kervan
Aktif Üye
- Katılım
- 2 Haz 2020
- Mesajlar
- 937
- Tepkime puanı
- 2,385
- Puanları
- 93
- Cinsiyet
Dünyâya Gönül Bağlama
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Dünya hayatının durumu, gökten indirdiğimiz bir su gibidir ki, insanların ve hayvanların yiyeceklerinden olan yeryüzü bitkileri o su
sayesinde gürleşip birbirine girer. Nihayet yeryüzü zinetini takınıp, (rengârenk) süslendiği ve sahipleri de onun üzerinde kudret
sahibi olduklarını sandıkları bir sırada, bir gece veya gündüz ona emrimiz (âfetimiz) gelir de onu sanki dün yerinde yokmuş gibi
kökünden koparılarak biçilmiş bir hale getiririz. İşte iyi düşünecek kavimler için âyetlerimizi böyle açıklıyoruz.” (Yûnus, 24)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
"Dünyâya gönül bağlama ki Hak seni sevsin; insanların eline bakma ki halk seni sevsin." (İbn-i Mâce, Zühd, 1)
Rasûlullah (sav) Efendimiz, ashâbına da hep âhireti hatırlatır ve oraya hazırlanmalarını tavsiye ederdi. Vahiy kâtiplerinden olan Hanzala (ra) şöyle anlatır:
Bir gün Hz. Ebû Bekir (ra) beni (ağlarken) gördü ve:
“-Neyin var ey Hanzala?” diye sordu. Ben de büyük bir teessür ve endişe içinde:
“-Hanzala münâfık oldu!” dedim.
“-Sübhânallah! Sen ne söylüyorsun!?” deyince:
“-Biz, Rasûlullah (sav)’in yanında iken öyle bir hâle geliyoruz ki, bize Cennet ve Cehennem’i hatırlatarak öğüt verdiğinde, âdeta
Cenâb-ı Hakk’ı, Cennet ve Cehennem’i gözümüzle görüyormuş gibi oluyoruz. Rasûlullah (sav)’in huzûr-i âlîlerinden çıkıp çoluk-
çocuğumuz ve dünyevî maîşetimizle meşgul olmaya dalınca, içinde bulunduğumuz hissiyâtın çoğunu kaybediyor, Efendimiz’in nasihatlerini unutuyoruz.” dedim.
Hz. Ebû Bekir (ra):
“-Vallâhi, buna benzer hâller bizde de oluyor.” dedi.
Bunun üzerine ikimiz kalkıp doğru Rasûlullah (sav) Efendimiz’in huzûruna vardık ve durumu kendisine arz ettik. Allah Rasûlü (sav) Efendimiz şöyle buyurdular:
“-Canım kudret elinde olan Allâh’a yemin ederim ki, siz benim yanımdaki ve zikir esnâsındaki hâlinizi devamlı muhâfaza
edebilseydiniz; melekler, yataklarınızın üzerinde ve yollarda (yani gece gündüz) sizinle musâfaha eder, sizi tebrik ederlerdi. (Üç defa tekrarlayarak):
Ey Hanzala! Bâzen öyle, bâzen de böyle olur!” (Müslim, Tevbe, 12-13)
Bu rivâyetten anlaşıldığına göre mü’min, ashâb-ı kirâmın yaptığı gibi dâima Rabbini hatırlamak sûretiyle, elinden geldiği kadar
kendini gafletten korumanın gayreti içinde olmalıdır. (Osman Nûri Topbaş, Altın Silsile, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Muktedir:
Tam bir kudret sahibi olup hiçbir konuda zerre kadar zorlanmayacak şekilde gücü yeten demektir.
Kısa Günün Kârı
Cenâb-ı Hak cümlemizi sevip sevdirdiklerinden eylesin! Kendinden gayriye, yâni mâsivaya karşı gönlümüze nebevî bir istiğnâ
ihsân buyurup bütün rağbet, alâka ve bağlılığımızı yüce aşkına ve emr u femânına tahsîs kılsın! Âmin..
