- Katılım
- 7 Kas 2020
- Mesajlar
- 10,553
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 13,916
- Puanları
- 113
- Yaş
- 41
- Konum
- Istanbul
- Burç
- Yengeç
- Cinsiyet
- Medeni Hal
Lütfen, bu kullanıcıyla bir anlaşma yapmak istiyorsanız, engellendiğini unutmayın.
Geçen ay konu olarak ekseriyetle erken yaşlarda rastlanan iştahsızlık ve annelerin alınması gereken besinleri çocuğun burnundan, olmadı püre haline getirmek suretiyle damardan vücuda zerk etmesi durumunu ayrıntılarıyla incelemiştik.
Bu ay ise vakt-i zamanında fersah fersah kaçtığımız yemekleri, geçen yıllar sürecinde gelişen damak zevkimizle nasıl ayarsızca yediğimizden ve bunun sonucunda artan yağlarımızı eritme çabalarımızdan bahsedeceğiz.
Yemek yemek keyfe dönüştüğünde bahaneler su gibi gelmeye başlar. En belirgini ve kurtarıcı olanı tok karnına alınması gereken ilaçlardır. Bir diğer sıkça görülen bahane de yoğun ev işlerinin üstesinden gelebilmek için kuvvetli yemek yenmesine duyulan ihtiyaçtır ki, Can boğazdan gelir atasözü burada hakkıyla kullanılır. İster ilaç içmek bahanesini, isterseniz işlerinizi kuvvetle yapabilmek bahanesini kullanın çok yemenin sonucunu değiştiremezsiniz. Afiyetle midenize gönderdiğiniz her lokma size genişleyen bir bünye olarak geri dönecektir.
İlk etapta alınan kilolar gözü tırmalamayacağı için kişide kemiğim iri savunması göze çarpar. Geçen zamanla birlikte, irileşen kemiklerin bir sonraki aşaması olan balık eti vakasıyla karşılaşılır. Balık etli olma durumu aynı zamanda Türk Tipine denk düşer ki bu da kiloların en tercih edilen tabir şeklidir. Fakat kontrol altına alınmayan kilolar, genişleyen göbeğin can simidi olarak tabirinden sonra can sıkmaya başlar. Bu ise ipin ucunun kaçtığı noktadır.
SU İÇSEM YARIYOR
Gramlar birleşerek kilolar mertebesine ulaşmış, bünyede kendine sağlam bir yer edindikten sonra erimesi zor bir hal almıştır. Bu bölgedeki kilolar kedi gibidir. Kedinizi evden ne kadar uzak bir noktaya götürürseniz götürün mutlaka geri dönecektir. Kilolar da öyledir; verirsiniz, geri alırsınız; verisiniz, geri alırsınız ve hayat bu şekilde akıp gider. Bu durumdaki birinden en çok duyacağınız söz ise su içsem yarıyor olacaktır.
TENCEREDE DURACAĞINA MİDEMDE DURSUN
Tencerede duracağına midemde dursun sloganı obezliğin atasözüdür. Buzdolabında mevcut yemekleri yemeden uyku tutmaması halinde ise Homini gırtlak, püfidi kandil, tumba yatak sözü devreye girer. Yemek uğruna canından bile geçmiş insanların da bir sözü vardır. Atın ölümü arpadan olsun diyen birini görürseniz bilin ki o kişi artık müdahalenin şart olduğu konuma gelmiştir.
Rejim, diyet ya da zayıflama programı Artık ne derseniz deyin bu kelimelerin anlamı tencere içinde olan dünya zevklerinden mahrum olmak demektir. Prensip olarak rejimler pazartesileri başlar, genellikle de fazla uzun sürmez. Uzman yardımı alınmıyorsa uzun saatler boyunca yemek yememek şeklinde uygulanır. Bu durum insan nefsine tamamen aykırıdır, zira aç kaldığınız dönemlerde önce kendinizi yersiniz ardında dayanamayarak evdeki ve çevredeki tüm yemekleri yersiniz. Başarısız bir final kaçınılmazdır.
