Puan
113
Çözümler
1
- Katılım
- 1 May 2020
- Mesajlar
- 16,676
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 45,983
- Puan
- 113
Dün Samandağ’da İsrail’den yardım isteme çağrısı yapan sözde “Şeyh” Selim Narlı’nın ağabeyi Cafer Narlı’nın, terörist Mihraç Oral’ın yakın adamlarından biri olduğu tespit edildi.
İSMAİL KILIÇARSLAN'IN TÜRKİYE'Yİ SALLAYAN ÇIKIŞI: NUSAYRİLER BU YÜZDEN GEBERTİLİYOR
Suriye'de İran, İsrail ve Rusya'nın provokasyonu ile harekete geçen Esed rejimi kalıntıları ortalığı kan gölüne çevirdi. Vakti zamanında Esed'in katliamlarına ses çıkarmayan bazı muhalifler ise bu hainleri savunmaya başladı. 'Aleviler, Nusayriler öldürülüyor' yalanını yaymaya başladılar.
“Suriye’de Alevilere saldırıları endişe ile takip ediyoruz” buyurmuş CHP Başkanı Özgür Özel. Suriye devleti bulundukları yerlerde terör estiren, sivilleri öldüren, bomba-layan, devletin bütün uyarılarına rağmen bunu yapmaya devam eden Nusayri teröristlerin 100’e yakınını telef etti ya. Ona içerlemiştir.
“Suriye’de Sünnilere saldırıları endişe ile takip ediyoruz” demediler hayatlarının hiçbir anında. Ama Anadolu Aleviliği ile neredeyse hiçbir ortak paydası olmayan, Suriye’de emperyalistlerin köpekliğini yapan, yapmaya da devam eden Nusayrileri, üstelik son derece tehlikeli bir şey yaparak “Alevi” parantezine de alıp savunmak ancak Özgür Özel’e yakışırdı zaten. Hani doktor aspirin yazsa reçeteyi okuyamayıp hastaya öksürük şurubu veren eczacı fıkrası vardır ya. Hah. O eczacı fıkrasındaki “eczacı”, Özgür Özel işte.
Nusayriler, dini inançları bakımından değil, emperyalizme yaptıkları köpekliğin bir sonucu olarak hala Suriye’de sivil insan öldürecek kadar alçak oldukları için gebertiliyorlar. Başka bir şey değil. Ama işte Özgür Özel, bir kez bile Suriye’nin onurlu halkının yanında durmaya tenezzül etmiyor. Varsa yoksa “Alevilere saldırı” zagonu.
Halbuki Nusayri teröristlerin, şebbiha köpeklerin Suriye’de an itibariyle yapmaya çalıştıkları şey, Suriye’de İsrail’e alan açmaya çalışmak. Parayı da, silahı da İran’dan alıyorlar ve Suriye’nin nizam, düzen, istikrar bulmaması için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar.
Buradaki, ülkemizdeki emperyalist seviciler ise bunu göre göre, bile bile emperyalizmin köpeklerine arka çıkıyorlar. Gerçi çok görmemek lazım. Çocuklarımızı öldüren dört ayaklı sokak köpekleri meselesinde de çocuklarımızı değil, köpekleri savunuyor bunlar. Demek fıtrat değişmiyor. Her seferinde savunacak bir köpek topluluğu buluyorlar.
Diplomasız son kişot Ekrem İmamoğlu da bir başka bakımdan gerçekleştiriyor köpek seviciliğini. Biz de, İsrail gazetelerine yansıyan manşetler sayesinde muttali olduk meseleye. Fotoğrafları falan da var. Olay kabaca şöyle: Soykırımcı İsrail’in Avrupa’da ve dünyada, başta futbol olmak üzere bütün uluslararası spor müsabakalarından men edilmesi için olağanüstü kampanyalar yürütülürken bizim diplomasız son kişot, 2027’de İstanbul’da yapılacak Avrupa Oyunları’na İsrail’in de katılması için İsrailli spor bürokratı bir Siyonist köpeğe adeta yalvarmış.