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Dünya hayatının durumu, gökten indirdiğimiz bir su gibidir ki, insanların ve hayvanların yiyeceklerinden olan yeryüzü bitkileri o su
sayesinde gürleşip birbirine girer. Nihayet yeryüzü zinetini takınıp, (rengârenk) süslendiği ve sahipleri de onun üzerinde kudret
sahibi olduklarını sandıkları bir sırada, bir gece veya gündüz ona emrimiz (âfetimiz) gelir de onu sanki dün yerinde yokmuş gibi
kökünden koparılarak biçilmiş bir hale getiririz. İşte iyi düşünecek kavimler için âyetlerimizi böyle açıklıyoruz.” (Yûnus, 24)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
"Dünyâya gönül bağlama ki Hak seni sevsin; insanların eline bakma ki halk seni sevsin." (İbn-i Mâce, Zühd, 1)
Rasûlullah (sav) Efendimiz, ashâbına da hep âhireti hatırlatır ve oraya hazırlanmalarını tavsiye ederdi. Vahiy kâtiplerinden olan Hanzala (ra) şöyle anlatır:
Bir gün Hz. Ebû Bekir (ra) beni (ağlarken) gördü ve:
“-Neyin var ey Hanzala?” diye sordu. Ben de büyük bir teessür ve endişe içinde:
“-Hanzala münâfık oldu!” dedim.
“-Sübhânallah! Sen ne söylüyorsun!?” deyince:
“-Biz, Rasûlullah (sav)’in yanında iken öyle bir hâle geliyoruz ki, bize Cennet ve Cehennem’i hatırlatarak öğüt verdiğinde, âdeta
Cenâb-ı Hakk’ı, Cennet ve Cehennem’i gözümüzle görüyormuş gibi oluyoruz. Rasûlullah (sav)’in huzûr-i âlîlerinden çıkıp çoluk-
çocuğumuz ve dünyevî maîşetimizle meşgul olmaya dalınca, içinde bulunduğumuz hissiyâtın çoğunu kaybediyor, Efendimiz’in nasihatlerini unutuyoruz.” dedim.
Hz. Ebû Bekir (ra):
“-Vallâhi, buna benzer hâller bizde de oluyor.” dedi.
Bunun üzerine ikimiz kalkıp doğru Rasûlullah (sav) Efendimiz’in huzûruna vardık ve durumu kendisine arz ettik. Allah Rasûlü (sav) Efendimiz şöyle buyurdular:
“-Canım kudret elinde olan Allâh’a yemin ederim ki, siz benim yanımdaki ve zikir esnâsındaki hâlinizi devamlı muhâfaza
edebilseydiniz; melekler, yataklarınızın üzerinde ve yollarda (yani gece gündüz) sizinle musâfaha eder, sizi tebrik ederlerdi. (Üç defa tekrarlayarak):
Ey Hanzala! Bâzen öyle, bâzen de böyle olur!” (Müslim, Tevbe, 12-13)
Bu rivâyetten anlaşıldığına göre mü’min, ashâb-ı kirâmın yaptığı gibi dâima Rabbini hatırlamak sûretiyle, elinden geldiği kadar
kendini gafletten korumanın gayreti içinde olmalıdır. (Osman Nûri Topbaş, Altın Silsile, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Muktedir:
Tam bir kudret sahibi olup hiçbir konuda zerre kadar zorlanmayacak şekilde gücü yeten demektir.
Kısa Günün Kârı
Cenâb-ı Hak cümlemizi sevip sevdirdiklerinden eylesin! Kendinden gayriye, yâni mâsivaya karşı gönlümüze nebevî bir istiğnâ
ihsân buyurup bütün rağbet, alâka ve bağlılığımızı yüce aşkına ve emr u femânına tahsîs kılsın! Âmin..