- Katılım
- 3 Mar 2021
- Mesajlar
- 7,634
- Tepkime puanı
- 24,606
- Puanları
- 113
- Konum
- Siirt
- Burç
- Akrep
- Memleket
- Siirt
- Cinsiyet
- Takım
Seçim sonuçlarını değerlendiren D. Mehmet Doğan, “CHP’nin seçimle iktidara gelmesi asla mümkün değildir. CHP’yi bir Kemal kurmuştur, yüz yıl sonra başka bir Kemal kapısına kilit vuracaktır!” diyor.
D. Mehmet Doğan’ın
yayımlanan yazısı (16 Mayıs 2023) şöyle:
Seçimin Kaybedeni Belli, Kazananı Tekrar Seçeceğiz!
Hiçbir seçimin bir an evvel yapılıp sonuçların ortaya dökülmesi, bu defa olduğu kadar istenmemişti, beklenmemişti.
Kamuoyunu yanıltma konusunda her türlü açık gizli yola başvurulduğu, hilenin desisenin, kumpasın yapıldığı, bir adayın bütün imkânlar kullanılarak balonlaştırıldığı ve uçurulduğu, daha önce görülmemişti veya bu ölçüde olanına rastlanmamıştı.
Seçimi kazanmak muhakkaktı! Hem de yüzde altmışlar, yetmişlerle! Seçim sonrasının koltuk ve diğer paylaşımlar çok önceden ilan edilmişti. İki belediye reisi, artı beş başkan, Türkiye’yi gül gibi idare edeceklerdi. Zaten beldelerine hayrı olmayan başkanlar, bir de cumhurbaşkanlığı makamında yer işgal edecekti.
“Selâm sana sanal cumhurbaşkanı!”
Hatta iş o kadar çığırından çıkmıştı ki, 13. cumhurbaşkanını selâmlama fasılları icra ediliyordu. Kendisi de seçilince makamının nerede olacağının hesabını yapıyordu. “Yok orda oturmam, burada otururum! Keyf benim değil mi?”
Düzmece anketlerin sanal cumhurbaşkanına gerçek cumhurbaşkanı muamelesi yapılıyordu…
14 mayısın ilk ve kat’i sonucu
Millet bu satekârlığa “dur!” dedi.
14 Mayıs seçiminin ilk ve kat’i sonucu budur.
Seçimin mağlubu bellidir, mağlubun tekrar ayağa kalkıp sonuç alması mümkün müdür?
Millet nezdinde böyle bir sonuç beklemek abes olur. Millet bu seçim sürecinde yanıltılabilirliğinin son haddine kadar istismar edilmiştir.
Her türlü taviz, bukalemunvari görüntüler: Bir sol-bir liberal, bir dindar-bir laik, bir muhafazakâr bir lbgt’ci…
Seçime kadar bir şahsın kaç boyaya boyanabileceğini bütün millet ayan beyan gördü.
CHP seçimle iktidara gelemez!
Sonuçlardan biri de şudur: CHP’nin millet nezdinde oyu yüzde yirmiler civarındadır. Devşirme oylarla varılan yer on puan daha fazladır!
CHP’nin seçimle iktidara gelmesi asla mümkün değildir. CHP’yi bir Kemal kurmuştur, yüz yıl sonra başka bir Kemal kapısına kilit vuracaktır!
CHP üzerinden manipülasyon yapan batılı güç merkezleri de bunu bir daha ve derinden idrak etmiştir.
Türkiye’de CHP’nin laik ulusalcılığı son kozunu oynamış ve mağlub olmuştur. Dindar bir Türkiye milliyetçiliği her şeye rağmen kendini göstermiştir. Bu milliyetçiliğin en büyük problemi CHP’ye mahsus laikcilikle, kemalizm kültçülüğüyle bulaşıklık halidir. Bazı partilerde bu bulaşıklık nisbeti yüksek görünmektedir.
Önümüzdeki dönemde Türkiye Cumhuriyet’in tek parti devri ideolojisiyle nihai olarak hesaplaşmalı ve onu tarihin çöp sepetine havale etmelidir. Bunu yapmadıkça, anayasadan tedrisata kadar bulaştırılmış ideoloji CHP’nin reklamını yapmaya devam edecektir.
Gelelim “kazanan” meselesine!
21 yıllık bir iktidarın kıran kırana seçimlere rağmen ayakta durması sadece Türkiye için istisnai değildir, benzeri görülmemiştir. Türkiye ihtiyacı olan istikrarı Tayyip Erdoğan’nın yönetiminde yakalamıştır. Bugünkü Türkiye 21 yıl önceki Türkiye değildir. Siyasi, sosyal, iktisadi göstergeler ciddi şekilde değişmiştir. Türkiye’nin dış itibarı, müstakillik gücü yükseldikçe artmıştır. Yurtta sulhün içe kapanarak değil, dışa yönelerek sağlanabileceği görülmüştür. Dışarıda sulhü sağlayamayan içeride asla barışı ve istikrarı tesis edemez.
Bu seçimde MHP’nin millet nezdinde varlığını isbat etmesi ve Yeniden Refah Partisi’nin kendi başına başarılı sonuç alması da kayda geçirilmelidir.
Büyük adamların büyük yalnızlığı
Seçimin galibi Tayyip Erdoğan’a en büyük tehdit kendi cenahından gelmiştir. Besleyip büyüttüğü bazı kifayetsiz şahıslar, sahte yapılar kursaklarındakini hazmetmeden karşı cepheye hizmet arzetmiştir. Hizmetlerinin karşılığını ne ölçüde almışlardır? Bunu zamanla daha iyi anlayacağız.
Büyük adamların yalnızlığı, ihanete uğraması neredeyse kanundur! Tayyip Bey de buna fazlasıyla maruz kalmıştır.
