- Katılım
- 31 Ocak 2021
- Mesajlar
- 3,191
- Tepkime puanı
- 14,718
- Puanları
- 113
- Burç
- Aslan
- Memleket
- Trabzon
- Cinsiyet
- Medeni Hal
- Takım
Ardı arkası kesilmeyen ve dünyaya çağıran seslerin arasında sıkışıp kaldık. Hergeçen gün daha da dâvetkar daha da cüretkâr bir cazibenin kollarına bırakıyoruz hayatlarımızı.
Dünyaya çağıran bir koronun tekrarlayıp durduğu nakarat cümlesinde çarçur ediyoruz sevaplarımızı. Bir süre sonra o koronun bir parçası haline geliyor ruhlarımız.
"Daha fazlasını iste, hep daha fazlasını!"
Dünyaya çağıran bunca şeyin arasında Allah'a çağıran şeylerin sayısı ne kadar da azaldı, sesleri ne kadar da çok kısıldı, neredeyse duyulamayacak kadar.
Allah Resûlü yakın akrabalarını çağırır ve onları İslâm'a dâvet eder. Allah'a çağırır. Amcası Ebû Leheb incitici sözler sarfeder ve "Bizi bunun için mi çağırdın?" der.
"Bizi bunun için mi çağırdın?"
Dünyaya çağırılmaya alışmış ruhların tepkisi hiç değişmiyor. Peygamberin yoluna dikenler serpen Ebû Lehebler hâlâ varlar. Bazen dışımızdalar bazen de kendi içimizdeler.
Kredi kartları, taksitler, nakit avanslar, faizler, ödenemeyen krediler, yeni teklifler, yeni oranlar, eskimeden yenisi alınan eşyalar, elbiseler... Diğer yanda rutubetli evlerde üşüyen anneler, ısınamadıkça birbirine daha da çok sokulan yavrular, tamamına ipotek koyduğumuz rızıklar, camilerde boş saflar, tozlanan mushaflar...
Allah'a çağıran sesleri çoğaltalım hayatımızda, dünyanın sesini kısalım biraz. "Nasıl?" diye soracaksınız biliyorum. Ben de kendime aynı soruyu soruyorum, "Nasıl?"
Nasıl diye sormaya başlayınca bile fonda başka bir beste duyulmaya başlıyor. Bütün âlemin hep bir ağızdan seslendirdikleri bir beste bu!
Duyuyor musun?
Halil İbrahim
Dünyaya çağıran bir koronun tekrarlayıp durduğu nakarat cümlesinde çarçur ediyoruz sevaplarımızı. Bir süre sonra o koronun bir parçası haline geliyor ruhlarımız.
"Daha fazlasını iste, hep daha fazlasını!"
Dünyaya çağıran bunca şeyin arasında Allah'a çağıran şeylerin sayısı ne kadar da azaldı, sesleri ne kadar da çok kısıldı, neredeyse duyulamayacak kadar.
Allah Resûlü yakın akrabalarını çağırır ve onları İslâm'a dâvet eder. Allah'a çağırır. Amcası Ebû Leheb incitici sözler sarfeder ve "Bizi bunun için mi çağırdın?" der.
"Bizi bunun için mi çağırdın?"
Dünyaya çağırılmaya alışmış ruhların tepkisi hiç değişmiyor. Peygamberin yoluna dikenler serpen Ebû Lehebler hâlâ varlar. Bazen dışımızdalar bazen de kendi içimizdeler.
Kredi kartları, taksitler, nakit avanslar, faizler, ödenemeyen krediler, yeni teklifler, yeni oranlar, eskimeden yenisi alınan eşyalar, elbiseler... Diğer yanda rutubetli evlerde üşüyen anneler, ısınamadıkça birbirine daha da çok sokulan yavrular, tamamına ipotek koyduğumuz rızıklar, camilerde boş saflar, tozlanan mushaflar...
Allah'a çağıran sesleri çoğaltalım hayatımızda, dünyanın sesini kısalım biraz. "Nasıl?" diye soracaksınız biliyorum. Ben de kendime aynı soruyu soruyorum, "Nasıl?"
Nasıl diye sormaya başlayınca bile fonda başka bir beste duyulmaya başlıyor. Bütün âlemin hep bir ağızdan seslendirdikleri bir beste bu!
Duyuyor musun?
Halil İbrahim