Puan
113
Çözümler
1
- Katılım
- 1 May 2020
- Mesajlar
- 16,676
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 45,983
- Puan
- 113
Cami ve Çocuk bahsini 2010 yılından bu yana ele alıyor gidişatın tehlikelerine dikkat çekiyorum.
Okumadan linç etmeye kalkanlar olacaktır yine.Lakin risk almadan rızk olmaz.Manevi iklimden rızkımızı temin edebilmek için yanlışa yanlış demekten vazgeçmemeliyiz.
Cami ve çocuk meselesinin doğru bir noktadan değerlendirilmesi için meseleye değişik açılardan dikkat çektim.Bu konuda yazdığım yazılar Cami ve Çocuk isimli bir kitap yapmaya yeter sanıyorum.
Aşağıda 2016 yılında yayımlamış olduğum yazıyı dikkatinize sunuyorum.
Çocuklar camide oyuncakları ellerinde
04:0020/06/2016, Pazartesi
Dini konularda kafamız bir tuhaf çalışıyor. Son derece kolay meselelerde bile ifrattan tefrite savrulma kabiliyetini muhafaza ettiğimiz için esas ile usul birbirine karışıyor.
Lafı cami ve çocuk meselesine getireceğim.
Bazı ihtiyarların camide çocuklara tahammülsüzlük gösterdikleri malumunuzdur. Özellikle erkek çocuklarının muhakkak camide azarlanmışlığı vardır. Diyanet İşleri Başkanı Sayın Mehmet Görmez birkaç yıldır camilerin çocuklarla şen olması gerektiği üzerinde duruyor. Bu fikri bendeniz de en başından beri destekliyorum. Çocuklar en masum halleri ile camilere gelebilmeli, onları cemaatin bir parçası olarak görebilmeliyiz.
Çocuklar camiye gelsin fakat aileler çocuklarına camide nasıl davranması gerektiğine dair muhakkak bir eğitim vermeli. Elbette çocukların bu eğitimi derhal içselleştirmelerini beklemiyoruz. Lakin 13-14 yaşında kız çocuklarının başları açık, daracık pantolon, kısa kollu gömlekler, ellerinde tabletler, caminin bir köşesine oturup kıkırdamalarını, çocukların cami ile buluşması olarak görmek de çok anlamsız.
Ne kıyafetleri cami adabına uygun ne de davranışları.
Diyeceksiniz ki camiye gele gele öğrenirler. Hayır öğrenmeleri pek mümkün görünmüyor. Çünkü cami zamanının içine hiç dahil olmadan, tabletlerinden video seyrederek gülüyorlar. Yani camide ev zamanını yaşamaya devam ediyorlar. Cemaatten hanımlar ikaz ettiğinde, kızların yakınları hoşgörülü olmaktan dem vurup, Diyanet İşleri Başkanı bile çocuklarınızı camiye getirin dedi diyerek tartışma çıkarıyor.
Çocukların camide olması bu değil.
Çocuk ve camii meselesindeki kafa karışıklığını en iyi şekilde ortaya koyan örneklerden biri geçtiğimiz hafta sosyal medyada karşıma çıktı. Ankara Ahmet Hamdi Akseki Camii'nin
bir köşesi kreş haline getirilmiş
. Cemaat namaz kılıyor çocuklar masaların başında oyuncakları ile oynuyor.
Çocuklar camide olsun deyince siz bunu mu anlıyorsunuz?
Çocuk babası ve annesi ile saf tutmayacaksa, zihni dualara açık hale gelmeyecekse niye camiye geliyor ki?
Şu iki durumu lütfen birbirine karıştırmayın. Kış boyunca bazı Kur'an kurslarında çocuklar anneleri ile camiye geliyor, anneler Kur'an öğrenirken çocuklar da başlarında eğitmenlerle kreş eğitimine benzer bir eğitim alıyorlar. Türkiye'nin pilot camilerinde böyle bir uygulama var.
Ancak teravih namazının kılındığı şu mübarek gecelerde caminin bir köşesini oyun parkı haline getirmek hiç anlamlı değil.
Zaten erkek çocukları boğuşarak, kız çocukları kıkırdayarak kendi aralarında takılıyorlar. Onların kaçamak yaptığı bu eylemi oyuncaklar, masa ve sandalyeler yardımıyla örgütlü hale getirmeyi fazla zorlama bir anlayış olarak görüyorum.