Bütün bunlara rağmen, yeni hamle yapma gücü sadece onda müşahede edilmektedir. Türkiye’nin ileri yürüyüşü onun hamleleri ile sürecektir.
Galibi yeniden ve kesin olarak ilan milletin en mühim işidir!
D. Mehmet Doğan’ın
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Seçimin Kaybedeni Belli, Kazananı Tekrar Seçeceğiz!
Hiçbir seçimin bir an evvel yapılıp sonuçların ortaya dökülmesi, bu defa olduğu kadar istenmemişti, beklenmemişti.
Kamuoyunu yanıltma konusunda her türlü açık gizli yola başvurulduğu, hilenin desisenin, kumpasın yapıldığı, bir adayın bütün imkânlar kullanılarak balonlaştırıldığı ve uçurulduğu, daha önce görülmemişti veya bu ölçüde olanına rastlanmamıştı.
Seçimi kazanmak muhakkaktı! Hem de yüzde altmışlar, yetmişlerle! Seçim sonrasının koltuk ve diğer paylaşımlar çok önceden ilan edilmişti. İki belediye reisi, artı beş başkan, Türkiye’yi gül gibi idare edeceklerdi. Zaten beldelerine hayrı olmayan başkanlar, bir de cumhurbaşkanlığı makamında yer işgal edecekti.
“Selâm sana sanal cumhurbaşkanı!”
Hatta iş o kadar çığırından çıkmıştı ki, 13. cumhurbaşkanını selâmlama fasılları icra ediliyordu. Kendisi de seçilince makamının nerede olacağının hesabını yapıyordu. “Yok orda oturmam, burada otururum! Keyf benim değil mi?”
Düzmece anketlerin sanal cumhurbaşkanına gerçek cumhurbaşkanı muamelesi yapılıyordu…
14 mayısın ilk ve kat’i sonucu
Millet bu satekârlığa “dur!” dedi.
14 Mayıs seçiminin ilk ve kat’i sonucu budur.
Seçimin mağlubu bellidir, mağlubun tekrar ayağa kalkıp sonuç alması mümkün müdür?
Millet nezdinde böyle bir sonuç beklemek abes olur. Millet bu seçim sürecinde yanıltılabilirliğinin son haddine kadar istismar edilmiştir.
Her türlü taviz, bukalemunvari görüntüler: Bir sol-bir liberal, bir dindar-bir laik, bir muhafazakâr bir lbgt’ci…
Seçime kadar bir şahsın kaç boyaya boyanabileceğini bütün millet ayan beyan gördü.
CHP seçimle iktidara gelemez!
Sonuçlardan biri de şudur: CHP’nin millet nezdinde oyu yüzde yirmiler civarındadır. Devşirme oylarla varılan yer on puan daha fazladır!
CHP’nin seçimle iktidara gelmesi asla mümkün değildir. CHP’yi bir Kemal kurmuştur, yüz yıl sonra başka bir Kemal kapısına kilit vuracaktır!
CHP üzerinden manipülasyon yapan batılı güç merkezleri de bunu bir daha ve derinden idrak etmiştir.
Türkiye’de CHP’nin laik ulusalcılığı son kozunu oynamış ve mağlub olmuştur. Dindar bir Türkiye milliyetçiliği her şeye rağmen kendini göstermiştir. Bu milliyetçiliğin en büyük problemi CHP’ye mahsus laikcilikle, kemalizm kültçülüğüyle bulaşıklık halidir. Bazı partilerde bu bulaşıklık nisbeti yüksek görünmektedir.
Önümüzdeki dönemde Türkiye Cumhuriyet’in tek parti devri ideolojisiyle nihai olarak hesaplaşmalı ve onu tarihin çöp sepetine havale etmelidir. Bunu yapmadıkça, anayasadan tedrisata kadar bulaştırılmış ideoloji CHP’nin reklamını yapmaya devam edecektir.
Gelelim “kazanan” meselesine!
21 yıllık bir iktidarın kıran kırana seçimlere rağmen ayakta durması sadece Türkiye için istisnai değildir, benzeri görülmemiştir. Türkiye ihtiyacı olan istikrarı Tayyip Erdoğan’nın yönetiminde yakalamıştır. Bugünkü Türkiye 21 yıl önceki Türkiye değildir. Siyasi, sosyal, iktisadi göstergeler ciddi şekilde değişmiştir. Türkiye’nin dış itibarı, müstakillik gücü yükseldikçe artmıştır. Yurtta sulhün içe kapanarak değil, dışa yönelerek sağlanabileceği görülmüştür. Dışarıda sulhü sağlayamayan içeride asla barışı ve istikrarı tesis edemez.
Bu seçimde MHP’nin millet nezdinde varlığını isbat etmesi ve Yeniden Refah Partisi’nin kendi başına başarılı sonuç alması da kayda geçirilmelidir.
Büyük adamların büyük yalnızlığı
Seçimin galibi Tayyip Erdoğan’a en büyük tehdit kendi cenahından gelmiştir. Besleyip büyüttüğü bazı kifayetsiz şahıslar, sahte yapılar kursaklarındakini hazmetmeden karşı cepheye hizmet arzetmiştir. Hizmetlerinin karşılığını ne ölçüde almışlardır? Bunu zamanla daha iyi anlayacağız.
Büyük adamların yalnızlığı, ihanete uğraması neredeyse kanundur! Tayyip Bey de buna fazlasıyla maruz kalmıştır.
Bütün bunlara rağmen, yeni hamle yapma gücü sadece onda müşahede edilmektedir. Türkiye’nin ileri yürüyüşü onun hamleleri ile sürecektir.
Galibi yeniden ve kesin olarak ilan milletin en mühim işidir!