kervan
Aktif Üye
- Katılım
- 2 Haz 2020
- Mesajlar
- 916
- Tepkime puanı
- 2,374
- Puanları
- 93
- Cinsiyet
Bereketsiz Servet
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Ey îman edenler! Kat kat arttırılmış olarak fâiz yemeyin. Allah’dan sakının ki kurtuluşa eresiniz.” (Âl-i İmrân, 130)
Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:
“Allah Teâlâ, ribâ alanı, vereni, şâhitliğini yapanı, muamelesini yazanı ve ribâyı helâl göstereni lânetlemiştir.” (Müslim, Müsâkât, 106.)
Kul hakkı yemenin en dehşetli şekli fâiz alıp vermektir. Cenâb-ı Hak, bu şekilde haksızlık yapanlara elîm bir azap hazırlamıştır. Bilhassa fâiz yiyenler,
Allâh’a ve Rasûlü’ne karşı harp îlân etmiş olurlar ve kıyâmet günü kabirlerinden şeytan çarpmış kimse gibi kalkarlar. Fâiz alanlar, zâhiren çok
kazandıklarını zannetseler de, Allah Teâlâ fâizli kazançların bereketini giderir ve fâizi mahveder; helâl yollarla yapılan ticâreti ise bereketlendirir. Fâiz yiyen günahkâr kulları da hiç sevmez.
Rasûlullah (sav) Efendimiz’in beyânına göre fâiz, insanı helâke sürükleyen yedi günahtan biridir. Fâiz yiyene, yedirene, bunlar arasındaki sözleşmeyi
yazana ve şâhitlik yapana Allah Teâlâ lânet eder. Fâizle elde edilen mal da, nihâyetinde azalıp yok olmaya mahkûmdur. Fâiz alanların âhiretteki
acıklı hâlleri Peygamber Efendimiz’e gösterilmiş, onların kan kırmızı bir nehirde taş yiyerek yüzdükleri ifâde edilmiştir. (Buhârî, Tâbir, 48) (Osman
Nûri Topbaş, Faziletler Medeniyeti-2, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Hamîd:
Bütün isim ve sıfatlarıyla övgüye, hamde tek lâyık olan, yaptıklarında, söylediklerinde, dininde ve takdirinde hamdolunan, bütün varlığın diliyle övülen ve ancak kendisine şükredilen demektir.
Kısa Günün Kârı
Sâlih kişiler, bu tür muamelelerden uzak dururlar. Çünkü ribâ, mü’minlerin îmanına zarar vermektedir.
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Ey îman edenler! Kat kat arttırılmış olarak fâiz yemeyin. Allah’dan sakının ki kurtuluşa eresiniz.” (Âl-i İmrân, 130)
Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:
“Allah Teâlâ, ribâ alanı, vereni, şâhitliğini yapanı, muamelesini yazanı ve ribâyı helâl göstereni lânetlemiştir.” (Müslim, Müsâkât, 106.)
Kul hakkı yemenin en dehşetli şekli fâiz alıp vermektir. Cenâb-ı Hak, bu şekilde haksızlık yapanlara elîm bir azap hazırlamıştır. Bilhassa fâiz yiyenler,
Allâh’a ve Rasûlü’ne karşı harp îlân etmiş olurlar ve kıyâmet günü kabirlerinden şeytan çarpmış kimse gibi kalkarlar. Fâiz alanlar, zâhiren çok
kazandıklarını zannetseler de, Allah Teâlâ fâizli kazançların bereketini giderir ve fâizi mahveder; helâl yollarla yapılan ticâreti ise bereketlendirir. Fâiz yiyen günahkâr kulları da hiç sevmez.
Rasûlullah (sav) Efendimiz’in beyânına göre fâiz, insanı helâke sürükleyen yedi günahtan biridir. Fâiz yiyene, yedirene, bunlar arasındaki sözleşmeyi
yazana ve şâhitlik yapana Allah Teâlâ lânet eder. Fâizle elde edilen mal da, nihâyetinde azalıp yok olmaya mahkûmdur. Fâiz alanların âhiretteki
acıklı hâlleri Peygamber Efendimiz’e gösterilmiş, onların kan kırmızı bir nehirde taş yiyerek yüzdükleri ifâde edilmiştir. (Buhârî, Tâbir, 48) (Osman
Nûri Topbaş, Faziletler Medeniyeti-2, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Hamîd:
Bütün isim ve sıfatlarıyla övgüye, hamde tek lâyık olan, yaptıklarında, söylediklerinde, dininde ve takdirinde hamdolunan, bütün varlığın diliyle övülen ve ancak kendisine şükredilen demektir.
Kısa Günün Kârı
Sâlih kişiler, bu tür muamelelerden uzak dururlar. Çünkü ribâ, mü’minlerin îmanına zarar vermektedir.