Camilerin iç mekanlarını oyun parkı haline getirerek çocuklarımıza “duruş" öğretemeyiz.
Fatma Barbarosoğlu
Okumadan linç etmeye kalkanlar olacaktır yine.Lakin risk almadan rızk olmaz.Manevi iklimden rızkımızı temin edebilmek için yanlışa yanlış demekten vazgeçmemeliyiz.
Cami ve çocuk meselesinin doğru bir noktadan değerlendirilmesi için meseleye değişik açılardan dikkat çektim.Bu konuda yazdığım yazılar Cami ve Çocuk isimli bir kitap yapmaya yeter sanıyorum.
Aşağıda 2016 yılında yayımlamış olduğum yazıyı dikkatinize sunuyorum.
Çocuklar camide oyuncakları ellerinde
04:0020/06/2016, Pazartesi
Dini konularda kafamız bir tuhaf çalışıyor. Son derece kolay meselelerde bile ifrattan tefrite savrulma kabiliyetini muhafaza ettiğimiz için esas ile usul birbirine karışıyor.
Lafı cami ve çocuk meselesine getireceğim.
Bazı ihtiyarların camide çocuklara tahammülsüzlük gösterdikleri malumunuzdur. Özellikle erkek çocuklarının muhakkak camide azarlanmışlığı vardır. Diyanet İşleri Başkanı Sayın Mehmet Görmez birkaç yıldır camilerin çocuklarla şen olması gerektiği üzerinde duruyor. Bu fikri bendeniz de en başından beri destekliyorum. Çocuklar en masum halleri ile camilere gelebilmeli, onları cemaatin bir parçası olarak görebilmeliyiz.
Çocuklar camiye gelsin fakat aileler çocuklarına camide nasıl davranması gerektiğine dair muhakkak bir eğitim vermeli. Elbette çocukların bu eğitimi derhal içselleştirmelerini beklemiyoruz. Lakin 13-14 yaşında kız çocuklarının başları açık, daracık pantolon, kısa kollu gömlekler, ellerinde tabletler, caminin bir köşesine oturup kıkırdamalarını, çocukların cami ile buluşması olarak görmek de çok anlamsız.
Ne kıyafetleri cami adabına uygun ne de davranışları.
Diyeceksiniz ki camiye gele gele öğrenirler. Hayır öğrenmeleri pek mümkün görünmüyor. Çünkü cami zamanının içine hiç dahil olmadan, tabletlerinden video seyrederek gülüyorlar. Yani camide ev zamanını yaşamaya devam ediyorlar. Cemaatten hanımlar ikaz ettiğinde, kızların yakınları hoşgörülü olmaktan dem vurup, Diyanet İşleri Başkanı bile çocuklarınızı camiye getirin dedi diyerek tartışma çıkarıyor.
Çocukların camide olması bu değil.
Çocuk ve camii meselesindeki kafa karışıklığını en iyi şekilde ortaya koyan örneklerden biri geçtiğimiz hafta sosyal medyada karşıma çıktı. Ankara Ahmet Hamdi Akseki Camii'nin
bir köşesi kreş haline getirilmiş
. Cemaat namaz kılıyor çocuklar masaların başında oyuncakları ile oynuyor.
Çocuklar camide olsun deyince siz bunu mu anlıyorsunuz?
Çocuk babası ve annesi ile saf tutmayacaksa, zihni dualara açık hale gelmeyecekse niye camiye geliyor ki?
Şu iki durumu lütfen birbirine karıştırmayın. Kış boyunca bazı Kur'an kurslarında çocuklar anneleri ile camiye geliyor, anneler Kur'an öğrenirken çocuklar da başlarında eğitmenlerle kreş eğitimine benzer bir eğitim alıyorlar. Türkiye'nin pilot camilerinde böyle bir uygulama var.
Ancak teravih namazının kılındığı şu mübarek gecelerde caminin bir köşesini oyun parkı haline getirmek hiç anlamlı değil.
Zaten erkek çocukları boğuşarak, kız çocukları kıkırdayarak kendi aralarında takılıyorlar. Onların kaçamak yaptığı bu eylemi oyuncaklar, masa ve sandalyeler yardımıyla örgütlü hale getirmeyi fazla zorlama bir anlayış olarak görüyorum.
Camilerin iç mekanlarını oyun parkı haline getirerek çocuklarımıza “duruş" öğretemeyiz.
Fatma Barbarosoğlu