TÜRK İNSANI İKRAMI SEVER
Fakat Türk insanı ikramı sever, misafirine mutlaka yiyecek bir şeyler ikram eder ya da dışarıda yemeğe götürür. Misafiri çekinmesin diye her iki durumda da öncülük ve eşlik eder. Ayrıca ülkemizde birçok şehir kendi yiyecekleriyle ünlüdür. Mesela zayıflamak uğruna bir pastırmayı ya da mantıyı hayatımızdan çıkarmak demek Kayseriyi manevi olarak haritadan silmek demektir. İskenderin yenilmediği bir Bursa, mıhlamasız bir Trabzon, anasız kızsız bir Adana, pidesiz bir Samsun düşünebilir misiniz, onlarsız oralara gitmek ister misiniz? Şu durumda yapılması gereken Diyette Türk Tarzını oluşturmaktır.
Sevgili hanımlar sabahları sucuklu yumurtayı kepekli ekmek ile yiyerek, öğlen canınızın çektiği bir testi kebabının ardından limonlu şekersiz yeşil çay içerek, akşamları mantının yanında kalorisiz kolaları tercih ederek vicdanınızın rahatladığı, aklınızın hiçbir şeyde kalmadığı bir tarz geliştirebilirsiniz. Ara öğünlerde de misafirlikteyseniz pastalarınızı yerken şekersiz çay içiniz. Bu diyetle yemeklerden sonra pişmanlık duymayacağınız kesindir. Hatta her diyette olduğu gibi kendinize bir gün de ödül vererek mahrum kaldığınız lezzetlerle vuslat anı yaşayabilirsiniz.
Görüldüğü üzere ölümden başka hayatta her şeyin çaresi vardır. Yeter ki gönüller şen olsun. Ama yine de, ne kadar çekici gelirse gelsin bu yazının bir mizah yazısı olduğunu unutmayınız ve bu diyeti uygulamaya kalkmayınız. Diyetisyenlerle mutlu sona ulaşacağınızı ümit eder, saygı ve sevgilerimi sunarım.
Bir dirhem et bin ayıp örter,
Sen bunu bilir misin?
Hayattaki en önemli kriter,
Allah karakter zayıflığı vermesin.
Aysun ÇETİNTAŞ
Bu ay ise vakt-i zamanında fersah fersah kaçtığımız yemekleri, geçen yıllar sürecinde gelişen damak zevkimizle nasıl ayarsızca yediğimizden ve bunun sonucunda artan yağlarımızı eritme çabalarımızdan bahsedeceğiz.
Yemek yemek keyfe dönüştüğünde bahaneler su gibi gelmeye başlar. En belirgini ve kurtarıcı olanı tok karnına alınması gereken ilaçlardır. Bir diğer sıkça görülen bahane de yoğun ev işlerinin üstesinden gelebilmek için kuvvetli yemek yenmesine duyulan ihtiyaçtır ki, Can boğazdan gelir atasözü burada hakkıyla kullanılır. İster ilaç içmek bahanesini, isterseniz işlerinizi kuvvetle yapabilmek bahanesini kullanın çok yemenin sonucunu değiştiremezsiniz. Afiyetle midenize gönderdiğiniz her lokma size genişleyen bir bünye olarak geri dönecektir.
İlk etapta alınan kilolar gözü tırmalamayacağı için kişide kemiğim iri savunması göze çarpar. Geçen zamanla birlikte, irileşen kemiklerin bir sonraki aşaması olan balık eti vakasıyla karşılaşılır. Balık etli olma durumu aynı zamanda Türk Tipine denk düşer ki bu da kiloların en tercih edilen tabir şeklidir. Fakat kontrol altına alınmayan kilolar, genişleyen göbeğin can simidi olarak tabirinden sonra can sıkmaya başlar. Bu ise ipin ucunun kaçtığı noktadır.