Siyonist köpeğin adı Yael Arad. İsrail’in Olimpiyat Komitesi Başkanı. Tabii, bu katil sürüsü, 2 yıl süren ve 50 bin Gazzeli’nin ölümüyle sonuçlanan bir soykırım icra ettikleri için İstanbul’da, İsrail’e öfkeli milyonlarca insanın yaşadığı bu devasa metropolde, düzenlenecek bir spor organizasyonunda “güvenlik sağlama” sözü vermiş. İyi mi? Bence çok iyi. Bu kafalar bambaşka kafalar.
Ulan sormazlar mı adama, “hemşerim sen zabıtaynan mı koruyacaksın İsrailli Siyonist köpekleri” diye. Dahası sormazlar mı “yahu İstanbul’da bir organizasyona ne demeye İsrail’i de sokuşturmaya çalışıp memleketin ortasına bir bomba koymaya çalışıyorsun?” diye. Sormazlar. Sormayacaklarından acayip emin daha doğrusu son kişot. Ve sanırım, Tel Aviv Üniversitesi’nden diploma alma hayali kuruyor. Hayır hayır. Yazıyı “ulan yanarım, yanarım da…” tadında finallemeyeceğim. Tam tersine, şöyle diyeceğim: Türkiye’nin “dışarıdan bir tehdit”e ihtiyaç duymamasını sağlayan bir düzenek kurup o düzeneği çalıştıranlarla bir arada yaşadıderdimiz olur” deyince İmamoğlu tam olarak “İsrailli sporcuların güvenliğiniğımızı daha da fark etmiyorsak aha da başımıza gelebilecek her şeyi hak etmişiz demektir. (İsmail KILIÇARSLAN-Yeni Şafak)
Cumhurbaşkanı Erdoğan
Türkiye olarak Suriye'nin birliğini, dirliğini, toplumsal barışını hedef alan her türlü saldırıyı, terör ve tedhiş eylemini en güçlü biçimde lanetliyoruz. Suriye hükümet güçlerinin etkin müdahalesiyle olayların büyük oranda kontrol altına alındığını, ancak sahadaki durumun hassasiyetini koruduğunu görüyoruz. Ülkemiz aleyhine bir gelişmenin olmaması için tedbir alıyoruz. Gergin havanın süratle geride bırakılması için Suriye makamlarına telkinlerde bulunuyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan
Komşumuz Suriye'de kardeşlerimiz, 14 yıl sonra ilk kez üzerlerine bomba yağmadan Ramazan ayını geçiriyorlar. Aynı şekilde Gazzeli kardeşlerimiz de 471 gün sonra yıkıntıların arasında da olsa Ramazan ayını yaşıyorlar. İslam coğrafyasının istikrarsızlığından beslenen güç odakları boş durmuyor. Afrika'dan Asya'ya, Orta Doğu'dan Balkanlara kadar birçok yerde çatışma çıkarıyorlar. Bunun son örneğini komşumuz Suriye'de rejim artığı teröristlerin eylemleriyle görmüş olduk.
Cumhurbaşkanı Erdoğan
Her kim ki Suriye'ye baktığında sadece mezhep, meşrep, köken görüyorsa kör bir taassuba hapsolmuş demektir. Alevi canlarımızı kışkırtarak siyaset yapmak, iç cephemizi sarsmayı hedef alan sabotaj girişimidir. Soykırımcı canilerden medet ummak mandacılıktır. 1 milyon Suriyeli, Baas rejimi tarafından katledilirken nerede duruyorsak bugün de aynı yerde, dimdik duruyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan
Ne Irak'ta ne Suriye'de ne Lübnan'da ne diğer bölge ülkelerinde hiç kimsenin kökeniyle, diniyle, mezhebiyle ilgilenmiyoruz. Alevi canlarımızı kışkırtarak siyaset yapmak, iç cephemizi sarsmayı hedef alan sabotaj girişimidir. Soykırımcı canilerden medet ummak mandacılıktır. Ülkemiz toprakları üzerinde ameliyat yapılmasına nasıl izin vermediysek Suriye'de de kadastro mühendisliğine asla rıza göstermeyeceğiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan
Türkiye 40 yıldır başına bela olan bir musibetten kurtulmaya çalışırken, yeni fay hatları oluşturmanın ülke düşmanları dışında kimseye faydası olmaz. Suriye'de varil bombalarıyla, kimyasal silahlarla masum çocuklar öldürülürken 14 yıl boyunca susanlar bugün çıkıp bize hadsizlik edemez.

