BİR SABAH GELECEK KARDAN AYDINLIK...
Bu sabah, yine karanlık bir sabah olarak kayda geçti. Amerika, mazlumun üstüne bomba yağdıran eliyle bir kez daha zulmün tarafını seçti.
İran topraklarına yapılan bu hain saldırı, yalnızca bir ülkeye değil; tüm ümmete, tüm insanlığa, onura ve vicdana yapılmış bir taarruzdur.
Amerika; mazlumun gözyaşını petrole değişen, barışı silaha tahvil eden, özgürlüğü kendi menfaatiyle eşitleyen kirli bir zihniyetin adıdır.
Nice sabah ezanını füze sesleriyle bastıran, nice annenin feryadını “kolateral hasar” diye raporlayan bu sistem, insanlığın yüz karasıdır.
Büyük şeytan Amerika’nın tarihi, zencilerin zincirlenmiş bedenlerinden başlayarak, Vietnam’da napalm ateşine, Irak’ta fosfor bombasına, Suriye’de vekâlet savaşlarına, Gazze’de İsrail’e verdiği sınırsız destekle süregelen bir cehennem hikâyesidir.
Ama zulüm payidar olmaz. Emperyalizm, bugün yeryüzünde hüküm sürüyor olabilir; ama vakti geldiğinde bu beton kuleler çökecek, bu yalan imparatorluklar yerle yeksan olacaktır.
Firavun’un sarayı da büyüktü ama Musa’nın asası kazandı.
ABD de, İsrail de, zalimin bütün kuklaları da bir gün muhakkak yok olacak!
Onlar için hazırlanan hesap, ilahi adaletin terazisinde eksiksiz görülecek.
Çünkü insanlık, bu çürümüşlüğü sonsuza dek taşıyamaz. Çünkü Allah, zalimi mühletle sınar ama asla unutmaz!
Gün, ümmetin uyanma günüdür.
Gün, mezhebi değil merhameti, etnisizmi değil vahdeti merkeze alma günüdür.
Gün, Şii’yi Sünni’den ayıran kirli elleri tanıma günüdür. Bu ümmet birleştiği gün, tanklar susar, bombalar boşa düşer, şeytanlar kaçar!
Vahdet olmadan adalet yoktur.
Adalet olmadan diriliş olmaz.
Zulmün kararttığı bu sabahların sonunda bir sabah daha var:
Adaletle doğacak, kardeşlikle yükselecek, Rahmetle saracak bir sabah…
Ve o sabah, ümmetin zafer sabahı olacak.
Hikmet Kızıl

Bu sabah, yine karanlık bir sabah olarak kayda geçti. Amerika, mazlumun üstüne bomba yağdıran eliyle bir kez daha zulmün tarafını seçti.
İran topraklarına yapılan bu hain saldırı, yalnızca bir ülkeye değil; tüm ümmete, tüm insanlığa, onura ve vicdana yapılmış bir taarruzdur.
Amerika; mazlumun gözyaşını petrole değişen, barışı silaha tahvil eden, özgürlüğü kendi menfaatiyle eşitleyen kirli bir zihniyetin adıdır.
Nice sabah ezanını füze sesleriyle bastıran, nice annenin feryadını “kolateral hasar” diye raporlayan bu sistem, insanlığın yüz karasıdır.
Büyük şeytan Amerika’nın tarihi, zencilerin zincirlenmiş bedenlerinden başlayarak, Vietnam’da napalm ateşine, Irak’ta fosfor bombasına, Suriye’de vekâlet savaşlarına, Gazze’de İsrail’e verdiği sınırsız destekle süregelen bir cehennem hikâyesidir.
Ama zulüm payidar olmaz. Emperyalizm, bugün yeryüzünde hüküm sürüyor olabilir; ama vakti geldiğinde bu beton kuleler çökecek, bu yalan imparatorluklar yerle yeksan olacaktır.
Firavun’un sarayı da büyüktü ama Musa’nın asası kazandı.
ABD de, İsrail de, zalimin bütün kuklaları da bir gün muhakkak yok olacak!
Onlar için hazırlanan hesap, ilahi adaletin terazisinde eksiksiz görülecek.
Çünkü insanlık, bu çürümüşlüğü sonsuza dek taşıyamaz. Çünkü Allah, zalimi mühletle sınar ama asla unutmaz!
Gün, ümmetin uyanma günüdür.
Gün, mezhebi değil merhameti, etnisizmi değil vahdeti merkeze alma günüdür.
Gün, Şii’yi Sünni’den ayıran kirli elleri tanıma günüdür. Bu ümmet birleştiği gün, tanklar susar, bombalar boşa düşer, şeytanlar kaçar!
Vahdet olmadan adalet yoktur.
Adalet olmadan diriliş olmaz.
Zulmün kararttığı bu sabahların sonunda bir sabah daha var:
Adaletle doğacak, kardeşlikle yükselecek, Rahmetle saracak bir sabah…
Ve o sabah, ümmetin zafer sabahı olacak.
Hikmet Kızıl