SU İÇSEM YARIYOR
Gramlar birleşerek kilolar mertebesine ulaşmış, bünyede kendine sağlam bir yer edindikten sonra erimesi zor bir hal almıştır. Bu bölgedeki kilolar kedi gibidir. Kedinizi evden ne kadar uzak bir noktaya götürürseniz götürün mutlaka geri dönecektir. Kilolar da öyledir; verirsiniz, geri alırsınız; verisiniz, geri alırsınız ve hayat bu şekilde akıp gider. Bu durumdaki birinden en çok duyacağınız söz ise su içsem yarıyor olacaktır.
TENCEREDE DURACAĞINA MİDEMDE DURSUN
Tencerede duracağına midemde dursun sloganı obezliğin atasözüdür. Buzdolabında mevcut yemekleri yemeden uyku tutmaması halinde ise Homini gırtlak, püfidi kandil, tumba yatak sözü devreye girer. Yemek uğruna canından bile geçmiş insanların da bir sözü vardır. Atın ölümü arpadan olsun diyen birini görürseniz bilin ki o kişi artık müdahalenin şart olduğu konuma gelmiştir.
Rejim, diyet ya da zayıflama programı Artık ne derseniz deyin bu kelimelerin anlamı tencere içinde olan dünya zevklerinden mahrum olmak demektir. Prensip olarak rejimler pazartesileri başlar, genellikle de fazla uzun sürmez. Uzman yardımı alınmıyorsa uzun saatler boyunca yemek yememek şeklinde uygulanır. Bu durum insan nefsine tamamen aykırıdır, zira aç kaldığınız dönemlerde önce kendinizi yersiniz ardında dayanamayarak evdeki ve çevredeki tüm yemekleri yersiniz. Başarısız bir final kaçınılmazdır.
TÜRK İNSANI İKRAMI SEVER
Fakat Türk insanı ikramı sever, misafirine mutlaka yiyecek bir şeyler ikram eder ya da dışarıda yemeğe götürür. Misafiri çekinmesin diye her iki durumda da öncülük ve eşlik eder. Ayrıca ülkemizde birçok şehir kendi yiyecekleriyle ünlüdür. Mesela zayıflamak uğruna bir pastırmayı ya da mantıyı hayatımızdan çıkarmak demek Kayseriyi manevi olarak haritadan silmek demektir. İskenderin yenilmediği bir Bursa, mıhlamasız bir Trabzon, anasız kızsız bir Adana, pidesiz bir Samsun düşünebilir misiniz, onlarsız oralara gitmek ister misiniz? Şu durumda yapılması gereken Diyette Türk Tarzını oluşturmaktır.
Sevgili hanımlar sabahları sucuklu yumurtayı kepekli ekmek ile yiyerek, öğlen canınızın çektiği bir testi kebabının ardından limonlu şekersiz yeşil çay içerek, akşamları mantının yanında kalorisiz kolaları tercih ederek vicdanınızın rahatladığı, aklınızın hiçbir şeyde kalmadığı bir tarz geliştirebilirsiniz. Ara öğünlerde de misafirlikteyseniz pastalarınızı yerken şekersiz çay içiniz. Bu diyetle yemeklerden sonra pişmanlık duymayacağınız kesindir. Hatta her diyette olduğu gibi kendinize bir gün de ödül vererek mahrum kaldığınız lezzetlerle vuslat anı yaşayabilirsiniz.
Görüldüğü üzere ölümden başka hayatta her şeyin çaresi vardır. Yeter ki gönüller şen olsun. Ama yine de, ne kadar çekici gelirse gelsin bu yazının bir mizah yazısı olduğunu unutmayınız ve bu diyeti uygulamaya kalkmayınız. Diyetisyenlerle mutlu sona ulaşacağınızı ümit eder, saygı ve sevgilerimi sunarım.
Bir dirhem et bin ayıp örter,
Sen bunu bilir misin?
Hayattaki en önemli kriter,
Allah karakter zayıflığı vermesin.
Aysun ÇETİNTAŞ