- Katılım
- 1 May 2020
- Mesajlar
- 15,741
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 42,759
- Puanları
- 113
Dünya’daki 6.7 Milyon Türün DNA’sı, Ay’da İnşa Edilecek Nuh’un Gemisi’nde Saklanacak
Bilim insanları, Dünya’daki türleri kıyamet senaryolarına karşı korumak için, Ay’da “Nuh’un Gemisi” adını verdikleri bir DNA bankası kurmayı amaçlıyor. 6,7 milyon türe ait sperm, yumurta ve tohum Ay’ın yeraltındaki lav tünellerinde kriyojenik ortamlarda saklanarak, korunacak. Bitkiler, hayvanlar ve mantarlara ait bu genetik materyalleri Ay’a taşımak için, en azından 250 kere roket fırlatmak gerekebileceği söyleniyor.
“Biz insanlar ve doğa arasında güçlü ilişkiler var. Biyo-çeşitliliğin koruyucuları olarak bir sorumluğumuz var, işte bu onu muhafaza etmektir,” diyor Arizona Üniversitesi SpaceTREx Laboratuvarlarından baş yazar Jekan Thanga.
7 Mart’ta IEEE Havacılık Konferansı’nda yapılan açıklamalar doğrultusunda, projenin 30 yılda tamamlanabileceği düşünülüyor.
Dünyadaki vahşi yaşam, doğal veya insan kaynaklı kıyamet senaryolarıyla bir gün son bulabilir. Süper bir volkan patlaması ya da nükleer savaş gibi bir kıyamet senaryosu türlerin sonunu getirebilir. Bu nedenle bütün türleri koruyacak güvenli bir yere ihtiyaç var. Fakat yörüngede bir üst kurmak, stabilite problemlerinden dolayı oldukça zor. Bu nedenle Ay’daki lav tünelleri koruyucu bir çözüm olabilir.
Mevcut Tehditler
Ay’da Nuh’un Gemisi fikrinin, temel motivasyon Dünya’daki biyo-çeşitliliği koruyabilecek bir depo inşa etmektir.
“Veri analojisi kullanmayı seviyorum. Bu bilgisayarınızın hardiskine fotoğraf ve dökümanları kaydetmeye benziyor, sonrasında bir şeyler ters giderse yedeğiniz olacaktır. Böylece eğer apokaliptik olay gerçekleşir ve dünyadaki doğal yaşamı veya insanlığı büyük kısmı yok olursa, yeniden başlatma butonuna basma şansımız olacak,” diyor Thanga.
Yapılan sunumda potansiyel tehditler şöyle sıralanıyor; Süper volkanik patlama, küresel nükleer savaş, asteroid çarpması, salgın, iklim değişimi hızlanması, küresel güneş fırtınası ve küresel kuraklık.
Norveç’te Arktik Daire’de bulunan tohum bankası (Svalbard Global Seed Vault) Dünya’nın çeşitli yerlerinden bitki türlerine ait genetik türleri muhafaza etse de yükselen deniz seviyesi veya asteroit çarpışmasında yok olma riskiyle karşı karşıya.-Bu nedenle, araştırmacılar ancak Güneş Sistemi’nde bulunan bir yerde genetik bilginin saklanabileceğini düşünüyor.
Lav Tünellerinde Kurulacak Yeraltı ve Yer Üstü Sistemler (Image credit: Jekan Thanga)
Lav Tünelleri
Nuh’un Gemisi olarak Ay’ın seçilmesinin en önemli nedenli, Dünya’ya sadece 4 günlük mesafede olmasıdır. Ayrıca Ay’da milyonlarca yıl öncesinde oluşmuş lav tünelleri ve mağaralarıdır. Lav tünelleri meteor çarpmalarına veya DNA hasarı yaratan radyasyona karşı korunaklı olacaktır. Yörüngede bir Nuh’un Gemisi inşa etmek, yörüngenin dengesizliğinden ötürü güvenli değil.
