-
- Katılım
- 1 May 2020
-
- Mesajlar
- 17,483
-
- Çözümler
- 1
-
- Tepkime puanı
- 47,936
-
- Puan
- 113
bazı insanlar gerçekten zor ve kendi kafa konforun için idare ediyorsun onları.
onlar bunu bilmese de…
başkalarının mecburen katlandığı, idare etmek zorunda kaldığı, sırf hatır için sustuğu ve sorun çıkarır diye çekindiği biri olmak, bir insanın başına gelebilecek en kötü şeylerden biri olmalı.
çok köşeli ve olmazsa olmazlarını sıralı tam liste olarak masaya bırakan, çok sinirli ya da çok boş konuşan, çok bilmiş ama aslında pek bilememiş, çok alıngan yani aslında her şeyi ile "çok" fazla olan insanların başına geliyor bu istenmeyen eleman olma durumu genelde. 'kalksa da gitse!' diye bekliyorsun, her şeyi 'çok' bu insanları.
gittiklerinde ortama sükûnet, huzur çöküyor. nefes almaya başlıyorsun onların enerjisinden çıktığın zaman.
dünyanın neresine giderlerse gitsinler yanlarında kendilerini de götürmek zorunda kaldıkları için üzülüyorum aslında bu insanlara.
düşünsenize kafanızda birileri devamlı kavga ediyor ve onlarla geziyorsunuz ve hep rövanşı alınmamış yarışlarınız var. kazanılmamış kavgalarınız, galibiyetsiz savaşlarınız var kendi içinizde. düşünsenize en büyük rakibiniz meçhul birileri. asla mutlu olamıyor, kimseyi beğenmiyor, kendinizden bile sıkılıyorsunuz.
düşünün ki insanlar size söylemek istediklerini içlerine atıp, yüzlerine maske takarak geliyorlar. sizin sorun çıkarmanızdan ya da onları anlamamanızdan çekiniyorlar. içlerinde söylemek istedikleri volkan gibi kaynıyor ve sizi kolayca affedemiyorlar. siz onların özenle seçip filtreledikleri sözleri içten sanıyorsunuz. başkalarına nasıl göründüğünüzün farkında değilsiniz; size duydukları korkuyu saygı zannediyorsunuz.
allah korusun, böyle biri olmak istemem. eğer birilerine bu şekilde hissettiriyorsam, allah bana akıl fikir versin.
oysa her insanı ayrı bir dünya olarak kabul etsek, yaşamanın kesin bir formülü olmadığını anlayabilsek ve esneyebildiğimiz kadar huzur bulacağımızı görebilsek bunların hiçbiri olmayacak. olmazsa olmazlarımızı yeniden gözden geçirmek ve insanlarla uyum içinde yaşamanın yollarını aramak da çok faydalı olurdu aslında.
hatta kendi dünyalarımızın bir tozunu da alsak dadımızdan yinmezdi de…
işte...
ezgi akgül 9 kasım 2025 / ankara
onlar bunu bilmese de…
başkalarının mecburen katlandığı, idare etmek zorunda kaldığı, sırf hatır için sustuğu ve sorun çıkarır diye çekindiği biri olmak, bir insanın başına gelebilecek en kötü şeylerden biri olmalı.
çok köşeli ve olmazsa olmazlarını sıralı tam liste olarak masaya bırakan, çok sinirli ya da çok boş konuşan, çok bilmiş ama aslında pek bilememiş, çok alıngan yani aslında her şeyi ile "çok" fazla olan insanların başına geliyor bu istenmeyen eleman olma durumu genelde. 'kalksa da gitse!' diye bekliyorsun, her şeyi 'çok' bu insanları.
gittiklerinde ortama sükûnet, huzur çöküyor. nefes almaya başlıyorsun onların enerjisinden çıktığın zaman.
dünyanın neresine giderlerse gitsinler yanlarında kendilerini de götürmek zorunda kaldıkları için üzülüyorum aslında bu insanlara.
düşünsenize kafanızda birileri devamlı kavga ediyor ve onlarla geziyorsunuz ve hep rövanşı alınmamış yarışlarınız var. kazanılmamış kavgalarınız, galibiyetsiz savaşlarınız var kendi içinizde. düşünsenize en büyük rakibiniz meçhul birileri. asla mutlu olamıyor, kimseyi beğenmiyor, kendinizden bile sıkılıyorsunuz.
düşünün ki insanlar size söylemek istediklerini içlerine atıp, yüzlerine maske takarak geliyorlar. sizin sorun çıkarmanızdan ya da onları anlamamanızdan çekiniyorlar. içlerinde söylemek istedikleri volkan gibi kaynıyor ve sizi kolayca affedemiyorlar. siz onların özenle seçip filtreledikleri sözleri içten sanıyorsunuz. başkalarına nasıl göründüğünüzün farkında değilsiniz; size duydukları korkuyu saygı zannediyorsunuz.
allah korusun, böyle biri olmak istemem. eğer birilerine bu şekilde hissettiriyorsam, allah bana akıl fikir versin.
oysa her insanı ayrı bir dünya olarak kabul etsek, yaşamanın kesin bir formülü olmadığını anlayabilsek ve esneyebildiğimiz kadar huzur bulacağımızı görebilsek bunların hiçbiri olmayacak. olmazsa olmazlarımızı yeniden gözden geçirmek ve insanlarla uyum içinde yaşamanın yollarını aramak da çok faydalı olurdu aslında.
hatta kendi dünyalarımızın bir tozunu da alsak dadımızdan yinmezdi de…
işte...
ezgi akgül 9 kasım 2025 / ankara