İSMAİL KILIÇARSLAN'IN TÜRKİYE'Yİ SALLAYAN ÇIKIŞI: NUSAYRİLER BU YÜZDEN GEBERTİLİYOR
Suriye'de İran, İsrail ve Rusya'nın provokasyonu ile harekete geçen Esed rejimi kalıntıları ortalığı kan gölüne çevirdi. Vakti zamanında Esed'in katliamlarına ses çıkarmayan bazı muhalifler ise bu hainleri savunmaya başladı. 'Aleviler, Nusayriler öldürülüyor' yalanını yaymaya başladılar.
“Suriye’de Alevilere saldırıları endişe ile takip ediyoruz” buyurmuş CHP Başkanı Özgür Özel. Suriye devleti bulundukları yerlerde terör estiren, sivilleri öldüren, bomba-layan, devletin bütün uyarılarına rağmen bunu yapmaya devam eden Nusayri teröristlerin 100’e yakınını telef etti ya. Ona içerlemiştir.
“Suriye’de Sünnilere saldırıları endişe ile takip ediyoruz” demediler hayatlarının hiçbir anında. Ama Anadolu Aleviliği ile neredeyse hiçbir ortak paydası olmayan, Suriye’de emperyalistlerin köpekliğini yapan, yapmaya da devam eden Nusayrileri, üstelik son derece tehlikeli bir şey yaparak “Alevi” parantezine de alıp savunmak ancak Özgür Özel’e yakışırdı zaten. Hani doktor aspirin yazsa reçeteyi okuyamayıp hastaya öksürük şurubu veren eczacı fıkrası vardır ya. Hah. O eczacı fıkrasındaki “eczacı”, Özgür Özel işte.
Nusayriler, dini inançları bakımından değil, emperyalizme yaptıkları köpekliğin bir sonucu olarak hala Suriye’de sivil insan öldürecek kadar alçak oldukları için gebertiliyorlar. Başka bir şey değil. Ama işte Özgür Özel, bir kez bile Suriye’nin onurlu halkının yanında durmaya tenezzül etmiyor. Varsa yoksa “Alevilere saldırı” zagonu.
Halbuki Nusayri teröristlerin, şebbiha köpeklerin Suriye’de an itibariyle yapmaya çalıştıkları şey, Suriye’de İsrail’e alan açmaya çalışmak. Parayı da, silahı da İran’dan alıyorlar ve Suriye’nin nizam, düzen, istikrar bulmaması için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar.
Buradaki, ülkemizdeki emperyalist seviciler ise bunu göre göre, bile bile emperyalizmin köpeklerine arka çıkıyorlar. Gerçi çok görmemek lazım. Çocuklarımızı öldüren dört ayaklı sokak köpekleri meselesinde de çocuklarımızı değil, köpekleri savunuyor bunlar. Demek fıtrat değişmiyor. Her seferinde savunacak bir köpek topluluğu buluyorlar.
Diplomasız son kişot Ekrem İmamoğlu da bir başka bakımdan gerçekleştiriyor köpek seviciliğini. Biz de, İsrail gazetelerine yansıyan manşetler sayesinde muttali olduk meseleye. Fotoğrafları falan da var. Olay kabaca şöyle: Soykırımcı İsrail’in Avrupa’da ve dünyada, başta futbol olmak üzere bütün uluslararası spor müsabakalarından men edilmesi için olağanüstü kampanyalar yürütülürken bizim diplomasız son kişot, 2027’de İstanbul’da yapılacak Avrupa Oyunları’na İsrail’in de katılması için İsrailli spor bürokratı bir Siyonist köpeğe adeta yalvarmış.
Siyonist köpeğin adı Yael Arad. İsrail’in Olimpiyat Komitesi Başkanı. Tabii, bu katil sürüsü, 2 yıl süren ve 50 bin Gazzeli’nin ölümüyle sonuçlanan bir soykırım icra ettikleri için İstanbul’da, İsrail’e öfkeli milyonlarca insanın yaşadığı bu devasa metropolde, düzenlenecek bir spor organizasyonunda “güvenlik sağlama” sözü vermiş. İyi mi? Bence çok iyi. Bu kafalar bambaşka kafalar.
