Vera
Yeni Üye
- Katılım
- 27 Kas 2020
- Mesajlar
- 1,360
- Tepkime puanı
- 2,799
- Puanları
- 113
- Burç
- Boğa
- Meslek
- Boş Gezenin Boş Kalfası
- Cinsiyet
- Medeni Hal
- Takım
Türkiye’de siyasetin serencamı tutarsızlıklarla dolu bir şekilde ilerlemeye devam ediyor!
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bugün yaptığı grup konuşmasında hükümeti ve MHP’yi Doğu Türkistan konusunda takındıkları tutum sebebiyle eleştirdi.
Öncelikle İYİ Parti çizgisini çok problemli bir siyasi hat üzerinde görmemize rağmen bu sözlerde haklılık payı olduğunu söylemek gerekiyor. Çin Komünist Parti rejiminin yaptığı insanlık dışı, etnik, dini ve kültürel soykırım politikalarına karşı Türkiye aktif bir şekilde tavır almıyor.
Doğu Türkistanlıların yaşadıkları zorluklar şimdi de Çin ile imzalanan antlaşma gereği ‘geri iade edilme’ endişesiyle farklı bir boyuta taşındı. Böyle bir vasatta Meral Akşener’in Doğu Türkistan meselesini gündeme taşıması ve mağdurlardan Nursiman Abduraşid isimli kadını parti kürsüsünde konuşturması takdiri hak edecek bir tutumdur.1
Akşener’in konuşmasında dikkat çektiği bir diğer husus ise Perinçek’in Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Bahçeli üzerinde kurduğu siyasi tahakküm hakkındaydı. Akşener, Çin’in politikalarına karşı doğrudan bir şey söylemeyen Erdoğan ve Bahçeli’nin konu hakkındaki tavrını “Çin Merkez Komitesi Türkiye Komiseri Sayın Cinping Perinçek, Erdoğan'ı ve Bahçeli'yi nasıl olduysa esir almış.” sözleriyle eleştirdi. Türkiye böyle bir ülke! Perinçek gibi kirli bir isim milyonda bilmem kaç kitlesine rağmen politik manevralarıyla iktidar partisinin siyasetinde belirli bir oranda belirleyici olabiliyor. Şaşırtıcı gerçekten!
Meral Akşener’in bu sözlerinde de haklılık payı olabileceğini üzülerek belirtiyoruz. Ancak işin bir de öbür yüzü var. Haberin başlığındaki bir doğrunun kaç yanlışı götüreceği meselesi buradan neşet ediyor. Akşener, Doğu Türkistan meselesine dikkat çekerek ve siyasilerinin bu konudaki sessizliğini eleştirmek ile takdiri hak ediyor ancak partisinin mülteciler söz konusu olduğunda seçmeci tavrını izah edemiyor.
Doğu Türkistan, ‘atalar diyarı’ olduğu için el üstünde tutulurken, Baas zulmünden kaçarak ülkemize sığınan Suriyeli mülteciler, İYİ Partili isimler tarafından her gün hedef gösteriliyor. Bu nasıl iştir? Doğu Türkistanlıların canı can da Suriyelilerin ki değersiz mi? Milliyetçi ideolojiler açısından bu tarz tenakuzlar çok önemli değil sanıyoruz ki!
Doğrular yanlışları götürmüyor. Yanlışlar doğruları götürüyor… Türkiye’de siyasetin serencamı, içine hapsolduğu milliyetçi-devletçi retorikler sebebiyle her geçen gün daha fazla tutarsızlık döngüsüne hapsoluyor. Üzücü ama gerçek!
1-Basında Nursiman Abduraşid'in konuşması esnasında yayınının kesilmesi politik bir tutum olarak gösterildi ancak bunun doğruluğunu teyit etmek mümkün değil. Akşener'in sözü bittiği için de yayın kesilmiş olabilir. Hakeza AA'nın haberinde Nursiman Abduraşid'in konuşması olduğu gibi verilmiş...
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bugün yaptığı grup konuşmasında hükümeti ve MHP’yi Doğu Türkistan konusunda takındıkları tutum sebebiyle eleştirdi.
Öncelikle İYİ Parti çizgisini çok problemli bir siyasi hat üzerinde görmemize rağmen bu sözlerde haklılık payı olduğunu söylemek gerekiyor. Çin Komünist Parti rejiminin yaptığı insanlık dışı, etnik, dini ve kültürel soykırım politikalarına karşı Türkiye aktif bir şekilde tavır almıyor.
Doğu Türkistanlıların yaşadıkları zorluklar şimdi de Çin ile imzalanan antlaşma gereği ‘geri iade edilme’ endişesiyle farklı bir boyuta taşındı. Böyle bir vasatta Meral Akşener’in Doğu Türkistan meselesini gündeme taşıması ve mağdurlardan Nursiman Abduraşid isimli kadını parti kürsüsünde konuşturması takdiri hak edecek bir tutumdur.1
Akşener’in konuşmasında dikkat çektiği bir diğer husus ise Perinçek’in Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Bahçeli üzerinde kurduğu siyasi tahakküm hakkındaydı. Akşener, Çin’in politikalarına karşı doğrudan bir şey söylemeyen Erdoğan ve Bahçeli’nin konu hakkındaki tavrını “Çin Merkez Komitesi Türkiye Komiseri Sayın Cinping Perinçek, Erdoğan'ı ve Bahçeli'yi nasıl olduysa esir almış.” sözleriyle eleştirdi. Türkiye böyle bir ülke! Perinçek gibi kirli bir isim milyonda bilmem kaç kitlesine rağmen politik manevralarıyla iktidar partisinin siyasetinde belirli bir oranda belirleyici olabiliyor. Şaşırtıcı gerçekten!
Meral Akşener’in bu sözlerinde de haklılık payı olabileceğini üzülerek belirtiyoruz. Ancak işin bir de öbür yüzü var. Haberin başlığındaki bir doğrunun kaç yanlışı götüreceği meselesi buradan neşet ediyor. Akşener, Doğu Türkistan meselesine dikkat çekerek ve siyasilerinin bu konudaki sessizliğini eleştirmek ile takdiri hak ediyor ancak partisinin mülteciler söz konusu olduğunda seçmeci tavrını izah edemiyor.
Doğu Türkistan, ‘atalar diyarı’ olduğu için el üstünde tutulurken, Baas zulmünden kaçarak ülkemize sığınan Suriyeli mülteciler, İYİ Partili isimler tarafından her gün hedef gösteriliyor. Bu nasıl iştir? Doğu Türkistanlıların canı can da Suriyelilerin ki değersiz mi? Milliyetçi ideolojiler açısından bu tarz tenakuzlar çok önemli değil sanıyoruz ki!
Doğrular yanlışları götürmüyor. Yanlışlar doğruları götürüyor… Türkiye’de siyasetin serencamı, içine hapsolduğu milliyetçi-devletçi retorikler sebebiyle her geçen gün daha fazla tutarsızlık döngüsüne hapsoluyor. Üzücü ama gerçek!
1-Basında Nursiman Abduraşid'in konuşması esnasında yayınının kesilmesi politik bir tutum olarak gösterildi ancak bunun doğruluğunu teyit etmek mümkün değil. Akşener'in sözü bittiği için de yayın kesilmiş olabilir. Hakeza AA'nın haberinde Nursiman Abduraşid'in konuşması olduğu gibi verilmiş...