“Eğer doğrudan bir meteor ya da nükleer saldırı olmazsa, nuhun gemisi güvende olacaktır. 200 kadar lav tüneli gemi için yeterli olacaktır,” diyor Thanga.
Araştırmacılar bu tünellerin haritasını çıkarmak için, mağara ve tünellerde ilerleyebilecek özel robotlar kullanacak. SphereX robotları aynı poke topları gibi iki parçadan oluşacak. Ayrıca Ay’ın düşük yerçekiminde zıplayabilecek. LIDAR ve kameralar sayesinde haritalama yapacak. Robotlar uygun bir lav tüneli bulduğunda, inşaat aşamasına geçilebilecek.
Bu kıyamet depoları, yeraltındaki lav tünellerinde kriyojenik depolama modülleri içerirken, yer üstünde ise iletişim sistemleri ve güneş panelleri yer alacak. Ayrıca yüzeyde insan ziyaretçiler için hava kilitli bir komuta merkezi olacak.
Hesaplamalar göre her türden 50 numune gerekecek. Fakat bir türü tanımlamak için gerçekten 500 kadar numune gerektiğinden, daha fazla roket fırlatmak gerekebilir.
Depolar -180 ila -196C° sıcaklıklar arasında olacağından, bu modüllerde insanların çalışması pek mümkün değil. İşte bu nedenle bu aşamada robotlar çalışacak. Fakat robot bu denli soğukta robotların oluşturan metaller kaynaşabiliyor. Çözüm olarak kuantum levitasyonu kullanılacak. Yani robotlar hava gidecek. İşte tüm bunlar bilim kurgu gibi gelse de hepsi yakın gelecekte mümkün olacak.
Araştırmacılar projenin 30 yıllık bir zamana yayılacağını fakat bir tehdit durumunda 10 ila 15 yıla kadar inşa edilebileceğini düşünüyor. Kaynak :
...Copyright (C) Gerçek Bilim kaynağını göstermeden paylaşmak ve yayınlamak yasaktır,
.
Bilim insanları, Dünya’daki türleri kıyamet senaryolarına karşı korumak için, Ay’da “Nuh’un Gemisi” adını verdikleri bir DNA bankası kurmayı amaçlıyor. 6,7 milyon türe ait sperm, yumurta ve tohum Ay’ın yeraltındaki lav tünellerinde kriyojenik ortamlarda saklanarak, korunacak. Bitkiler, hayvanlar ve mantarlara ait bu genetik materyalleri Ay’a taşımak için, en azından 250 kere roket fırlatmak gerekebileceği söyleniyor.
“Biz insanlar ve doğa arasında güçlü ilişkiler var. Biyo-çeşitliliğin koruyucuları olarak bir sorumluğumuz var, işte bu onu muhafaza etmektir,” diyor Arizona Üniversitesi SpaceTREx Laboratuvarlarından baş yazar Jekan Thanga.
7 Mart’ta IEEE Havacılık Konferansı’nda yapılan açıklamalar doğrultusunda, projenin 30 yılda tamamlanabileceği düşünülüyor.
Dünyadaki vahşi yaşam, doğal veya insan kaynaklı kıyamet senaryolarıyla bir gün son bulabilir. Süper bir volkan patlaması ya da nükleer savaş gibi bir kıyamet senaryosu türlerin sonunu getirebilir. Bu nedenle bütün türleri koruyacak güvenli bir yere ihtiyaç var. Fakat yörüngede bir üst kurmak, stabilite problemlerinden dolayı oldukça zor. Bu nedenle Ay’daki lav tünelleri koruyucu bir çözüm olabilir.
Mevcut Tehditler
Ay’da Nuh’un Gemisi fikrinin, temel motivasyon Dünya’daki biyo-çeşitliliği koruyabilecek bir depo inşa etmektir.
