Unutmamak gerekir ki tüm dünya görüşleri, ideolojiler ve hemen hemen her türlü siyaset insan içindir. İnsanın huzurlu ve adil bir hayat yaşaması içindir. Aynı zamanda onu yönlendirmek ve yönetmek içindir. Dahası insan ve onun ilişkilerine hükmetmek içindir.
Yani bir yönden insanı adil ve huzurlu bir biçimde yaşatmaya çalışırken diğer yandan o insana hükmetme amacı güder. Onu çıkarları için kullanır.
Bu girişte bunun üzerinden ele alacağım için daha genel bir tanımadan ziyade özelde egemen güçlerin, kapital sahiplerinin topluma hükmetme aracı olan demokrasi, ciddi bir tahlile tabi tutulduğunda açıkça görülecektir ki, iddia olunduğu gibi insanların inanç, ibadet, mülk edinme, fikir hürriyeti, insan hakları gibi konularda objektif olmadığı, bilakis sermaye sahibi kişi ve kuruluşların istemleri doğrultusunda sıralamış olduğumuz ilkelerin farklı algılanabileceği ve farklı uygulamaların yapılabileceği söz konusu olan bir sistemdir.
Örneğimizde ve dünyada da görüleceği üzere egemenlerin kullanımına açık, kendisiyle halkların dizayn edildiği bir sistem olarakta önümüzde durmakta...
Yani halkın yönetime katılmasının farklı olarak tezahür ettiği bu yönetimde aslında bir nevi seçilmişler meclisi ile karşı karşıyayız. Halk önüne konan seçme mecburiyetindedir...
Demokrasinin alternatifi yine demokrasi modelini yeniden gözden geçirerek dizayn etmekten geçer. Nasıl yönetildiğimizi yeniden gözden geçirerek halkın seçilmişleri seçen değil halkın seçtiklerini seçilmesini sağlamak gerek... Yani Nasıl ve kimin tarafından yönetileceğine gerçek anlamda halk karar vermelidir.
Ne ile yönetileceğimize gelince...
Bu halkın seçtiklerinin halkın isteği doğrultusunda halka giderek seçmesi gereken bir yöntem olmalıdır. İthal yasalarla, tepeden indirgemeci hukukla değil. Bizzat halkın müdahil olduğu, kendi yönetim şeklimi seçtiği bir modelleme...
Mevcutta Demokrasi halkın iktidarı değil, sermaye sahiplerinin iktidarını pekiştirmek için halk desteğini arkasına almaktan başka bişey değildir...
İrdelemeye devam edeceğim..