Puan
113
Çözümler
1
- Katılım
- 1 May 2020
- Mesajlar
- 16,703
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 46,078
- Puan
- 113
Tarih:11.09.2020
DİN İSTİSMARINA KARŞI FERASETLİ VE
BASİRETLİ OLALIM
Muhterem Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz
şöyle buyuruyor: “Şüphesiz bu benim dosdoğru
yolumdur. Buna uyun; başka yollara
sapmayın. Sonra onlar sizi Allah’ın yolundan
ayırır. İşte sakınasınız diye Allah bunları size
emretti. ”1
Okuduğum hadis-i şerifte ise
Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurmaktadır:
“Sözlerin en doğrusu, Allah’ın kitabıdır.
Rehberliğin en güzeli, Muhammed’in
rehberliğidir.”2
Aziz Müminler!
Yüce Dinimiz İslam; insana Rabbini
tanıtmak, var oluş gayesini bildirmek, dünya ve
ahiret saadetini temin etmek için gönderilmiştir.
İslam, Kur’an’ın rehberliğinde, Peygamberimizin
örnekliğinde şekillenmiş değerler ve kurallar
bütünüdür. Müminler öteden beri bu değerlere
sımsıkı sarılmış, bu kurallara uyarak İslam’ı
doğru anlamak, doğru anlatmak ve doğru
yaşamak için gayret göstermiştir. Ne var ki hak,
hakikat ve istikamet dini olan İslam’ı, dünyevi
çıkarları uğruna istismar etmeye çalışanlar da
dünden bugüne var olagelmiştir.
Kıymetli Müslümanlar!
Din istismarı, dinin manevi otoritesini
kullanarak maddi kazanç, güç, şöhret ve makam
elde etmektir. Dini istismar edenler, Allah’la ve
Peygamberimizle görüştüklerini iddia ederek
insanların iradelerini teslim almaya yeltenir.
Hatasız ve masum oldukları yalanıyla kendilerini
hakikatin yegâne temsilcisi gibi göstermeye
çalışır. Sözde keramet ve rüyalarla, bidat ve
hurafelerle saf Müslümanları yönetmek ister. Şifa
dağıtma, kısmet açma vaadiyle insanların
çaresizliklerinden menfaat devşirir. Bilhassa
gençleri hedef alarak toplumun heyecanını, hayal ve
ideallerini, dinî inanç ve duygularını sömürür.
Din istismarcıları, kendileri gibi
düşünmeyenleri dışlar, mutlak itaat göstermeyenleri
ötekileştirir hatta tekfir eder. Kendilerine kayıtsız
şartsız bağlılığı şart koşarak aile, millet, kültür ve
kimlik bağlarını zayıflatır. Menfaati uğruna yalanı,
ikiyüzlülüğü, hırsızlığı, şantajı, şiddeti meşru görür.
Sonuçta hem kendisi sırat-ı müstakimden sapar, hem
de başkalarını saptırır.
Değerli Müminler!
Din istismarı karşısında her birimize düşen,
ferasetli ve basiretli davranmaktır. İstismar
hareketleriyle samimi gayretleri birbirinden ayırt
etmek için teyakkuzda olmaktır. Yüzyıllardır bu
topraklarda dinî hayatımızı besleyen güçlü ve
güvenilir maneviyat damarlarımızı tanımaktır.
İslam’ı tahrif ve istismar etmek isteyenlerin bir
amacının da köklü Anadolu irfanına zarar vermek
olduğunu unutmamaktır.
Şu da bir gerçektir ki inancı ve dinî değerleri
üzerinden insanları aldatmak nasıl din istismarı ise
iftira, hakaret ve ithamlarla Müslümanların
tamamını zan altında bırakmak, İslam hakkında
korku ve nefret oluşturmak da aynı şekilde din
istismarıdır.
Değerli Müminler!
Son ve mükemmel dinin mensupları olarak,
Cenab-ı Hak bize akıl ve irade ihsan etmiştir.
Dinimizin değişmez ilkeleri, kültürümüzün değerleri
ve 14 asırlık sağlam bir ilim geleneğimiz vardır.
Bunların kıymetini bilelim ve hazinelerimizi heba
etmeyelim. İstismara fırsat vermemek için dinimizi
uzman kişilerden, iyi niyetli ve sağlam kaynaklardan
öğrenelim. Ölçümüz daima Kur’an-ı Kerim’in
değişmez hakikatleri ve Peygamberimizin sünnet-i
seniyyesi olsun.