“Veri analojisi kullanmayı seviyorum. Bu bilgisayarınızın hardiskine fotoğraf ve dökümanları kaydetmeye benziyor, sonrasında bir şeyler ters giderse yedeğiniz olacaktır. Böylece eğer apokaliptik olay gerçekleşir ve dünyadaki doğal yaşamı veya insanlığı büyük kısmı yok olursa, yeniden başlatma butonuna basma şansımız olacak,” diyor Thanga.
Yapılan sunumda potansiyel tehditler şöyle sıralanıyor; Süper volkanik patlama, küresel nükleer savaş, asteroid çarpması, salgın, iklim değişimi hızlanması, küresel güneş fırtınası ve küresel kuraklık.
Norveç’te Arktik Daire’de bulunan tohum bankası (Svalbard Global Seed Vault) Dünya’nın çeşitli yerlerinden bitki türlerine ait genetik türleri muhafaza etse de yükselen deniz seviyesi veya asteroit çarpışmasında yok olma riskiyle karşı karşıya.-Bu nedenle, araştırmacılar ancak Güneş Sistemi’nde bulunan bir yerde genetik bilginin saklanabileceğini düşünüyor.
Lav Tünellerinde Kurulacak Yeraltı ve Yer Üstü Sistemler (Image credit: Jekan Thanga)
Lav Tünelleri
Nuh’un Gemisi olarak Ay’ın seçilmesinin en önemli nedenli, Dünya’ya sadece 4 günlük mesafede olmasıdır. Ayrıca Ay’da milyonlarca yıl öncesinde oluşmuş lav tünelleri ve mağaralarıdır. Lav tünelleri meteor çarpmalarına veya DNA hasarı yaratan radyasyona karşı korunaklı olacaktır. Yörüngede bir Nuh’un Gemisi inşa etmek, yörüngenin dengesizliğinden ötürü güvenli değil.
“Eğer doğrudan bir meteor ya da nükleer saldırı olmazsa, nuhun gemisi güvende olacaktır. 200 kadar lav tüneli gemi için yeterli olacaktır,” diyor Thanga.
Araştırmacılar bu tünellerin haritasını çıkarmak için, mağara ve tünellerde ilerleyebilecek özel robotlar kullanacak. SphereX robotları aynı poke topları gibi iki parçadan oluşacak. Ayrıca Ay’ın düşük yerçekiminde zıplayabilecek. LIDAR ve kameralar sayesinde haritalama yapacak. Robotlar uygun bir lav tüneli bulduğunda, inşaat aşamasına geçilebilecek.
Bu kıyamet depoları, yeraltındaki lav tünellerinde kriyojenik depolama modülleri içerirken, yer üstünde ise iletişim sistemleri ve güneş panelleri yer alacak. Ayrıca yüzeyde insan ziyaretçiler için hava kilitli bir komuta merkezi olacak.
Hesaplamalar göre her türden 50 numune gerekecek. Fakat bir türü tanımlamak için gerçekten 500 kadar numune gerektiğinden, daha fazla roket fırlatmak gerekebilir.
Depolar -180 ila -196C° sıcaklıklar arasında olacağından, bu modüllerde insanların çalışması pek mümkün değil. İşte bu nedenle bu aşamada robotlar çalışacak. Fakat robot bu denli soğukta robotların oluşturan metaller kaynaşabiliyor. Çözüm olarak kuantum levitasyonu kullanılacak. Yani robotlar hava gidecek. İşte tüm bunlar bilim kurgu gibi gelse de hepsi yakın gelecekte mümkün olacak.
Araştırmacılar projenin 30 yıllık bir zamana yayılacağını fakat bir tehdit durumunda 10 ila 15 yıla kadar inşa edilebileceğini düşünüyor. Kaynak :
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için
Giriş yap veya üye ol.
...Copyright (C) Gerçek Bilim kaynağını göstermeden paylaşmak ve yayınlamak yasaktır,
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için
Giriş yap veya üye ol.