kervan
Aktif Üye
- Katılım
- 2 Haz 2020
- Mesajlar
- 916
- Tepkime puanı
- 2,374
- Puanları
- 93
- Cinsiyet
Bayramla Gelen Muhabbet
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Müminler, müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa, artık onun Allah nezdinde hiçbir değeri yoktur. Ancak kâfirlerden gelebilecek bir tehlikeden sakınmanız başkadır. Allah, kendisine karşı (gelmekten) sizi sakındırıyor. Dönüş yalnız Allah'adır.” (Âl-İmrân, 28)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Allâh’ım! Sen’den muhabbetini, Sen’i sevenlerin muhabbetini ve Sen’in sevgine ulaştıracak ameli talep ediyorum. Allâh’ım! Sen’in muhabbetini bana nefsimden, âilemden, malımdan ve soğuk sudan daha sevgili kıl!” (Tirmizî, Deavât, 72/3490)
Ashâb-ı kirâm bir gün Rasûlullâh Efendimiz’e şöyle sordular:
“–Bir mü’mini huşû içinde, diğer bir mü’mini de huşûdan mahrum görüyoruz. Bu farklılığın sebebi nedir?”
Rasûlullâh (sav) şöyle cevap verdi:
“–Îmânın tadını alan mü’min, huşû sâhibi olur. Îmânın tadını alamayan mü’min ise huşû sâhibi olamaz!”
“–Peki, îmânın tadı nasıl elde edilir, ona nasıl ulaşılır?” diye sorulunca Peygamber Efendimiz şöyle buyurdular:
“–Ona Allâh sevgisinde sâdık olmakla ulaşılır.” Ashâb-ı kirâm bu sefer:
“–Allâh sevgisi ne ile elde edilir?” diye sordular. Rasûl-i Ekrem Efendimiz:
“–Allâh’ın Rasûlü’ne muhabbetle elde edilir. Bu sebeple siz, Allâh ve Rasûlü’nün rızâsını, yine Allâh ve Rasûlü’ne muhabbet beslemekte arayınız.” buyurdular. (Senderûsî, Keşf-i İlâhî, II,
651; Halebî, Mevsûatü’l-Ehâdis, VI, 492/16010)
Kısa Günün Kârı
Rabbimiz, Ramazân’ın rûhânî iklîmini ömrümüzün muhtevâsına yaygınlaştırıp feyizli bir hayat yaşamayı cümlemize müyesser eylesin. Âhirete açılacak kapımızı, saâdet tecellîleri ile
gelen ebedî bir bayram kılsın. Ramazân ve bayram günlerini, vatanımıza, milletimize, İslâm dünyâsına saâdet ve huzur kaynağı eylesin!..
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Müminler, müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa, artık onun Allah nezdinde hiçbir değeri yoktur. Ancak kâfirlerden gelebilecek bir tehlikeden sakınmanız başkadır. Allah, kendisine karşı (gelmekten) sizi sakındırıyor. Dönüş yalnız Allah'adır.” (Âl-İmrân, 28)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Allâh’ım! Sen’den muhabbetini, Sen’i sevenlerin muhabbetini ve Sen’in sevgine ulaştıracak ameli talep ediyorum. Allâh’ım! Sen’in muhabbetini bana nefsimden, âilemden, malımdan ve soğuk sudan daha sevgili kıl!” (Tirmizî, Deavât, 72/3490)
Ashâb-ı kirâm bir gün Rasûlullâh Efendimiz’e şöyle sordular:
“–Bir mü’mini huşû içinde, diğer bir mü’mini de huşûdan mahrum görüyoruz. Bu farklılığın sebebi nedir?”
Rasûlullâh (sav) şöyle cevap verdi:
“–Îmânın tadını alan mü’min, huşû sâhibi olur. Îmânın tadını alamayan mü’min ise huşû sâhibi olamaz!”
“–Peki, îmânın tadı nasıl elde edilir, ona nasıl ulaşılır?” diye sorulunca Peygamber Efendimiz şöyle buyurdular:
“–Ona Allâh sevgisinde sâdık olmakla ulaşılır.” Ashâb-ı kirâm bu sefer:
“–Allâh sevgisi ne ile elde edilir?” diye sordular. Rasûl-i Ekrem Efendimiz:
“–Allâh’ın Rasûlü’ne muhabbetle elde edilir. Bu sebeple siz, Allâh ve Rasûlü’nün rızâsını, yine Allâh ve Rasûlü’ne muhabbet beslemekte arayınız.” buyurdular. (Senderûsî, Keşf-i İlâhî, II,
651; Halebî, Mevsûatü’l-Ehâdis, VI, 492/16010)
Kısa Günün Kârı
Rabbimiz, Ramazân’ın rûhânî iklîmini ömrümüzün muhtevâsına yaygınlaştırıp feyizli bir hayat yaşamayı cümlemize müyesser eylesin. Âhirete açılacak kapımızı, saâdet tecellîleri ile
gelen ebedî bir bayram kılsın. Ramazân ve bayram günlerini, vatanımıza, milletimize, İslâm dünyâsına saâdet ve huzur kaynağı eylesin!..