kervan
Aktif Üye
- Katılım
- 2 Haz 2020
- Mesajlar
- 916
- Tepkime puanı
- 2,374
- Puanları
- 93
- Cinsiyet
Dünyevi Hırslarımıza Dur Diyoruz!
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“De ki, Rabbimin rahmet hazineleri sizin elinizde olsaydı, onu harcayıp tüketmekten korkar, cimrilik ederdiniz. Zaten insan da pek cimridir.” (İsrâ, 100)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“İnsan ihtiyarlasa bile, onun iki duygusu hep genç kalır: Biri çok kazanma hırsı, öteki çok yaşama arzusu” (Buhârî, Rikak 5; Müslim, Zekât, 115)
Çok kazanma duygusu ölçülü olduğu, insanı yaratılış gayesinden uzaklaştırmadığı sürece faydalı olabilir. Zira çok kazanan bir müslümanın, elde
ettiği servetle daha çok hayır ve iyilik yapması arzu edilir. İslâmiyet’in verilmesini emrettiği zekât ve sadakayı verebilmek, Allah yolunda
sarfedilmesini istediği harcamaları yapabilmek için zengin olmak lâzımdır. Zengin olabilmek için de, insanda çok kazanma arzusu bulunmalıdır. Ama
gönüldeki bu çok kazanma duygusu ona âhiret hayatını unutturuyorsa, dünya sevgisi onu esir alarak bütün gönlüne el koyuyorsa, o takdirde bu
duygu son derecede tehlikeli bir hâle gelmiş demektir.
Şükürler olsun ki, Allah Teâlâ insana zararlı duyguları ve aşırı istekleri frenleme gücü vermiştir. İradesine hâkim olan kimsenin bu nevi zaaflarını
kontrol altına alması her zaman mümkündür. (Riyâzü’s Sâlihîn, 1.Cilt, 196, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Hamîd:
Bütün isim ve sıfatlarıyla övgüye, hamde tek lâyık olan, yaptıklarında, söylediklerinde, dininde ve takdirinde hamdolunan, bütün varlığın diliyle övülen ve ancak kendisine şükredilen demektir.
Kısa Günün Kârı
Kanaatkâr olmak, Allah Teâlâ’nın verdikleriyle yetinmek güzel bir huydur. Açgözlülük insanı dünyada huzursuz ettiği gibi, onu haksızlığa yönelteceği için ahretini de perişan eder.
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“De ki, Rabbimin rahmet hazineleri sizin elinizde olsaydı, onu harcayıp tüketmekten korkar, cimrilik ederdiniz. Zaten insan da pek cimridir.” (İsrâ, 100)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“İnsan ihtiyarlasa bile, onun iki duygusu hep genç kalır: Biri çok kazanma hırsı, öteki çok yaşama arzusu” (Buhârî, Rikak 5; Müslim, Zekât, 115)
Çok kazanma duygusu ölçülü olduğu, insanı yaratılış gayesinden uzaklaştırmadığı sürece faydalı olabilir. Zira çok kazanan bir müslümanın, elde
ettiği servetle daha çok hayır ve iyilik yapması arzu edilir. İslâmiyet’in verilmesini emrettiği zekât ve sadakayı verebilmek, Allah yolunda
sarfedilmesini istediği harcamaları yapabilmek için zengin olmak lâzımdır. Zengin olabilmek için de, insanda çok kazanma arzusu bulunmalıdır. Ama
gönüldeki bu çok kazanma duygusu ona âhiret hayatını unutturuyorsa, dünya sevgisi onu esir alarak bütün gönlüne el koyuyorsa, o takdirde bu
duygu son derecede tehlikeli bir hâle gelmiş demektir.
Şükürler olsun ki, Allah Teâlâ insana zararlı duyguları ve aşırı istekleri frenleme gücü vermiştir. İradesine hâkim olan kimsenin bu nevi zaaflarını
kontrol altına alması her zaman mümkündür. (Riyâzü’s Sâlihîn, 1.Cilt, 196, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Hamîd:
Bütün isim ve sıfatlarıyla övgüye, hamde tek lâyık olan, yaptıklarında, söylediklerinde, dininde ve takdirinde hamdolunan, bütün varlığın diliyle övülen ve ancak kendisine şükredilen demektir.
Kısa Günün Kârı
Kanaatkâr olmak, Allah Teâlâ’nın verdikleriyle yetinmek güzel bir huydur. Açgözlülük insanı dünyada huzursuz ettiği gibi, onu haksızlığa yönelteceği için ahretini de perişan eder.