Bir alanda uzman olmak.

Bir alanda uzman olmak, diğer alanlarda da uzman olmayı gerektirmez.

Hazreti Ali, çok iyi bir kadı/hakim idi. Peygamber efendimiz de onu böyle tavsif etmiştir.
Ubeyy bin Ka'b çok iyi bir Kur'an öğretmeni idi. Peygamber efendimiz de onu böyle tavsif etmiştir.
Fıkıh konusunda Muaz bin Cebel otorite idi. Peygamber efendimiz onu böyle tavsif etmiştir.
Zeyd bin Sabit de miras hukukunda uzmandı...

Yani hoca, her konuda uzman olmak zorunda değildir. Doktor her konuda uzman olmak zorunda değildir. İnşaatçı her konuda uzman olmak zorunda değildir.

Hazreti Aişe, kendisine yöneltilen bazı soruları başka sahabelere yönlendirmiştir. Hazreti Ali de öyle yapmıştır..

Bir insan aynı anda iyi bir hadisçi, iyi bir tefsirci, iyi bir fıkıhçı olamayabilir. Bunu anlayışla karşılamak gerekir.

Her ilmin temel konularını bilmek, bir ilmin de uzmanı olmak iyi olur. Böylece her soru, her sorun size gelmez. Ayrıca belli bir alan olunca, gelen sorular da sizi o alanda uzmanlaştırmaya götürür.

Fetva işini ehline bırakmak lazım. Hatta bazen fetva içinde tıp, astronomi, uzay, bilim, ekonomi gibi konuları bile ehline bırakmak gerekir. Faizle ilgili iki ayet, üç hadis yan yana getiremeyen birinin banka, kredi, bireysel emeklilik, promosyon, havale, kefalet, icare, ipotek gibi konularda susması ve fetva ehline uyması gerekir...

Murat Padak
Şanlıurfa Diyanet Eğitim Merkezi Eğitim Görevlisi