Ulan sormazlar mı adama, “hemşerim sen zabıtaynan mı koruyacaksın İsrailli Siyonist köpekleri” diye. Dahası sormazlar mı “yahu İstanbul’da bir organizasyona ne demeye İsrail’i de sokuşturmaya çalışıp memleketin ortasına bir bomba koymaya çalışıyorsun?” diye. Sormazlar. Sormayacaklarından acayip emin daha doğrusu son kişot. Ve sanırım, Tel Aviv Üniversitesi’nden diploma alma hayali kuruyor. Hayır hayır. Yazıyı “ulan yanarım, yanarım da…” tadında finallemeyeceğim. Tam tersine, şöyle diyeceğim: Türkiye’nin “dışarıdan bir tehdit”e ihtiyaç duymamasını sağlayan bir düzenek kurup o düzeneği çalıştıranlarla bir arada yaşadıderdimiz olur” deyince İmamoğlu tam olarak “İsrailli sporcuların güvenliğiniğımızı daha da fark etmiyorsak aha da başımıza gelebilecek her şeyi hak etmişiz demektir. (İsmail KILIÇARSLAN-Yeni Şafak)
Cumhurbaşkanı Erdoğan

Türkiye olarak Suriye'nin birliğini, dirliğini, toplumsal barışını hedef alan her türlü saldırıyı, terör ve tedhiş eylemini en güçlü biçimde lanetliyoruz. Suriye hükümet güçlerinin etkin müdahalesiyle olayların büyük oranda kontrol altına alındığını, ancak sahadaki durumun hassasiyetini koruduğunu görüyoruz. Ülkemiz aleyhine bir gelişmenin olmaması için tedbir alıyoruz. Gergin havanın süratle geride bırakılması için Suriye makamlarına telkinlerde bulunuyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan

Komşumuz Suriye'de kardeşlerimiz, 14 yıl sonra ilk kez üzerlerine bomba yağmadan Ramazan ayını geçiriyorlar. Aynı şekilde Gazzeli kardeşlerimiz de 471 gün sonra yıkıntıların arasında da olsa Ramazan ayını yaşıyorlar. İslam coğrafyasının istikrarsızlığından beslenen güç odakları boş durmuyor. Afrika'dan Asya'ya, Orta Doğu'dan Balkanlara kadar birçok yerde çatışma çıkarıyorlar. Bunun son örneğini komşumuz Suriye'de rejim artığı teröristlerin eylemleriyle görmüş olduk.
Cumhurbaşkanı Erdoğan

Her kim ki Suriye'ye baktığında sadece mezhep, meşrep, köken görüyorsa kör bir taassuba hapsolmuş demektir. Alevi canlarımızı kışkırtarak siyaset yapmak, iç cephemizi sarsmayı hedef alan sabotaj girişimidir. Soykırımcı canilerden medet ummak mandacılıktır. 1 milyon Suriyeli, Baas rejimi tarafından katledilirken nerede duruyorsak bugün de aynı yerde, dimdik duruyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan

Ne Irak'ta ne Suriye'de ne Lübnan'da ne diğer bölge ülkelerinde hiç kimsenin kökeniyle, diniyle, mezhebiyle ilgilenmiyoruz. Alevi canlarımızı kışkırtarak siyaset yapmak, iç cephemizi sarsmayı hedef alan sabotaj girişimidir. Soykırımcı canilerden medet ummak mandacılıktır. Ülkemiz toprakları üzerinde ameliyat yapılmasına nasıl izin vermediysek Suriye'de de kadastro mühendisliğine asla rıza göstermeyeceğiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan

Türkiye 40 yıldır başına bela olan bir musibetten kurtulmaya çalışırken, yeni fay hatları oluşturmanın ülke düşmanları dışında kimseye faydası olmaz. Suriye'de varil bombalarıyla, kimyasal silahlarla masum çocuklar öldürülürken 14 yıl boyunca susanlar bugün çıkıp bize hadsizlik edemez.
