik iyileşme bir türlü gerçekleştirilemedi. Ekonomideki sorunların temel saikleri popülist söylemlere kurban edildi...
MHP ile girilen ortaklığın ardından özellikle adaleti tesis etme konusunda tökezleyen iktidar şimdi de ekonomideki sorunları dışarıda aramaya başladı. MHP’nin jargonunda yer alan birçok hakaretamiz ifade iktidarın sessizliğinde Türkiye siyasetinde zaten kendisine 'iyice' bir yer edinmişti. 'FETÖcülükle ve bölücülükle itham edilen isimlerin ardından ise artık kurumlar ve tüzel kişiler FETÖcülükle ve bölücülük yapmakla itham edilmeye başlandı. Haliyle bürokratik sorunların yıllardır bitmek bilmediği Türkiye’de yasal ve hukuki olan arasındaki çizgi de düzgün kurulamadı.
MHP’nin başlattığı tartışmalarda hedef alınan ‘üç harfli süpermarketlere’ karşı vandallıklarda bulunulurken Ağrı Belediyesi de bu yarışta kendisine yer kapma uğraşında ‘üç harfli süpermarketleri’ kapatmaya başladı.
Ekonomik olarak ‘pahalı ürünler sattığı, enflasyonu tetiklediği ve çok kar ettiği’ iddia edilen süpermarketlerden vergi aldığını görmezden gelen iktidar ve onun küçük ortağı, ekonomideki sorumluluğu almaktan her zamanki gibi kaçınmayı tercih ederek ‘şeffaflık iddiasında’ da sınıfta kaldı.
DW Türkçe haber ajansı muhabirinin gezdiği marketlerden çıkan ekonomik pahalılık tartışılmazken, en ucuz marketin hangisi olduğu tartışılan Türkiye’de hayat pahalılığının nedenleri irdelenemiyor. Fiyatların birkaç katına çıktığı Türkiye'de "Enflasyonu tetikleyen gerçekten perakendeciler mi?" sorusunu iktidarın ekonomi sorumlularının kendisine sorması gerekmiyor mu?
DW muhabirinin gezdiği marketler ve çıkan sonuç BİM’in hala en ucuz market olduğunu gösteriyor.
Ekli dosyayı görüntüle DW_Türkçe_20221208_1.mp4
Türkiye’de sermayedarların önünü açan birçok ekonomik kalkınma paketi AK Parti tarafından hayata geçirildi. Yıllar süren ekonomik destek paketlerinin ardından ekonomideki iyileşme meydanlarda sıklıkla dile getirildi.
Ancak ekonomide 2020'de başlayan COVİD-19 pandemisinin hemen öncesinde işler iyiye gitmemeye başlamıştı. İktidar birçok hamlede bulunsa da özellikle çokça tartışılan ekonomide liyakatin gözetilmediği isimlerin istifasını istese de istenilen ekonomik iyileşme bir türlü gerçekleştirilemedi. Ekonomideki sorunların temel saikleri popülist söylemlere kurban edildi...
MHP ile girilen ortaklığın ardından özellikle adaleti tesis etme konusunda tökezleyen iktidar şimdi de ekonomideki sorunları dışarıda aramaya başladı. MHP’nin jargonunda yer alan birçok hakaretamiz ifade iktidarın sessizliğinde Türkiye siyasetinde zaten kendisine 'iyice' bir yer edinmişti. 'FETÖcülükle ve bölücülükle itham edilen isimlerin ardından ise artık kurumlar ve tüzel kişiler FETÖcülükle ve bölücülük yapmakla itham edilmeye başlandı. Haliyle bürokratik sorunların yıllardır bitmek bilmediği Türkiye’de yasal ve hukuki olan arasındaki çizgi de düzgün kurulamadı.
MHP’nin başlattığı tartışmalarda hedef alınan ‘üç harfli süpermarketlere’ karşı vandallıklarda bulunulurken Ağrı Belediyesi de bu yarışta kendisine yer kapma uğraşında ‘üç harfli süpermarketleri’ kapatmaya başladı.
Ekonomik olarak ‘pahalı ürünler sattığı, enflasyonu tetiklediği ve çok kar ettiği’ iddia edilen süpermarketlerden vergi aldığını görmezden gelen iktidar ve onun küçük ortağı, ekonomideki sorumluluğu almaktan her zamanki gibi kaçınmayı tercih ederek ‘şeffaflık iddiasında’ da sınıfta kaldı.
DW Türkçe haber ajansı muhabirinin gezdiği marketlerden çıkan ekonomik pahalılık tartışılmazken, en ucuz marketin hangisi olduğu tartışılan Türkiye’de hayat pahalılığının nedenleri irdelenemiyor. Fiyatların birkaç katına çıktığı Türkiye'de "Enflasyonu tetikleyen gerçekten perakendeciler mi?" sorusunu iktidarın ekonomi sorumlularının kendisine sorması gerekmiyor mu?
DW muhabirinin gezdiği marketler ve çıkan sonuç BİM’in hala en ucuz market olduğunu gösteriyor.
Ekli dosyayı görüntüle DW_Türkçe_20221208_1.mp4