1 En’am, 6/153.
2 Nesâî, Îdeyn, 22.
Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü
DİN İSTİSMARINA KARŞI FERASETLİ VE
BASİRETLİ OLALIM
Muhterem Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz
şöyle buyuruyor: “Şüphesiz bu benim dosdoğru
yolumdur. Buna uyun; başka yollara
sapmayın. Sonra onlar sizi Allah’ın yolundan
ayırır. İşte sakınasınız diye Allah bunları size
emretti. ”1
Okuduğum hadis-i şerifte ise
Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurmaktadır:
“Sözlerin en doğrusu, Allah’ın kitabıdır.
Rehberliğin en güzeli, Muhammed’in
rehberliğidir.”2
Aziz Müminler!
Yüce Dinimiz İslam; insana Rabbini
tanıtmak, var oluş gayesini bildirmek, dünya ve
ahiret saadetini temin etmek için gönderilmiştir.
İslam, Kur’an’ın rehberliğinde, Peygamberimizin
örnekliğinde şekillenmiş değerler ve kurallar
bütünüdür. Müminler öteden beri bu değerlere
sımsıkı sarılmış, bu kurallara uyarak İslam’ı
doğru anlamak, doğru anlatmak ve doğru
yaşamak için gayret göstermiştir. Ne var ki hak,
hakikat ve istikamet dini olan İslam’ı, dünyevi
çıkarları uğruna istismar etmeye çalışanlar da
dünden bugüne var olagelmiştir.
Kıymetli Müslümanlar!
Din istismarı, dinin manevi otoritesini
kullanarak maddi kazanç, güç, şöhret ve makam
elde etmektir. Dini istismar edenler, Allah’la ve
Peygamberimizle görüştüklerini iddia ederek
insanların iradelerini teslim almaya yeltenir.
Hatasız ve masum oldukları yalanıyla kendilerini
hakikatin yegâne temsilcisi gibi göstermeye
çalışır. Sözde keramet ve rüyalarla, bidat ve
hurafelerle saf Müslümanları yönetmek ister. Şifa
dağıtma, kısmet açma vaadiyle insanların
çaresizliklerinden menfaat devşirir. Bilhassa
gençleri hedef alarak toplumun heyecanını, hayal ve
ideallerini, dinî inanç ve duygularını sömürür.
Din istismarcıları, kendileri gibi
düşünmeyenleri dışlar, mutlak itaat göstermeyenleri
ötekileştirir hatta tekfir eder. Kendilerine kayıtsız
şartsız bağlılığı şart koşarak aile, millet, kültür ve
kimlik bağlarını zayıflatır. Menfaati uğruna yalanı,
ikiyüzlülüğü, hırsızlığı, şantajı, şiddeti meşru görür.
Sonuçta hem kendisi sırat-ı müstakimden sapar, hem
de başkalarını saptırır.
Değerli Müminler!
Din istismarı karşısında her birimize düşen,
ferasetli ve basiretli davranmaktır. İstismar
hareketleriyle samimi gayretleri birbirinden ayırt
etmek için teyakkuzda olmaktır. Yüzyıllardır bu
topraklarda dinî hayatımızı besleyen güçlü ve
güvenilir maneviyat damarlarımızı tanımaktır.
İslam’ı tahrif ve istismar etmek isteyenlerin bir
amacının da köklü Anadolu irfanına zarar vermek
olduğunu unutmamaktır.
Şu da bir gerçektir ki inancı ve dinî değerleri
üzerinden insanları aldatmak nasıl din istismarı ise
iftira, hakaret ve ithamlarla Müslümanların
tamamını zan altında bırakmak, İslam hakkında
korku ve nefret oluşturmak da aynı şekilde din
istismarıdır.
Değerli Müminler!
Son ve mükemmel dinin mensupları olarak,
Cenab-ı Hak bize akıl ve irade ihsan etmiştir.
Dinimizin değişmez ilkeleri, kültürümüzün değerleri
ve 14 asırlık sağlam bir ilim geleneğimiz vardır.
Bunların kıymetini bilelim ve hazinelerimizi heba
etmeyelim. İstismara fırsat vermemek için dinimizi
uzman kişilerden, iyi niyetli ve sağlam kaynaklardan
öğrenelim. Ölçümüz daima Kur’an-ı Kerim’in
değişmez hakikatleri ve Peygamberimizin sünnet-i
seniyyesi olsun.
1 En’am, 6/153.
2 Nesâî, Îdeyn, 22.
Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü