- Katılım
- 3 Mar 2021
- Mesajlar
- 7,671
- Tepkime puanı
- 24,713
- Puanları
- 113
- Konum
- Siirt
- Burç
- Akrep
- Memleket
- Siirt
- Cinsiyet
- Takım
Darbe hasretiyle yanan 103 emekli Amiral'den cunta bildirisiEmekli Amiral Ergun Mengi’nin başını çektiği 103 Emekli Amiral, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın politikalarına, hükümete ve Türk Silahlı Kuvvetlerine yönelik darbecilik hasretiyle kavrulan bir bildiri yayınladı. Kaynak: Darbe hasretiyle yanan 103 emekli Amiral'den cunta bildirisi
Ekli dosyayı görüntüle 7750
Emekli Amiral Ergun Mengi, Atilla Sevim, Nazif ÖZDAĞDEVİREN, Işık BİREN’in başını çektiği 103 Emekli Amiral, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın politikalarına, hükümete ve Türk Silahlı Kuvvetlerine yönelik tehdit içeren bir bildiri yayınladı.
Kanal İstanbul projesi, Montrö Sözleşmesinin tartışmaya açılması gibi konuları da içeren açıklamada, Türk Silahlı Kuvvetleri için “TSK’nin, anayasanın değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez temel değerlerini titizlikle sürdürmesi zaruretidir” ifadeleri kullanıldı.Muhtıra niteliğindeki açıklamada ayrıca, sosyal medyada yayınlanan bir subay görüntüsü ve personel alımında İslami ibadetlerin bir engel olmaktan çıkarılması tartışmaları da hatırlatıldı. Bu durumun, TSK ve Deniz Kuvvetlerinin kendi değerlerinin dışına çıktığı, Atatürk'ün çizdiği "çağdaş rotadan" uzaklaşmış gösterme çabaları olduğu vurgulanarak bu durumu kınadıkları belirtildi ve, “Aksi halde Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir” ifadelerini kullanarak tehditler savuruldu.Darbe hasretiyle yanan 103 Amiral tarafından seçilmiş iktidara müdahale anlamına gelen ifadelerin yer aldığı ve 4 Nisan 2021 tarihi konularak hazırlanan o bildirinin tam metni:"Yüce Türk Milletine,Son zamanlarda gerek Kanal İstanbul, gerekse Uluslararası Antlaşmaların iptali yetkisi kapsamında Montrö Sözleşmesi’nin tartışmaya açılması endişe ile karşılanmaktadır.
Türk Boğazları, dünyanın en önemli suyollarından biri olup, tarih boyunca çok uluslu antlaşmalara göre yönetilmiştir. Bu antlaşmaların sonuncusu ve Türkiye’nin haklarını en iyi şekilde koruyan Montrö; sadece Türk Boğazlarından geçişi düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye’ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve Boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşmasını tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir. Montrö, Karadeniz’e kıyıdaş ülkelerin güvenliğinin temel belgesi olup Karadeniz’i barış denizi yapan sözleşmedir. Montrö, Türkiye’nin herhangi bir savaşta, savaşan taraflardan birinin yanında istemeden savaşa girmesini önleyen bir sözleşmedir. Montrö, Türkiye’nin II. Dünya Savaşında tarafsızlığını korumasına imkân yaratmıştır. Bu ve benzeri nedenlerle, Türkiye’nin bekasında önemli bir yer tutan Montrö Sözleşmesinin tartışma konusu yapılmasına/masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz.Diğer taraftan; son günlerde basında ve sosyal medyada yer alan kabul edilemez nitelikteki bazı görüntüler, haber ve tartışmalar ömrünü bu mesleğe adamış bizler için çok derin bir üzüntü kaynağı olmuştur.
TSK ve özellikle Deniz Kuvvetlerimiz son yıllarda; çok bilinçli bir FETÖ saldırısı yaşamış ve çok değerli kadrolarını bu hain kumpaslara kurban vermiştir. Bu kumpaslardan çıkarılacak en önemli ders; TSK’nin, anayasanın değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez temel değerlerini titizlikle sürdürmesi zaruretidir.Bu gerekçelerle, TSK ve Deniz Kuvvetlerimizi bu değerlerin dışına çıkmış, Atatürk'ün çizdiği çağdaş rotadan uzaklaşmış gösterme çabalarını kınıyor ve tüm varlığımızla karşı çıkıyoruz. Aksi halde, Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir.Türk Milletinin bağrından çıkan şanlı bir geçmişe sahip, Ana ve Mavi Vatan’ın koruyucusu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı personelinin Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda yetiştirilmesi elzemdir. Ülkemizin her köşesinde denizde, karada, havada, iç güvenlik bölgesinde ve sınır ötesinde fedakârca görev yapan, Mavi Vatandaki hak ve menfaatlerimizin korunması için Atatürk’ün gösterdiği yolda canla başla çalışan cefakâr Türk Denizcilerimizin yanındayız.
Kaynak :Haksöz Haber
Ekli dosyayı görüntüle 7750
Emekli Amiral Ergun Mengi, Atilla Sevim, Nazif ÖZDAĞDEVİREN, Işık BİREN’in başını çektiği 103 Emekli Amiral, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın politikalarına, hükümete ve Türk Silahlı Kuvvetlerine yönelik tehdit içeren bir bildiri yayınladı.
Kanal İstanbul projesi, Montrö Sözleşmesinin tartışmaya açılması gibi konuları da içeren açıklamada, Türk Silahlı Kuvvetleri için “TSK’nin, anayasanın değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez temel değerlerini titizlikle sürdürmesi zaruretidir” ifadeleri kullanıldı.Muhtıra niteliğindeki açıklamada ayrıca, sosyal medyada yayınlanan bir subay görüntüsü ve personel alımında İslami ibadetlerin bir engel olmaktan çıkarılması tartışmaları da hatırlatıldı. Bu durumun, TSK ve Deniz Kuvvetlerinin kendi değerlerinin dışına çıktığı, Atatürk'ün çizdiği "çağdaş rotadan" uzaklaşmış gösterme çabaları olduğu vurgulanarak bu durumu kınadıkları belirtildi ve, “Aksi halde Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir” ifadelerini kullanarak tehditler savuruldu.Darbe hasretiyle yanan 103 Amiral tarafından seçilmiş iktidara müdahale anlamına gelen ifadelerin yer aldığı ve 4 Nisan 2021 tarihi konularak hazırlanan o bildirinin tam metni:"Yüce Türk Milletine,Son zamanlarda gerek Kanal İstanbul, gerekse Uluslararası Antlaşmaların iptali yetkisi kapsamında Montrö Sözleşmesi’nin tartışmaya açılması endişe ile karşılanmaktadır.
Türk Boğazları, dünyanın en önemli suyollarından biri olup, tarih boyunca çok uluslu antlaşmalara göre yönetilmiştir. Bu antlaşmaların sonuncusu ve Türkiye’nin haklarını en iyi şekilde koruyan Montrö; sadece Türk Boğazlarından geçişi düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye’ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve Boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşmasını tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir. Montrö, Karadeniz’e kıyıdaş ülkelerin güvenliğinin temel belgesi olup Karadeniz’i barış denizi yapan sözleşmedir. Montrö, Türkiye’nin herhangi bir savaşta, savaşan taraflardan birinin yanında istemeden savaşa girmesini önleyen bir sözleşmedir. Montrö, Türkiye’nin II. Dünya Savaşında tarafsızlığını korumasına imkân yaratmıştır. Bu ve benzeri nedenlerle, Türkiye’nin bekasında önemli bir yer tutan Montrö Sözleşmesinin tartışma konusu yapılmasına/masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz.Diğer taraftan; son günlerde basında ve sosyal medyada yer alan kabul edilemez nitelikteki bazı görüntüler, haber ve tartışmalar ömrünü bu mesleğe adamış bizler için çok derin bir üzüntü kaynağı olmuştur.
TSK ve özellikle Deniz Kuvvetlerimiz son yıllarda; çok bilinçli bir FETÖ saldırısı yaşamış ve çok değerli kadrolarını bu hain kumpaslara kurban vermiştir. Bu kumpaslardan çıkarılacak en önemli ders; TSK’nin, anayasanın değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez temel değerlerini titizlikle sürdürmesi zaruretidir.Bu gerekçelerle, TSK ve Deniz Kuvvetlerimizi bu değerlerin dışına çıkmış, Atatürk'ün çizdiği çağdaş rotadan uzaklaşmış gösterme çabalarını kınıyor ve tüm varlığımızla karşı çıkıyoruz. Aksi halde, Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir.Türk Milletinin bağrından çıkan şanlı bir geçmişe sahip, Ana ve Mavi Vatan’ın koruyucusu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı personelinin Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda yetiştirilmesi elzemdir. Ülkemizin her köşesinde denizde, karada, havada, iç güvenlik bölgesinde ve sınır ötesinde fedakârca görev yapan, Mavi Vatandaki hak ve menfaatlerimizin korunması için Atatürk’ün gösterdiği yolda canla başla çalışan cefakâr Türk Denizcilerimizin yanındayız.
Kaynak :Haksöz Haber